larında yardımcı ve faydalı olmak. Dün ya Bankası bu gayelere teknık yardımlar- çalışmış ve çalışmaktadır. şurası var ki İstanbul'da sapılan son toplantı- da Bankanın şimdiye kadarki gayretleri- nin daha ziyade iktisaden az gelişmiş memleketlere yardım etmek yolunda ge- lişmediği bazı memleket temsilcileri (bu arada bilhassa bizim görü: şumuz zikredi- lebilir) tarafından ifade edilm dan böyle geri kalmış memleketlere ya- pılacak yardımların arttırılması temen- nilerinde bulunulmuştur. akika Dünya Bankası 1946 yılın- hedef belki de yapılacak yardımlarla bu harabiyetin, sürlatle izalesi idi. Banka hiç haksız olmayarak bilhassa bu hedef yolunda daha teksifi bir faaliyet göster- di. Unutulmamak gerekir ki, harpten rar gören bir çok memleket, muessesele- rin başlıca azaları arasındadır. Hi sona ereli on yıl oluyor. Bu müddet zarfında harp felâketini butun ağırlığıyla yüklenmiş olan pek çok mem- leket Dünyxa Bankası k bun ha çok faalıyetlerını ıktısaden geri kal- mış memketlere yardım yönünde teksi- fe gaydet edecektir demek yanlış olma- yacaktır. Dünya Bankası şimdiye kadarkı ik- razlarını bir taraftan kendi zati larından, bir taraftan da dünya sermay piyasasından tenlin ettiği patalarla yap- mıştır. Bundan sonra da ayni yolda de- vam edecektir. Banka şımdıye kadar ik- razlarını devletlere ve nadir olmak üze- re, devlet kefaleti altında bazı özel te- şebbus sahalarına yapmakta bulunmuş- Fakat Banka ikrazlarının asıl karak- terıstıgının âmme faaliyetlerinin finans- nına yardımcı olmak olduğu belirtil- ir. Meselâ biz şimdiye kadar Dün- ya Bankasından 62 milyon dolar almışız- dır. Bunun ancak 18 milyon doları Dev» let kefaleti altında ve Sanal Kalkınma Bankasının tavassutuyla özel teşebbüs sa- halarına ıntıkal ettirilmiştir. Görülüyor hu n boylu yardımda bulu- bir memleketin kalkınması gerekir. Devlet teşebbüsleri bazı kânlardan faydalanır, gelişirken hususı teşebbüsün benzer imkânlardan faydalanmaması 0- lamazdı. İmar ve Kalkınma Bankası bu hususu geçen müddet zarfında daima dü- şünmüş ve yani projeyi bu düşünüşün AKİS, 1 EKİM 1955 eseri olarak getirmiştir. Kurulması karar altına alınan Mil- letlerarası Finans Korporasyonu yalnız özel teşebbüse kredi verecektir. Devletin herhangi surette alâkalı bulunduğu bir teşebbüs veya yatırım müesseseden yar- dım göremiyecektir. ü milyon dolar ser- mayesi olacaktır. Bunun dörtte üçü, ni 75 milyonu 30 aza memleket tarafın- dan sağlandığı zaman Korporasyon faa- liyetlerine başlayacaktır. Bu 100 milyon dolar asli sermayedir. Muamelelere mev- zu teşkil edecek ve üzerimde tasarruf e- dilecek paralar bundan ibaret değildir. Müessese bilhassa sermaye arzeden mem- leketlerle, talep eden memleketler ara- sında tavassut hizmetini gorecektır Kon- feransta ifade olunduğuna b dünyada kendi memleketlerinde yatırım- da bulunmak sermayelerini başka mem- leketlere ihraç etmekten daha az cazip gelen sermaye sahiplerinin adedi her gün artmaktadır. Diğer taraftan savılan biç de az 'Olmayan iktisaden geri kalmış bir çok memleket yabancı sermayeyi arzuy- la bekler haldedir. İşte müessese, her i- ki tarafın da kârına olacak şekilde, bu i- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA taraflı arzuların birbirine intibalı yolunda gayret sarfedecektir. şebbüsün sermayesini ve tekeffül etmeyecektir. B de oluyor ki, kendi ebaşına müstahsil te- şebbüs kurup işletmiyecektir. Sadece be susi iş sahalarına yardımcı olmakla yed necektir. Bütün bu işler yapılmaya çal şilirken bir takım güçlüklerin ortaya çık- ması şüphesiz ki mümkündür. — Bunla bilhassa transfer meseleleri olacaktır. Fi- nans Korporasvonu ister istemez işaret ettiğimiz mesekleri hal zorunda kalacak tır. Bunun mümkün olması ise yine ik tisadi kalkınma gayretlerinin iyi netice vermesine bağlı olacaktır. İktisadi faali yetin beklenen neticeyi vermesi bir plan program işi olmak zorundadır. İnce den inceye tetkıkler ve hesaplar apılma dan ümit edilenler elde olunamaz lunmaya çalışmamız sadece kendi men faatimüz icabıdır