23 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

23 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Hacılara döviz verildi Gazetelerde hacılara döviz müsaa- ini verilmiyeceğine dair bir haber vardı. Haber, Demokrat Parti iktidarının bugüne kadarki tutumun- da yeni bir değişiklik olduğu zehabı- na kapılmamıza sebebiyet — vermişti. Haberi. Demokrat Partinin "seçmen- lerin çoğunun hoşuna gidecek icra- at" prensibinden ayrılmasına, bir ka- rine olarak kabul etmiştik. İzah edil- mediği takdirde bu aba bası yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Seçmen- lerin çoğunun hoşuna gidecek isler yapmak demokrasinin başta gelen i- caplarından biridir. Seçmenlerin ho- şuna — gidece işler — yapılmadığı takdirde ceza sandıklarından çıkacak oyların hneticesi olarak te- celli eder. Secinden kazanmayı istemek h iktidarın hem de muhalefetın en tabii hakkı ve fa- kat bu hakkını istihsal edebilmek i- çin memleket menfaatlerine en uy- sun yolda yürümek de normal vazi- fesidir. Bunun neticesi olarak, usun Vadeli memleket menfaatlerinin kısa devrede seçmenlerin hoşuna gidecek hareketlere tercih edilmesi de vazge- çilmemesi icap eden bir prensiptir. İsterse bu prensibin kabul edilmesinin neticesi olsun, isterse daha seçimlere üç sene bulunmasının verdiği emniyet hissi olsun, sen zamanlarda hüküme- tin, seçmenlerın pek de hoşuna gitmi- yecek bazı kararlar aldığı bir vakıa- dır. Hacca gideceklere döviz müsaa- desi verilmemiş olsa idi seçmenlerin hoşuna gitmeyen kararların adedi bir tane daha artmış olacaktı. Fakat ya- yınlanan bir kararname ile hacca git- mek istiyenlere döviz müsaadesi ve- rilmiştir. Kararnameye göre, 1955 yı- lında hac maksadı -ile Suudi Arabis- tan- gidecek hacı namzetlerinin her birine Fındık Tarım Satış Koopera— tifleri Birliğinin deblokaja. muhassa dövizlerinden bu bırlıkçe tesbıt edıle— cek kur üzerinden T. C. aat Ban- kası vasıtasiyle satılmak uzere azami 80 sterling tahsisi ve yukarıda bah- sedilen dövizler talepleri karşılamaya kifayet etmediği' takdirde Ziraat Ban- kasınca aynı esaslar dahilinde deblo- kaja mevzu sterlinglerin satışına de- vam edilmesi uygun görülmüştür. 1950 den bu yana Hac seyahatle- ri bize bir hayli pahalıya mal olmak- tadır. 1951 senesinde salgın hastalık sebebiyle hac seyahati yapılmadığı halde, 1960-1954 senelerinde hac i- çin resmen alınan dövizlerin topla- mı, tediye bilânçolarımızdaki dıger seyahatler kalemlerinin aynı devre i- çin ayrı ayrı toplamlarından daha fazladır. Resmi döviz transferleri dı- şında kalan transferleri bilmiye bit- tabi imkân yoktur. Ancak her hac mevsiminde gazetelere akseden ka- çakçılık haberlerinin fazlalığı gizli transfer miktarlarının tediye bilânço- larına aksedenlerden çok daha fazla olduğu intibaını uyandırmaktadır. Kısmi — devalüasyon' 1950 den beri her sene hac seyaha- tine çıkmak istiyenlere döviz temin edilmektedir. Ancak evvelki seneye kadar kullanılan döviz kaynakları ile geçen sene ve bu sene kullanılan döviz kaynakları arasında fark var- dır. Eski yıllarda hacca gıdenler Merkez Bankasından ve resmi rayiç üzerinden döviz satın aldıkları halde geçen yıl ve bu yıl dövizlerini resmi rayiçten daha pahalı bir fiyattan ve Hacılar döviz peşinde Rey, rey, rey!.- AKİS, 23 TEMMUZ 1955 Fındık Tarım Satış Kooperatiflerinin elindeki deblokaja — muhassas döviz kaynaklarından temin etmektedirler. Böylelikle kısmi devalüasyon sayıla- bilecek bir hal doğmaktadır. Böyle hususi bir yoldan döviz te- min edilmesi hac seyahatine çıkmak istiyen kimseleri — diğer seyahatlere çıkmak istiyenlere nazaran rüçhanlı hale getirmektedir. Çünkü diğer se- yahatlere gitmek istiyenler döviz im- kânları bakımından büyük zorluklar- la karşılaştıkları halde hacı namzet- leri için kolaylık bulunmaktadır. Ha- cılara döviz Verıldıgı ve fakat bunun pahalı bir fiyat üzerinden olduğu her halde bir mazeret olarak ileri sürü- lemez, çünkü muhakkak ki diğer se- yahatlere gitmek isteyenler arasında da aynı şartlarla döviz almıya hazır bulunanlar olacaktır. Layık-bir devlet olduğumuza gö- re, hac seyahatine gidenlerle, diğer seyahatlere gidenler arasında, hele hac seyahatine gidenler lehine bir a- yırma yapmamak icap eder. Ne biri- ni ne diğerini tercih etmek doğru ol- maz. Her iki hal de lâyıklık prensi- bini zedeler. Fakat objektif olarak hac seyahatlerının aleyhine bir duru mun mevcut olduğu da inkâr edıle mez. Diğer seyahatler peyderpey ya- pıldığı halde, hac seyahatleri çok kı- sa bir saman içinde toplu olarak ya- pılmakta ve zaten mahdut olan dö- viz kaynakları üzerinde tazyikte bu- lunmaktadır. rek hac seyahatlerinde ve ge- rekse dıger seyahatlerde temin edi lecek fayda, seyahatlere gidenlerin şahsi tatminidir. Sazı kimseler şahsi tatmini hacı olmakla, bazıları ise tu- ristik seyahat yapmakla elde ederler. Netice itibariyle aralarında bir fark oktur. Ancak memleket menfaatle- ri ile muhakkak bir ayırma yapılma- sı icap ediyorsa, belki sıhhi sebep- lerle yapılan seyahatlerin ve tahsil maksadı ile yapılan seyahatlerin ön plâna alınması icap e Her halde hac seyahatıne çıkacak olanlara döviz müsaadesi verilirken bazı hesaplar yapıldığını kabul etmek doğru olur. öyle anlaşılıyor ki, hac seyahatleri ile temin edilec ek fay- a, döviz tasarrufu ile elde edilecek faydaya nazaran daha üstün görül- müştür. Veya döviz durumumuz söy- lendiği gibi sıkışık olmayıp, bilâkis müsait (!) bir haldedir. , Tarım Unutulan dava Bugün — nal, çivi, mıh, şeker, kahve zam rultulerı arasında memle ketin nıce ana varlık meseleleri unu- tulmakta veya unutturulmaktadır. Memleketimiz için hiç bir saman bir ana dava olmak — mahiyetinden sıy- rılmamış olan orman meselesi, bun- ların başlıcalarından biridir. Muhalefet yıllarında iken Demok- rat Partinin başlıca propaganda mev-

Bu sayıdan diğer sayfalar: