Anlaşalım ilâhilikle bir alâkası bulunmadığı- nı kabul etmeli, vatana hizmetin her hükümetin en tabii vazifesi te- lâkki edilmek gerektiğine inanma- h ve tekrar ediyoruz şunu bilme- idir: hurrıyetlerımızın pahasına ka lkınma istemiyor' Eğer hürri- e kalkınma arasında bır ter- gerekirse cevabımız ış haşına getırdıgımız zehabı e Ad- enderi partisine iki se- çımde rey verdık Demokrat parti vaadlerini gerçekle ştırme yolu girmediği müddetçe Adna ende,- resi, Ismet İnönüyü, Osman Bölük- başıyı ve hepsinden mühimi milleti üzen huzursuzluğu bu "vatan sat- hı" ndan kaldırmaya hiç kımsenin a hiç kim n kudret kuv- vetı yetmıyecek al nacak her sert tedbir vaziyeti biraz daha vahim hale sokacak ve her şeyden çok o tedbirleri alanları rahatsız edecek- tir. Zira sert tedbir yoluna gırıldı mi, onun sonu yoktur. Daha doğ- rusu vardır, ama, bir çıkmazdır. e 1950 den evvel memlekette anti- demokratik kanıınların bulıındıı- ğunu kim ilan 'ediyı nları kaldıracağı vaadınde buluııuyor— Demokrat Parti o zaman "“ama ben mamür bir vatan yaratacağım, o gayret- lerimi baltalamaya kalkışan olur- sa eski antidemokratik kanunları bırakır, ustelık yenilerini de getiri- im" diyo uydu? 0 halde, bu vadini nıçın tutm uyor? n evvel memlekette ad- liyenin teminatsızlığından kim dert yanıyor, müstakil bir adliye vade- diyordu? Demokrat Parti! Demok- rat Parti o zaman "ama bir hâkim hanıüm başbakanın açtırdığı dava- da başbakanı memnun etmiyecek karar alırsa adli teminatı daha da- kısarım" diyor muydu? O halde, bu vadini yerine getirmek için ne bek 1950 den evvel basının baskı altında inlediğine ki ümal luyor, basın hürriyetini programı- nın başına alıyordu? Demokrat hürriyeti İyi kullanmazsa öyle bir kanun yaparım ki gazı etecıler a- ğızlarını açamazlar" diyor muydu ? O halde, 4sayılı kanun hala ni çin duruy r? 1060 den evvel Üniversitenin muhtariyeti kımın davasıydı, pro- fesörlerin haklarım kim müdafaa ediyordu? Demokrat Parti! De- mokrat Parti o zaman "“ama Bü- lent Nuri bey bu muhtariyeti sıııs- timal edene muhtariyetin m' fini bırakmam" diyor muydu? O halde AKİS, 23 TEMMUZ 1955 bu muhtariyeti nıçın üılen yok et- tiğini söyliyebilir Nihayet, evet nihayet, şeflik sisteminin aleyhinde olan kimdi, dâhilerden bu milletin çok çektığı— ni kim söylüyordu, kim "alelade" hükümetlerin iştiyakım terennüm ediyor, kim ilâhi pozları kötülüyor, kim hürriyetlerin üzerine hiç bir ahval ve şeraitte şal örtülmesi ge- rekmediğini bitip tükenmiyen mi- tinglerde millete ilân ediyordu? Demokrat Parti! O halde.. O hal- de... e Ama memleketı kalkındırmıyalım Tİ ihmaliyle geri kaldıgında zerrece tereddüt bulunmayan bu vatanı ileri bir medeniyet seviyesine ulaştırmıya- yır diyecek insan bir alçaktan baş- a şey değildir.. Ancak bütün bunları hürriyetleri yok ederek yapmaya lüzum yoktur. İnsanı şe- refli insan yapan ne tok bir karın, ne bacası tüten ev, ne traktör, ne güzel elbıselerdır Hürriyettir! De- mokrat Parti bu büyük hizmeti hürriyetleri kısmadan yapsaydı bu millet onu senelerce başından ek- sik etmezdi. Hem inanınız, kalkın- ma denilen şey o takdirde bugün- künden çok daha rahat şekilde gerçekleşir, çok daha o veler verirdi, öz edıgımız