DÜNYADA OLUP BİTENLER Almanya Mukadderat Konferansının toplanması- a tekaddüm eden dünya siyase- tinın ağırlık merkezını gene Alman- ya meselesi teşkil etmekteydi. meselenin, vrupa'nın hâlâ en önemli problemini teşkil ettiğine ve hele 12 Temmuz tarihli Sovyette teb liğinden sonra - hararetli görüşmele- re yol açacagına şüphe yoktur. Filha- kika, ss Ajansı, yukarda temas et- tıgımız telıgınde bazı mühim ihtira- zi kayıtlar altında, Sovyetler Birliği Hukum tının, Almanya meselesinin bütününü Cenevrede müzakereye ha- zır olduğunu bildirmektedir. Almanya meselesi nedir? Almanya meselesi nedir, nasıl doğ- mugtur, dünya siyaset alanındaki Önemi neden ileri gelmekt dir? Bütün .bunları anlıyabılmek için yakın tari- he kısaca göz gezdirmek lüzumu var- dır. Bılındığı gibi, İkinci Cihan Sava- şı sonunda mağlüp devletlerin kaderı bır seri üçlü konferanslarla © , Yalta ve Potsdam +onferansla— ayin edilmiştir. andıran bu iîkır bırlıgının sulhun kurulma sında da ğı zannediliyordu. Nıtekım harp o di var olacağı esasına dayanıyorlardı. Bu esas yıkılınca kurulan düzenler de iflâs etmişlerdi Al ya Şubat 1945 Yalta Kon- feransı ıle ışgal bolgelerıne ayrılm 1Ş- Fakat Alma harp sonrası mukadde atım tayı eden esas ka- arlar aynı senenin Temmuz ve Ağus- tos aylarında toplanan Potsdam kon- feransında alınmıştır. Bu konferans- kkında la Almanya hakkını vaz edilen prensıpler şunlardı 1 Almanyada bir —müttefik kontrol rejimi kurulacaktır. Bu reji- min yürütülmesi için her işgal böl- gesinde, işgal eden devletlerin kendi hükümeti adına ve onun direktifleri üzerine hareket edecek birer sker otoritesi bulunacaktır. Bu otorite iş- al kuvvetleri komutanlıgının şahıs- larında teşahhus 2 — Alman militarizmi ortadan kaldırılacak ve ancak — demokratik hareketler teşvık edilecektir. Milita- rızmın bert: edilmesi için müşte- k bir pro am da hazırlanmıştır. Bu programa göre galip devletler, Al- manyada, dünya barış ve güvenliği- nin geleceğini teminat altına almak için gerekli bütün tedbirleri alabılır- ler. Potsdam konferansında bu karar- lara varan galip devletler boylece Al- manyanın kaderini doğru ve tam o0- larak tayin ettiklerini zannedıyorlar— dı. Fa k Alm meseles th lan o tılmıştır. a diğ iğer duşman devletlerde meşru hır geçici Kapaktaki politikacı Harold Mac Millan Son İngiltere secimlerinden son- ra Başbakan Sir Eden, kurdu- ğu kabinenin İhtiva ettıgı ısımlerı eski Başbakan Chur önüne koydu. Kabine Uyelerı arasında bıl- hassa üzerinde dikkatle durulması lâzım gelen mokamın Dışişleri Ba- kanlığı olduğu muhakkaktı. İngil- tere'de uzun zamandan beri ilk de- fa bu makamda bir değişiklik ola- caktı, titiz olmakta herkesin hak- kı vardı. Eski Başbakan, yeni Dışişleri Bakanını tasvıp etti, Kraliçe de ye- ni ismi muvafık buldu. Seçımlerden iki gün sonra, Ingıltere Dışişleri Bakanlığı makamına Harrold Mac Millan oturuyordu. İskoçyalı bir anneden dünyaya gelen Mac Millan'm babası bir A- merikalı idi ve 1894 tarihinde dün- yaya gelmişti. Tahsilini Eton ve Oxford Üniversitesinde mıştı. Birinci Dünya Harbine ıştırak et- miş, üç defa yaralanmıştı. Siyasi hayatı 1923 de başlamıştı. Bu ta- rihte Stockton'dan milletvekili se- çilmişti. Kısa bir müddet i ıçın 1929 da milletvekilliğini kaybetmiş, fa- at 1931 den 1945 e kadar devamlı olarak milletvekilliği — vazifesini görmiiştu Bilhassa sosyal reform- lar