DÜNYADA OLUP BİTENLER. bazı memleketler için de hiç atamı- yordunuz. Velhasıl dünya eskisinden beter o| muşt nseyi hakikatte ilk dar- beyı İngılızlerden yemişti. 1949 da Çörçil, o şevk ve heyecan dalgası i- çinde neler vaad etmiyordu? Fakat o zamanlar Çörçil muhalefetteydi. Ne zaman ki iktidara geldı Avrupa Birliği ideali de, kons de, baki kubbede hoş bir seda olup kalıverdı ler. Halbuki iktidardaki bir Çörçil Konseyin icra kudretini — kolaylıkla yükseltebilirdi. Fakat ananevi İngiliz sıyasetı her birliğe karşı cephe al- yı, hiç olmazsa çekimser kalmayı emredıyordu, v.s., Avrupa bırlıgı ilk oturumlannda bir "insan hakları beyannamesi" tes- bit ederek milli meclislere gondermış- ti. Bir de "Şahsen şikayet" hakkının tanınmasını istiyordu. Yani Hakla- rina tecavüz edildiğine kanaat geti- ren bir kimse icabında hükümeti Av- rupa Adalet Divanına şikâyet edebi lecekti. Bu beşer haklarım korumak bakımından en idealistlesin 'bile gıp- ta edeceği mükemmel bir formüldü. Dünkü celsede bir İrlanda delege- si ayağa kalkarak söz istedi. İsmi Crosbie idi. Mister Crosbie ateş püs- kürüyordu. Kendisine hak vermeme- ğe imkân yoktu: İnsan Hakları Beyannamesini ba- zı devletler, bilhassa büyük devletler, beş senedir hâlâ tasdik etmemışlerdı Bunların içinde Fransa ve İtalya vardı. Hele "şahsen şikâyet" hakla senelerdir bir çok devletler tarafın- dan sallanıyordu. İngiltere, Fransa, Italya, Belçıka, Yunanistan ve Tür- e bunların arasındaydı. Konsey ne heklıyordu" lbet bir neticeye var- mak lâzımdı. Avrupa konseyinin ver- diği her karar böyle senelerce bazı devletler tarafından askıda miı bıra- kılacaktı? Diğer sebepler Fransada Avrupa konseyinin alâka ve popülaritesini kaybetmesinin başka sebepleri de vardır. Konsey gittikçe bürokrat bir müessese ola- rak buraya MHP li kimseler yerleş- meğe başladı. MRP partisi Fransada sekiz senelik kanlı Hindicini savaşım devam ettiren ve simdi de Kuzey Af- rikada tethiş siyasetine taraftar ko- lonyalistlerin hakim olduğu bir par- tidir. Bizim delegelerimizin çoğunca bilinmeyen bir husus da Konseye sı- kıca yerleşen de Menthon, Teitgen gibi elemanların bu mustemleke po- litikasının şampiyonları olmalarıdır. Fransız Meclisinde en müfrit kanadı temsil eden bu gurup Mayer ve Rey- naud'nun yardımlariyle Fransanın büyük ümidi, İslahat ve terakki po- itikası önderi Mendes-France'ı de- lirmiştir. Reni Mayer ve Paul Rey- iaud halen Avrupa — Konseyinin ve Batı Avrupa Birliğinin en "müessir" elemanlarıdır. İdaresi bu gibi şahısların eline ge- çen bir konseyin Fransa'da ve dün- ada popüler olmasına imkân yok- tur Peki Konseyin bunca çalışmaları hiç müsbet bir neticeye varmamış mıdır? Bu kadar yıl hep yerinde mi sayılmıştır? Bunu bizim delegeleri- mize sorduğumda bilhassa Ebüzziya ve Mandalinci tarafından hararetle temin edildim. Avrupa Çelik ve Kö- mür Birliği varılan en mükemmel VS en müsbet bir netice değil mıydı" Altı milletin bütün kömür lik şırketleı'ı bırleşmışler, istihsallerini aynı atlarla, müşterek pazarlara satmıyorlar mıydı? Daha ne istenir- di. İstenip de sonradan unutulan bazı noktalar vardı ki bunlar Mandalinci ve Ebüzziya tarafından hatırlanmışa henzemıy ordu: mür ve Çelik Birli- ği kurulduğ unda altı üye — devletin hizmet pazarlarım birleştirmek birin- ci gaye idi. Fransada Güneyde, İtal- yada işsiz çoktu. Belçika madenlerı ise işçi arıyordu. Yem birlik bunları birleştirecek, her milletin işçisine ay- nı ücreti verecek, aynı sosyal yardım- ları sağlıyacaktı. Böylelikle rekabet ve fıyat tahavvülleri önlenecek, eko- nomik hayat düzenlenecekti. Ko ve Çelik Birliği sadece fiyatları ve pazarları kontrol etmekle yetindi ve yıne delegelerimizden — Feridun Er- gin'in isabetle soyledıgı gıbı bir "Bey- nelmilel Tröst" halini al Dışardaki alâkasızlığa karşı bu sene içerde hava elektrikli idi... Söz alan delegeler bazan lâflarım hiç e- sirgemediler. London Times geçen hafta istihza ile Konseyde konuşan- lar için "Beynelmılel Hyde Park Cor- ner hatipleri" diyordu. Fakat konse- yin bu hale gelişinde iyi niyetli, ide- alist insanların suçu yoktu. İştira- kimiz için her sene seksen milyon frank verdiğimiz konseyde işte du- idi. Avrupa Konseyinden büs- bütün ümidi kesmeli mıydı" Hayır. Fakat bir süküt perdesi gerisine çe- kilmektense direnen ve mücadele e- den hatipleri desteklemek vazifemiz- di. Iyı niyetli, cesur ve işlerin iç yü- zünü bilip açıklamadan çekinmeyen insanlar oldukça Avrupa Konseyi al- tı sene evvelki "hava" sına elbet ka- vuşur. Bu arada Konsey tartışmala- rında en enteresan bulduğum bazı cümleleri kaydedeyim: Galetto, İtalyan, hrist. dem.: "Kon- seyın çalışmaları bana Cemiyeti Ak- vam'ı hatırlatmağa başladı. Broşür- ler, gazeteler için tonlarca kâğıt harcıyoruz ama tatbik ettiğimiz bir şey yok. Kutlelerı yıııe hayal sukutu- na götürmiyelim Struye, Belçıkalı, katol.: "İdeal vrupa mı? Bizden sonrakilerin da- hi göreceklerinden çok şüpheliyim." Maris, Yunanlı, Hiırist. dem.: "Mülteciler meselesi her defasıııda para ve tahsisat olmadığı için ertesi seneye atılıyor. Ama sıl yapmak i- çin para bulunuyor.. Montini, İtalyan, liberal: "Kömür ve Çelik Birliği dört senedir faaliyet- te, ama ne iki milyon işsiz İtalyan iş- çisini, ne de bizdeki nufııs fazlalığını kullanmaya yanaşmıyor. Kalbitzer, Alman, sosy. dem. "Avrupa Konseyi bir bürokrasi içinde boğulmaktadır. Kadroları lüzumun- dan fazla kalabalıktır. Buna muka- bil bizim ıçımızden çıkıp bizden di- rektif alması icabeden Kömür ve Çe-. lik Birliği, İktisadi? İşbırlıgı gibi teş- kilâtlara katiyen tesir edememekte- yiz. Otoritemiz kalmamıştır..' MUHABANK SON PARA YATIRIM TARİHİ 6. 8. 1955 GÜNÜNE KADARDIR AKİS, 23 TEMMUZ 1955