vatana çok daha çabuk kavuşurı Kal- kınmayı asıl baltalayanlar milli menfaatlere asıl ar verenler tenkid yapan lar degıldır Tenkidi boğmak isteyenlerdir. Büyük bir hamleye girişmiş memleketlerde basın hür olursa, elinde ispat hak- kı bulunduğu halde nüfus tacirle- riyle, hırsızlarla, suıstımalcılerle, menfaatperestlerle mücadeleye girişirse, hırsızlara ne- fes aldırtmazsa adımlar hızlanır, maniler azalır. Bazen dost bilinen- ler hakiki dost değil, düşman te- lâkki edilenler ise dayanılması ge- reken insanlardır. Bu hususun da- ima .hatırda tutulmasında ancal fayda vardır Sahtekarlara, hasis menfaat pe- şinde olanlara büyük kütleler as- la ve asla iltifat etmezler. İster Iktidarda olsunlar, ister muhalefet- Bir muayyen müddet peşinde gıdebılırler, ama sonunda mutlaka sırtlarım çevirirler. Memleket men- faatlerini hakikaten zedeliyen mu- halifleri bekleyen akibet de bun- dan başka şey olamaz. Onları sus- turmak maksadiyle kurunun ya- nında yaşı da yakmaktır ki umu- mi efkârın vicdanında kapanmıya- cak rahneler açar. "Vatan sathı" ndaki üzücü hu- zursuzluğu yok etmek için evvelâ o YURTTA OLUP BİTENLER huzursuzluğu yaratan bu sebepleri ele almak lâzımdır. Hürriyetlerin teminat altına konulması yolunda Demokrat Parti hele 2 Mayıstan bu yana bir tek adım atmış mıdır ki gayelerinde muhalefetin ve bütün vatandaşların yardımım İs- tiyor? İyi hava, iyi hava.. Evet, a ma bu havanın bir maksadı olmak gerekirdi. Maksad ise hürriyetsiz- lik içinde kalkınma değil, evvelâ ve her şeyden evvel hürriyettir. Bejim bahsinde meselelerimizin bu- lunduğunu kabul eden Adnan Men- deres aylarca devam eden "iyi ha- va" boyunca hangi meselenin hal- li bahsinde bir tek, ama bir tek fi- ılı harekette bulunmuştur? Buna abil "bir mesele bulunmadığı" hakkında partisinin gurubunda be- yanat vermiş, muhalefetın kanuni teklifleri müzaker dahi edilme- miş, Economist'i ın dedıgı gibi bir gündelik muhalif gazetenin (Dün- ya'nın) tesisleri hakkında uyııtıı- lan iddialar hortlatılmış, hüküm ti tenkid eden bir haftalık havadıs bu ene Economist'in ifade- sıyle ıktıdarın, demokrasi icapla- rım kalpten kabullenmediği haki- katini muhalefete göstermiştir. Huzursuzluk dagıtılmak mı İs- teniliyor? Çaresi basit: Demokrat Parti demokrasının prensipleri ve insan hakları mevzuunda yaptığı vaadleri gerçekleştinne yolunda fiili adımlar atsı Bakınız o za- ma alefet nasıl iyi hava is- ter. Isterse istemesin; aksi halde millet ona dönüp de bakmaz bile.. Ortada ne kavga kalır, ne gürül- Kalkın metlerin normal icraatı olarak dev adımlariyle yürür. Dünyada bir memleketi İkinci Dünya Harbine sokmamak, onu sa- vaşın musibetlerinden korumak kadar büyük hizmet olabilir mi? Ama Başbakanın ideal arkadaşı o hızmetı agzına bile almıyor, bila- cı tedbirlerden şıkayet edilmesini niçin "baltalama" telâkki ediyor? Türkiyede hürriyet kısmayı ra- hat etmek için bir usul sanat her hükümet sebep olacağı huzursuzlu- ğun mesuliyetini omuzlarında taşı- yacak ve ağzıyla kuş tutsa ilk ser- nda artık hukumetler demokrası prensiplerine ve insan haklarına saygı göstererek- çalışmaya mec— bur olduklarım unutmasalar, nun aksini yapmakta dırenmeeeler çok İyi ederler.