YURTTA OLUP BİTENLER. kabe partisinin daha geniş bir gö- rüşle hareket etmesi ve ilk iş olarak partiler arasında müşterek bir cephe kurmak üzere ıktıdara işbirliği tek- lif etmesi doğru 'Bütün bunları görüp sonra, insanın hatırına Acaba C.H.P. mokrasi iklimi" işittikten şu geliyor: 950 den evvel bu "de- nden bahsetseydi, a- caba Demokratlar ne derler, teklifi nasıl karşılarlardı? Şimdi, tıpkı o zaman kendilerinin gösterdikleri re- aksiyonu gösterenlere, demokrasi te- lâkkileri kendilerini o zamanki te- lâkkilerine tıpatıp uygun olanlara niçin hiddetleniyorlar, onların başına dertler açıyor, açtırıyorlar? C.H.P. ne yapacak? Vaziyet — bu şekilde tecelli ettiğine göre, C.H. i o cak ?Her şey göstermektedir ki Baş- bakan Adnan Menderes'le iç politika mevzuunda yapılacak bir görüşmeye intizar olunmaktadır. Eğer Menderes platonik demokrasiden fiili demokra- siye geçmek üzere bir adım atmak arzusunu izhar ederse, yahut "de- mokrasi iklimi" nin buna müsait ha- le geldiğine kanaat getirdiyse iyi mü- nasebet bozulmıyacaktır. Ama bu ihtimaller pek az variddir. Buna mu- kabil Başbakan — Zafer gazetesinde çıkan başmakaledeki fikirleri tekrar- larsa durum vuzuh kesbedecektir. CELP. o zaman ne yapacaktır? Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Belediye seçimleri dolayısiyle bu yıl erken yas tatiline gideceği anlaşılı- yor. Tâ Kasım ayma kadar Muhale- fet orada mücadele imkânından mah- rum kalacaktır. Buna mukabil Ulus bulunmaktadır ve Mayısa yetıştırılmesıne çalışılmakta- ak, sadece bir gazetede gös- terılecek faaliyet müsbet netice vere- bilir mi? Talepler millete ne vakit mal edilecektir? Halk Partisi içinde bir gurup, partinin kendisine artık doğru dü- rüst bir politika çızmesını istemekte- ir. Herkes ne yapacağını bilmeyi arzulamaktadır. Bilhassa Meclis gu- rubunda böyle bir temayül başgöster- miş, Sırrı Atalay tarafından bir de takrir verilmiştir. Nihad imin yo- lundan gidilecek, "demokrasi iklimi" beklenecek midir? Yoksa bu iklimin lâzimi gayrı müfarıkı olan teminat- arın temini için mücadeleye girişi- lecek midir? Birinci şıkkın galip gelmesi ihti- mali çok azdır. İkincisine geçilmek i- çin mevcut pek ufak ümid kıvılcımı- nın sönmesi bekleniyor. Milletin te- mennisi bu kıvılcımın sönmemesi, Demokrat liderlerin kendi kendilerini inkâr etmemeleridir. Ama ederlerse C endisinden — beklenileni hiç bir şahsi tazyıke veya liderlerin ya- kınlarının başlarına asılacak Demok- les kılıçlarına bakmadan yapmak mecburiyetindedir. Aksi, davaya iha- net olur C. H. P. Gurubu Allah Rahatlık Versin... S u koca Türkiyede Cumhurbaş- 5 kanı Celâl Bayarın rahatsızlığı haberine üzülmeyen, ameliyatının başarıyla neticelenmesi karşısında ? Bu sevin- miş, hem miştir. okunmuş, Anadolu Ajansı tarafın- dan neşredilmiştir. İşte bahis mev- zuu tel Sayın Reısıcumhur Geçirmiş olduğunuz ameliyatın fevkalâde bir başarı ile neticelen- mesi ve bütün milletin üzerine can- dan titrediği sağlık durumunuzun mükemmel bulunuşu haberi karşı- sında, zati devletinize varlığını Vakfeylıyen Türk ordusu son bir sevinç ve inşirah duymaktadır Tanrı ve talihin büyük bir lü- tufkârlığı olarak başımızda var o- lan en büyüğümüz aziz ve muhte- rem Reisicumhurumuzun