Dunya Gureş Şampıyonası Tertip Heyeti Kararlar Hilton'da alındı barımız bir takım nahoş hadiseler yüzünden - kabahat misafirlerde ol- sa dahi sarsılmakta idi. İşte Brezil- ya maçından sonra ikinci bir hadise: Nazminin sakatlanması, — Coşkunun suratına Uruguaylı futbolcunun at- tığı yumruk, tribünlerden kafaya savrulan gazoz şişesi, şişenin tribü- ne iadesi, seyircinin sahaya atlaması ve idarecilerin kavgaya müdahalele- ri... Bunlar mevzu itibariyle heyecan- l, fakat zaman zaman kopan bir fil- mi andırıyordu. Şimdi ne olacak? Olacak şey basit: Uruguaylılarla da sportif temasları keseceğiz. ayd yok, zarar çok. Kısaca, hususi orga- nizasyonlardan elde kalan bu. Ramp- la Juniors geride bıraktığımız haf- tanın cumartesi günü Ankarada An- karagücü ile yaptığı ilk maçı 140 ka- zandı, pazar günü Beşiktaşla yaptığı revanş maçında ise 0-0 berabere du- rumda iken çıkan bir kavga netıce- sinde maç yarıda kaldı. Kulüpler Fenerbahçede vazife taksimi S rışm, uzun boylu bır adam etra- fını saran 18 gence "sizler Türki- yenin en ıyı futbolcularısınız. Kabili- yet itibarile, diğer klüptekilerden hiç biriniz aşağı değilsiniz. Buna rağmen neden ran e remiyorsunuz ? Bir derdiniz ? Söyleyin, bera- berce halledelım Benı ıdarecı veya bir umumi kaptan olarak değil, bir ğabey olarak tanıyın ve dertlerini- zi anlatın. Şimdiki halde takımda bir tasfıye duşunmuy rum. Transfer a- yına kadar izde beş maç var. Bunun her bıı'ı sizler için bir imti- handır. Takımda revizyona ihtiyaç 34 gösteren yerler görürsem o zaman n de bazı tedbirlere baş vuraca- gım ve transfer yapacağım", dedi. Hadise geride, bıraktığımız hafta- nın cumartesi günü Park Otelde ce- reyan, ediyordu. Konuşan uzun boylu sarışın zat, Fenerbahçenin ikinci re- isliği yanında uhdesine umumi kap- tanlık verilen Osman Kavrakoğlu i- di. Kavrakoğlu politik konuşuyordu. Oyuncuların üzerinde bu konuşma u- mumıyetle müsbet bir tesir bırakmış- Yalnız, zecri tedbir ve tasfiye gençlerı uzun uzun düşündürdü. Bili- yorlardı ki Kavrakoğlu mücadeleden yılan bir adam değildi. Aklına koy- duğunu harfiyen yapardı. Gençler i- çin alarm çanı böylece çalmış olu- yordu. Doğrusunu söylemek icap e- derse, mesleği profesyonel olan fut- bolcular için Fenerbahçe ideal bir yuva idi. Çünkü şöhret ve para ora- da idi. Hem de öyle bir para ki, mağ- lüp oldukları halde diğer buyuk ku- lüplerin — futbolcularının — alamadığı nisbette... Gençlerin canını da iste bu nokta sıkmıştı Bu konuşmadan bir g cuma gecesı stad lokalınde bir toplantı ya- pan Fenerbahçe idare heyeti vazife taksimatını şöyle yaptı: Birinci baş- kan Zeki Rıza Sporel; ikinci başkan ve umumi kaptan Osman Kavrakoğ- lu;.umumi kâtip Ertuğrul Akça; mu- hasebeci Talât Ataman; — veznedar Müslim Bağcılar; Kâmuran Tekil, Muhittin Bulgurlu, Niyazi Sel ve Se- dat Bayur ise üye olarak vazife gö- receklerdi. İdare heyeti umumi kap- tanlığı Osman Kavrakoğluna bir maksatla vermişti: Futbolcular üze- rinde sert bir disiplin kursun, diye. Hakikaten Fenerbahçenin, buna ih- tiyacı vardı Güreş Dünya şampiyonası Mecmuamızın basıldığı şu sırada, Mithatpaşa stadı 16 milletin iş- tirak ettiği Dünya Güreş Şampiyo- nasına sahne olacaktır. Gerıde bırak— tığımız hafta içerisinde şampiyona- ya iştirak eden milletlerin temsılcıle— ri, Hilton Otelinde F.İ.L.A. Beynel- milel Güreş Federasyonu Başkanı Fransız Roger Coulon riyasetinde bir toplantı yapmış ve bu büyük organi- zasyon hakkında bazı kararlar al- mışlardır. Her iki stilde yapılacak o- lan bu karşılaşmalar 31 Mayıs tari- hinde sona erecektir. Melburn Olim- piyatları arefesinde güreş vadisinde iddialı bulunan milletler, İstanbulda bir nevi kuvvet denemesine girişmek- tedirler. Vakıa alınacak neticeler, her ne kadar 1956 olimpiyatlarının neticelerini kati bir şekilde ortaya çıkaracak mahiyet taşımıyorsa da fikir vermek bakımından herhalde faydalı olacaktır. Müsabakalara mil- li takımımız iyi bir kadro ile iştirak etmektedir. Federasyon Başkam Veh- bi Emre hakiki yolun Melburn Olim- piyatları olduğunu sözlerinde ima et- mekte ise de, yabancı müşahitler - bunda nezaket de hakim - bizi fa- vori olarak göstermektedirler; Saka lın ak veya kara olduğunu anlamak zamanı gelip çatmıştır. Bu karşılaş- malar bize milli takımımızda reviz- yona ihtiyaç gösteren yerleri göste- recektir. Şimdiden peşin bir şey söy- lemek doğru olmaz. aha ve se- yirci avantajlarının bizde olduğu dü- şünülecek olursa serbestte çok, Gre- ko-Romende ise bazı kilolarda başa- rı göstermemiş ihtimal dahilindedir. N.S. AKİS, 26 MAYIS 1956