M US .. Oda müziği Edinburgh'da dev trio Sonat'dan —sonra oda müziğinin en popüler nev'i olan triolarda ne- dense bir veya iki virtüozun bulunması kifi görülür ve üçüncüsü ancak onları «tamamlar». Halbuki Cortot - Thibaud- Casals veya Rubinstlin - Heifetz - Feuer- mannşah toplulukları kendilerini vaktiyle dinleyenlerin hafızalarından bir türlü si- linemivor. Mamafih, Avrupa ve Amerika- da tertiplenen sayısız festivaller, bu hu- sustaki temennilerin zaman man ger- çekleşmesine imkân veriyor. Nitekim 1955 Edinburgh Festivali de üç büyük virtüözü bir araya getirdi. Bunlar arasında en fazla dikkati Pi- enre Fournier çekmekteydi. Zira — Pablo Casals, Prades'de inzivava . çekildikten sonra, viyolensel sahasındaki şeref mev- kiini —halen 49 yaşında bulunan— bu Fransız virtüozu almış oluyordu. Tek- niği hiç de ondan aşağı değildi. Üstelik kovu, yumuşak tonu ve kendi as de- lin ifade tarzı bakımından zaman za- man Casals'ı umutturabilivordu. 0 şında ino Francescatti ise, Solomonun daha mütevazi bir — yer aldığı söylenebilirdi. Zamanının büyük bir kremimi İngilterede geçiriyordu. Hat- tâ belki de oradaki başarısını kâfi ad- detmekteydi. Sanatı hususunda — büyük bir iddiası, yoktu. Mükemmel bir teknik yanında daha zivad'e bestekara sadık, sade üslübu ile tanınmıştı. İşte, bu üç virtüöz ilk defa bir a- rada çalıyorlardı Yüz saat kadar tutan çalışmalarını müteakip, festıvalde Beet- ven'in Mi bemol majör, Do minör Triolarını; Rankl idaresinde İskoçya Milli orkestra— sı refakatinde de Bethoven'in Do Majö Triple (üçlü) konsertosunu icra ettıler İKİ Bu arada Fournier ve — Francescatti, Brahms'ın Douible Konsertosunun da unutulamayacak bir icrasını vermişlerdi. Festivalin en iyi kritikleri de u dev trio (hakkında (yapıldı. Edinburgh'- dan sonra her biri ayrı bir istikamete — Fournier İsviçreye, Francescatti Berks- hire'e, Solomon da Güney Afrika'ya — hareket ettiler. Bıraktıkları tesir o ka- dar kuvvetli ki, Edinburg'da dinleyen müzikseverler ve münekkidler, gelecek mevsimlerde her üçünü gene bir arada görebilmek temennisinde — bulunmaktan kendilerini alamıyorlar. Sanatkârlar Philadelphia'nın daimi şefi asrın sonlarında Budapeştede mü ziksever bir diş doktoru vardı. Gerçi kendisi musiki ile hiç ilerisi olmayan bir meslek seçmıştı ama, bir oğlu olursa mutlaka müzisyen olarak yetiştirmek az- mindeydi. Nihayet, Dr. Blau 1899 yılın- da bu arzusunun gerçekleşecegını hısset— ti. Dünyaya gelen lonisti Jenö Hubay'a karşı olan derin hayranlığının bir ifadesi olarak Jenö a- dını verdi Küçük Jenö, üç yaşında, minyatür bir kemanla ilk müsiki derslerine baş- ladı. İki yıl sonra da Kraliyet Musiki Akademisine girdi. Akademinin en kü- çük talebesiydi. Hocası da, dığı büyük «viyolonist Ş yaşma geldiği zaman hari- ka çocuk» olduğunu ispat edecek ve üç yıl sonra da iyi bir keman virtüözü ola- rak —aynı zamanda pivano, nazari vat ve kompozisyondan yüksek dereceler- le — mezun olacaktı 1921 yılında Amerikaya geçti. Bü- yük bir heyecan içindeydi. Zira mena- jeri kendısı ıçm cazip bır turne hazır— . Büyük vaadlerle karşısı- «menajer» in daha önce hiç «menajerliğini» yapmamış ol- duğunu anladığı zaman iş işten geçmişti Bir müddet muhtelif orkestralarda hatta sinemalarda çahşlı Anlaşılan Jenö ismi Ş D Blau i s g rdu. Değiştirdi Eugene Ormandy adını aldı. Filhakika bu değişiklir' meslek — hayatına — adeta uğur getirmişti. Nedense, bir çok orkest- ra — şereflerinin mukadderatı birbirini andırır. Ormandy'nin başarısı da Tosça- nini gibi, Fricsay i bir tesadüfle mümkün uştu. Philadelphia Orkestrasını misafir şef olarak birkaç defa idare — etmişti.. 1936 da üç yıl için bir mukavele imzala- dı. Lâkin, bu sonradan temdid edilerek orkestranın Stokovski ile ilgisini tama- men kesecek, 1938 yılından itibaren Eugene Ormandv Philadelehia rasınm daimi şefi ve müzik direktörü olarak müsiki sahasında dünya çapında bir yer alacaktı Phıladelphıa Orkestrası, bu yıl, yaz başlarındaki Avrupa turnesinde 104 kişi- lik kadrosu ile dinleyicilerin hayranlığı- nı gene Ormandv üzerine topladı. Fakat, onun hakiki değerinin, bilhassa — .Uzun Süreli plâklarda.ki <«Hi-Fi» devresinin başlaması ile takdir edildiğini kabul et- mek lâzım. Bilindiği gibi, 33 1/3 devirli plâklar Columbia piyasaya çıkarıldığı halde, yakın zaman- lara kadar diğer plâk şirketleri — daima daha başarılı neticeler elde etmişlerdi. Zira Columbia'nın pek kuru, tok bir akustik sistemi vardı. Gerçi bu, Ameri- kadaki dinleşicilerin müzik uygundu. Hattâ- Toscanini de, başarısını —yan nevi «kuru akustik» mesine borçlu idi. Fakat, sadece plâk üzerinde tanıyanlar şöhreti- ni daima şüphe ile karşılıyorlardı. High Fidelitv'lerle Columbia, kemmel bir sistemine geçmişti lubu Avrupalılar tarafından bunun üze- rine tamamen idrak edildi. Bu gün, Dr. Blau'nun ideali — tah- mınınden de fazla — gerçekleşmiş olu- yor. Amerikanın en büyük üç orkestra- sından biri olan Philadelphia'da (diğer- leri Boston Senfoni ve Nev York Filâr- monik Senfoni Orkestraları) en kudretli iki orkestra şefinden biri" de Eugene Or- mandıy'dir. Diğerinin Charles Munch ol- duğunu hatırlatmağa lüzum var mı? 30 Ormandy idare ediyor ZFethetti Avrupa'yı da AKİS, 1 EKİM 1955