acil şifa ve afiyetlerini şahsım ve kahra- man Türk silâhlı kuvvetleri adına Celâl Ba- candan temenni Ve niyaz ederken, daha bir çok yıllar buyuk Varlıgı— nızın etrafında ve ışığında bulun- mak bahtiyarlığıyla ustun saygı ve tazimlerimi arzederim Erkânıharbiyei Umumiye Reisi Orgeneral Nurettin Baransel Rejimimizin demokrasi — olduğu hayali içinde yaşıyoruz. Tıpkı sahici demokrasilerdeki gibi Mec- liste iki muhalefet partisinin tem- silcileri bulunuyor. Bir Genel Kur- may Başkanı çıkıyor ve sahici se- çimle o makama gelen D t baş- anına “zatı devletinize varlıgını vakfeyleyen Turk ordusu" ndan ahsediyor, "daha bir çok yıllar büyük varlığınızın etrafında ve 1- şığında bulunmak bahtiyarlığı" nevinden tâbirler kullanıyor. Haydi o kullanıyor.. Ya muha- lefet? Bir tek muhalefet millet- vekili çıkıp da "Bu ne biçim tel- graftır? Bunlar nasıl tâbirlerdir? Bir Genel Kurmay Başkam demok- rasilerde nezaketin nerede bılmesı gerektiğini bilmiyor mu?' iye bir sual sormayı balırma dahi ge- tirmiyor. Acaıp olan o telgraf değil, bu süküttur C.H.P. de hareket Bu —sırada, üçüncü Muhalefet Par- tisinin Genel Başkanı Ahmet takılıç sesini duyuruyor ve bir ajansa verdiği beyanatta teminat üzerinde ısrar ediyor. Gerçi Cumhuriyetçi illet Partisi denilince hatıra gelen Ahmet Tahtakılıç degıl Osman Bö- lukbaşıdır ama Genel Başkan ikinci- bırıncısıdır Ahm Tahtakı- lıç - D.P. muhalefetinin ılk yılların- a dört kurucudan sonra o gelirdi * şoyle diyordu: "— Demokratik ida- re yaşıyan fanılerın medeni münase- betlerine değil, muayyen kanunlar ve müesseselere da y nan vatandaşın si- asi hak ve hurrıyeılerının emniyete alınmasiyle kurulabilir C, P. nin Genel Başkanı rejim mücadelesinin medeni ölçüler içinde yapılmasını, üzerinde durmaya lüzum olmayacak kadar tabii — buluyordu. a "ana meseleleri halledecek ka- rarlar alınmadıkça, gereken kanun- lar çıkarılmadıkça ve — müesseseler kurulmadıkça beklenilen neticenin me dana geleceğini ümid etmek bey- huded Boylece üçüncü Muhalefet Parti- si de iktidarın idare etmek istediği konserde - şef Nihad Erimdi - falso- lu bir ses çıkarıyordu. Ortada bir tek şüphe vardı: Ah- met Tahtakılıç, C.H.P. d mek miy- di? a C.H de - muhalefet- te - bır buyuk kutlenın fıkrıne ter- cüman olduğunda zerrece şüphe yok- tü. Dış Yardım Geciken seyahat Amerikanın Ankaradaki — Büyükel- isi Awra Warren bile, hava mey- danından uçağına binerken Washing- kredinin verilip verilmemesi gerektiği hususunda in- celemeler yapıyordu. Komiteye evve- lâ Awra Warren izahatta bulunacak, müteakiben Fatin Rüştü Zorlu Türk tezini delillerle ve rakkamlarla mü- dafaa edecekti. Başbakan — muavini Bandungtaydı. Oradan doğruca Ame- rikaya geçmesi karar altına alınmış- tı. Endonezyadaki konferans dolayı- siyle adı batı çevrelerinde — müsbet şekilde duyulduğundan - Türkiye o- rada varlık göstermişti - vazifesini daha ziyade kolaylıkla görmesi kuv- vetle muhtemeldi. Hükümet makamlarımız yapıla- cak müzakerelerin müsbet netice ve- receği kanaatindeydi. İlk temaslar geçen yıl Başbakan Adnan Mendere- sin Amerikayı ziyareti esnasında ya- pılmış ve usun vadeli krediden o sa- man bahsedilmişti. Şimdi, fiiliyat sa- hasına geçmek gerekiyordu. Daha AKİS, 20 NİSAN 1955