üzerinde munakaşalara ıştırak miş, parlamentonun bu sahada en ateşın hatıbı olarak tanınmıştı İtal - Habeş, 'harbi şırasında mıll" hukumetı şıddetle tenkid et- hükümet kuran ve mütareke hüküm- lerini bu hükümete tatbik ettiren ga- Hip devletler, Almanyada, kendilerine muhatap bir yerli otorite kurmadık- ları gıbı şimdilik hiçbir merkezi Al- man hükümetinin kurulmamasını da derpış etmişlerdi. Böyleci man, uhtelif otorıteler elınde kalıp parçalanmasına- yol açılmıştır. Bu sistem galip devletler arasında fikir bırlıgı mevcut olduğu müddetçe, nihayet sulh anlaşmalarının imzasına kadar devam edeceği de düşünülün- ce, zararsız bir sistem olabilirdi. Fa- kat harbın nıhayete ermesinden son- n her gün galip devletler ara- sında, gıttıkçe genişleyen bir uçuru! yarattığı gibi Almanya ile bir sulh imkânını da ortadan kaldırmıştır. Galip devletler Almanya ile bir sulha varmak imkânlarını araşt mak için iki defa masa başında top- lanmışlardır: Martında Moskovada, sonr rın sonunda anlaşılan hakikat şu ol- muştur kı Pots am konferansından n prensip kararlarını ışgal devletlerınden her biri kendi işine geldiği şekilde tatbik etmiştir miş, oyunu aleyhte kullanmıştı Harp senelerınde Mae oa- lisyron hükümetinde vazifeler al- mış, ilk oncelerı İkmal akanlıgı- na, raları Sömürgeler ve Devlet Bakanlıklarına tayin olun- muştu. Harici işlere 1942 senesinde verilmiş, De Gaulle ile General Gi- raud arasındakı anlaşma zeminini Mac Millan hazırlamıştı. nanistan'da ıç ıhtılaf başgös- terdıgı zaman Mil hükü- meti adına Atınayı zıyaret ettı, ih- tilâf m hallını temin etti. 1946 se- nesinde hükümetin Hava Bakanlı- ğım deruhte ettı- bu tarihte yapı- lan seçimleri kaybetti. Kısmi se- çimlerde Mac Millan'ı tekrar par- lamentoda görüyoruz. Mac Millan 1923 ten bu yana kademe kademe yükselmiş ve üze- rine aldığı vazifeleri muvaffakiyet- le deruhte etmiştir. Eden kabine- sinde Mac Millan'ı Dışişleri Bakan- lığı vazifesinde gorenler hayret et- memişlerdir. Çünkü, yeni Bakanın dış temaslarda muvaffakıyet d bir mazisi vardır. Eden'in yanın- da, -dış meselelerde o kadar büyük bır isim olarak göze çarpmaz ise de, Mac Millan üzerine aldığı iş- lerde Eden'e en büyük yardımcı ve hattâ birinci faal insandır. Muhtelıf kıtaplar yayınlamıştır Bilhassa "Savunmanın mahiyetle- ri" hakkındakı kıtabı nazarı dik- kati çekmiştir. ve bundan sonra da öyle tatbik et- mek arzusundadır. Rusya işga- lı altında bulundurduğu bölgeyi ko- münistleştirmeden ve hattâ bunu bir serbest (!) seçimle sağlama bağla- madan oradan ayrılmak niyetinde bi le değildir. Birleşme meselesı Bu onferanslardan sonra Alman- ya fiili olarak ikiye ayrılmış; ön- ce Ruslar, kendı işgal bolgelerınde, her kurtard (D ekette yaptıkları gıbı bır seçim komedyası sonunda Doğu Almanya Halk Cum huriyetini kurmuşlar, 1948 yılında da Batı Almanya hükümeti teessüs et- iştir Hatırlarda oldugu gibi, Batı Al- manya huku etinin kurulmasa üze- rine Ruslar meşhur Berlin ablukası- na girişmişler ve kendi işgal bölge- leri altında bulunan bu şehirdeki di- ğer kuvvetlerin tahliyesini elde ede- bileceklerini, böylece Almanyada ken- di hegemonyalarım kurabileceklerini zannetmişlerdi Fakat Batılıların Ber- İinin ıaşesını hava yoluyla temin et- meleri üz rıne Rusların hu teşebhusu suya düşmüştür. On bir süren bu ablukaya Batıklar mukavemet ede- AKİS, 23 TEMMUZ 1955