TİYATRO Fakat Büyük Tiyatro'daki «Oğuz A- ta ile Küçük Tiyatrodaki <«Akü Bey» ne maksatla sahneye konmuş? Telif eser memleketin gerçek dava- sıdır ve bunu ısrarla, sabırla tahakkuk ettirmeye çalışmalıyız. Ancak bu kabil hareketler, dâvaya hizmet değil, ihaneti tazammun eder. Evvelâ <«Akif Bey>» i alalım: <«Akif Bey» tiyatro olarak nedir, sahne için kıy- met derecesi ve seyırcı için alâka çeki- ciliği ne kadi ük Vatan Şairimiz Namık Ke- mal tarafından yazılmış olması bu ese- rin illa da büyük bir sanat değeri taşı- masını ıcabettırmez Nitekim <«Akif Bey» Türk tiyatrosu tarihi için bir örnek, bir isim ve bir değerdir ama bugünün tiyat- ro saııatı için çok zayıftır. Ona harcana- mek herhangi bir genç yazıcının e- serine sarf edilse, mutlak surette tiyatro sanatımızın kalkınmasına hizmet edilmiş olur. Faka t aslında tıyatro bakımından meyen bir konservatuvar ruhuna uygun bir hare- kette bulunmuş., hem de Türk tiyatro- suna gerektiği şekilde hizmet etmiş olur- du. Halbuki, Devlet Tiyarosunun pro- fesyonel sahnesi tiyatro sanatının en gü- zel ve en mütekâmil eserlerini göster- mek suretiyle Türk seyircisini yetiştir- mek, onun ruhi ihtiyacını karşılamak va- zifesiyle mukelleftır e «Akif Bey» basit bir aile vakasının facia ile bıtışını, uç .maktulle bir katilin Şayet vaka- e olan ekt derecesınde sık sık lerce senedenberi temsıl edilm diğer tragedia ve laştığı değişik bir sanat sahasındaki de- nemesinden ileri bir kıym | bu gibi eserlerin, hus üsamerel dışında ve hele Devlet Tıyat silleri meyanında sıraya konması lıangı müellifi, ne suretle teşvik şıyal)ılın" Tekrar edelim ki bu gi vlet Tiyatrosunun normal repertuvarı değil, hususi seanslardır. ürk tiyatro eserlerinden örnekler vermek üzere hususi bir temsil progra- mı hazırlanmalı ve Namık Kemal, Şi- Hâmit, Musahipzade, İbnırref ik ve diğer muellıtlerımızın eser- leri bu. seanslarda temsil edilmelidir. Dev- let Tiyatrosunun Konservatuvara daya- nan mânası ancak o zaman ifadesini bu- lurdu. Ya <Ağız Ata>? Ankaralı seyirciler hiç şüphesiz Kü- ük Tiyatro'da bunalacaklardı. Ora- da bunalacaklardı da, sanki Büyük Ti- valardan böyle bir ümid vermekten uzaktır. <O» 32 Ata» nev'inden ıkı pıyesın lıatırası ınd; kay- lena», öteki ise <«Gılgameş» tir. «Güzel Helena» - ki <O; Ata» aynı muharri- esi cak u- rin eridir - bir Y nanlı rejisörün çok ustalıkla sahneye ko- yatro severleri pek hoş bir sürprizin bek- len azap ve duyulan can sıkıntısı ise ma- lümdur. Eğer provalardan temsile bir değişiklik olmazsa - meselâ piyesin kaldı- rılması gibi * Büyük Tiyatro'da da ti- yatro sevenleri pek hoş bir sürprizin bek- lemediğini söylemek icap eder. Bir de- ğişiklik ihtimali ise yoktur. Öteki tiyatrolar Küçük — Sahneyi müteakip İstanbul Şe- hir Tiyatrosu, ananesi gereğince 1 Ekim akşamı her iki sahnesinin de per- delerini açıyor. Şehir tiyatro n s lerde bilindiği gibi Shakespeare'le başla- mak itiyadından vaz geçmiş bulunuyor. Komedi tiyatrosu bu sene yeni binasın- da faaliyete geçti. İlk eser olarak Moli- ere'in «Kibarlık Budalası» ile Jean Pa- ul Sartre'ın «Gizli O mış. Dram bölümü ise, Melek Tiyatrosu hazırlanmadığı için bir yıl daha, eski sa- laş tiyatrosunda çalışmaya mahküm. Dram tiyatrosunda ilk eser George Buch- ner'in <«Danton' un ölümü» dâir. İkinci defa aynı sahnede temsil edilmekte olan eserin bu defaki mizanseni tamamiyle değişiktir. İstanbul'da diğer tiyatrolar harıl harıl hazırlanmaktadır. Bunlardan Genç- lik tiyatrosu yakında Eminönü sahnesin de Necati Gumalı'nın «Boş Beşik» ısımlı eserini temsile başlıyacaktır. Bilindiği ü- zere Gençlik Tiyatrosu bu eseri ilk defa Almanya'da Erlangen talebe tıyatroları festıvalınde temsil etmiş ve takdir top lamıştı Geçen mevsim Ses Tiyatrosu sahne- sinde her gün saat altıdan itibaren tem- sıller vermış olan Çığır Sahne tiyatrosu ni mevsime hazırlanmaktadır. Bu tıyatroııun hemen harekete geçememiş ol- ması tiyatro binası derdini halledememe- sindendir. Bununla beraber İstanbul Be- lediyesi eski Halkevi sahnelerinden biri- sini bu tiyatroya tahsis etmiş ve gerekli hazırlıklara girişilmiştir. ylarında, İstanbul un muhtelif semtlerınde temsiller veren n Dol men'in dan Tiyatrosu da devamlı temsiller içki hazırlanmaktadır. İstanbul'un eğlence tiyatrolarına ge- Tince, ©unlar arasında şimdilik tam bir bütün teşkil eden İstanbul Operetidir. Operet sanatkârlarımız tarafından kollek- o iki yıldır, gıttıkçe gelışen bir sanat varlığı e Anka- ra ve İzmir' de sonra Bursa ve Eskışe- hir'di) de temsiller verdikten sonra İs- tanbul'a dönen heyet, derhal faalıyete sörlüğünde hazırlanıyor. nin de arkadaşları ile toplulugu kurmaya hazırlandıgı mekte bilin- Muammer Karaca, geçen sene oldu- ğu gibi bu sene de sezona geç girecek. Bilindiği gibi, büyük bir sükse yapan ey Duymasın» ısımlı komedisi ve Ankara'dan a Z don n Karaca topluluğunun der- le başlaman da bahis mevzuudur. AKİS, 1 EKİM 1955