lan muvakkat bir hükümete devretmiş- lerdir. Şu anda iktidarın başında asilerden General Lonardi bulunmaktadır. Gene- ral ötedenberi Peron aleyhtarı olarak ta- nınan ve 1951 yılında ordudan istifaya davet edilen bir askerdir. Peron kendi- sini muhtelif vesilelerle iki kere hapise atmıştı. Şimdi ise Peron'un akıbetini o tayini edecektir. Peren ne olmuştur? Gelen haberler isyan başlar başlamaz Peron'un selâmeti kaçmakta bulduğunu gösteriyor. Peron da Paraguay zırhlısı Arjantin donanma- sının muhasarası altındaydı. Arjantindeki hadıseler bır kere da- üstünde almıştır. Peron gerçekten mem- leketini kalkındırmak isteyen bir adam- dı. Fakat metodunu yanlış sermiştir. Ba- zı hak ve hürriyetler vardır ki insanlar dan mahrum olduk! ( kunmak gafletinde bulunmuştur. idaresi altındaki Arjantin'in kaydettiği hamleler belki eski idarelerin yaptıklarına nisbetle çok fazladır: fakat neticede Ar- jantinliler söz ve fikir hürriyetlerini, vıc- dan serbestilerini refaha tercih mılletının ve dünyanın laneti onun üs- tün: Dun_vada sevinç ı]antın diktatörünün duştugu gun, de en büyük s Ar_ıantm sokaklarında Ar_ıantınlı yerde hararetle selâmlanıp sokaklarda dans ediliyor, yaşasın demokrasi sedaları gökleri tu- tuyordu. Sevinç sadece Uruguay'da de- ğildi. Dünyanın dört köşesinde, hürriye- te aşık insanlarla yaşadıkları bütün top- raklarda bir diktatörün daha devrılmış bulunması kutlanıyordu. İnsanlık cami- ası antik bir aile haline gelmişti, bir kı- sım kimselerin zorbaların tahakkümün- den kurtulması herkesi sevindiriyordu. Şimdi yapılacak iş demokrasiyi, bilhas- sa batın hürriyetinden başlamak suretiy- le yeniden fesis etmekti Muvakkat Arjantin hükümeti evve- lâ Uruguay tarafından tanındı. Onu di- ğer devletler, bu arada Amerika Birleşik Devletleri takip etti. Buenos Aires'te ar- tık meşru bir hükümet vardı ve omuz- larına vazifelerin en büyüğünü yüklen- mişti: insanların hak ve hürriyetlerini i- ade etmek, sonra da bunların bir daha kaybolma masını sağlayacak bir rejim kurmak. AKİS, 1 EKİM 1955 Almanyadan bir mektup DÜNYADA OLUP BİTENLER Şansölye'nin dönüşü Bonn - Ömrünün her kısmını, flitlerin Nas- yonal 'Sosyalizmine baş kaldırdığı için Führer'in Dr. Adenauer, yaşının 7 halli güç bir sürü problemle dolu ol- Eylül nüfuz edebilmek imkânını bulamamış- tı. Malenkof değişikliğine kadar Sov- yet Rusya idarecilerinin bir numaralı mucadele istikamı etlermd n şan- avdet ettıgı Moskova'ya hararetle da- vet edilmişti Conrad Adenaııer Moskova'dan neler getirdi? Veya bu görüşmeler is- tikbal için neler vadediyor? Suallerin- en evvel Alm Başvekılının pek de arzu etmedıgı bu seyahate niçin ica- bet eylediğini araştırmak gerekir. al Almanya şansölyesini, ne- cevap vermiş obaydı, ait s kürsüsüne fırlayacak olan sosyal demokratların ve İiberallerin, Moskovaya gitmiş olsaydınız belki 10 senedir zindanlarda inleyen binlerce Almanı ve Doğu Almanyayı kurtaı caktınız> haykırışlarını şimdiden işi- tir gibi oluyordu. Oysa, şartlar da ga- yet güçtü. Eli hoş döneceği, aksine belki de Ruslar hesabına bir şeyler kaybedeceği ihtimal dahilindeydi. Adenauer bu kötü şartlara rağ- men- Moskova'da gayet sert çıkışlar yapıyordu. Hitlere beddualar savuran Bulganin'i dinledikten sonra Hitler'- in zindanında geçirdiği günleri hatır- layıp Rus başvekılnıı alkışlamak yeri- ne, havanın alacağı soğuk atmosfere de kıymet vermeden, fakat bir za- manlar diler Hitlerle kadeh tokuştu- rup dostluk nutukları çekerken biz- ler hapishanedeydik» demişti. sölye, Almanya birleştirilip harp esirleri iade edilmeden Rusyayla hiç bir şey yapılamıyacağını söylüyor- du. Fakat uzun vadeli plânlar üzerine hazırlanan kızıl harici siyaseti son se- Orta Avrupa Almanya'nın öteki yarısı Kısa boylu, sert bakışlı dinç m adehini masada bulunanların sıh- hatine kaldırdıktan sonra «Biz sözümüz de d d izim verdiğimiz Ssöz ister yazılı olsun, ister olmasın kanun Feyyaz TOKAR nelerde hatmin maruf siyasilerini av- lamak imkânını buluyord Nitekim, Dr. Adenauer in Moskova'ya mütevec- cih olar: tanan topraklarından ha- reketınden bir iki saat evvel Pravda'- da gayet enteresan bir makale intişar etmişti. Bu yazıda Rusların her şey amade oldukları esasen bütün esele- lerin hani pek zor problemler olmadı- gı belırtılıyor ve heyeti umumiyesiyle, eğer Mo: konferansı neticesiz ka- lacak olursa, Rusların bütün iyi ni- yetlerine rağmen bunun sorumluluğu, la ederal peşin olarak Cumhuriyetin başvekiline yüklenmiş oluyordu. İşte fan şartlar altmda cereyan e- la Rusyayla diplomatik münasebetle- kurulacağını bildiriyordu. — <«Al- manya birleştirilmeden biç bir şey ya- pılamaz» diyen başvekilin hareketi ol- dukça garipti. Gerç Rus,; arp esir- lerini iade edeceğini bıldırmıştı fa- kat Almanya'yı brinci olanda alâkadar eden mesele Doğu ile Batının birleşti- rılmesıydı. Yoksa başvekil Ruslardan henüz açıklanmıyan garantl i al- mıştı? Bu ihtimal çok zayıftı. Demek ki Batı Almanya devlet adamları, dip- lomatik münasebetle kurulmasının Almanya nın bırleştırılmesını kolayl ş tıracağına inanmış bulunuyorlardı. tek kelime ile safdillikten başka birşey değildi. Münasebetlerin kurulmasiyle Al- manya ikiye ayrıldığını fiilen kabul etmiş olduğu gibi Cenevrede toplana- cak batılı büyüklerin elindeki mühim bir koz da kaybedilmiş oluyordu. Al- manya'nın bırleştır lmesi hususunda azami gayreti sarfetmek taahhüdünde bulunmuş olaıı batılı liderler, şimdi eski rahatlık içerisinde konuşamıya- lerimiz mevcut bu m et kendi arasında rahatça görüşebilir.» olacaktı. Adenauer ilk defa çürük bir tahtaya basıyordu. Moskova muzakerelerının bu gün irin biraz sürprizli gözi celerinin Almanya göstermesini! tem dilik hadiselerin seyrini beklemek ge- rekiyor. hükmündedir.» özü kanun mertebisinde olan bu adam Sovyet Rusya Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikola Kruşefti ve ka- dehini de Moskova'yı ziyaret etmekte 0- lan Doğu Almanya Başbakanı Grotewolh ile Doğu nya Komünist Partisi Ge- nel Sekreteri Walter Ulbridht'in sıhha- tine kaldırıyordu. Adenauer'in Moskova 13