DÜNYADA OLUP BİTENLER Suya düşen gaye Konferansın — kurucusu ve tabii baş- hrunun gayesı şuydu: Tarafsız bir üçüncü blok mey- dana getir üney Afrı— kadaki ırkçılıktan dertliydi, Tın şikâyeti yahudıle dendı ekeciliğin nere- de bulunduğu hususunda fikirler da- ğılıyordu. Kimisi gözlerini batı âle- minin tuttuğu yerlere, kimisi komü- nist beldelere çevırıyordu istiyor! u memleket- ü bulunduğu derhal ; Hındıstan Bırmanya ve kendisini Amerika, Rusya Hindistan- dan sonra dunyanın dördüncü büyük devleti sayan Endonezya ile kısmen Mısır tarafsızlığın - kendilerini müs- temlekecılerden koruyacağı kanaatin- deydiler. Buna mukabıl Turkıye Pa- kistan. Irak, Fi rantiyi teşkil ettiğine inanıyorlardı. i kalanlar tarafsızlardan ziyade Batılıların tarafını tutunca Hindis- tanın hayalleri suya düştü. Çinin — kazancı Nehru yenılmıştı ama Kızıl Çin bir . Pekin hükümetinin derdi tanınmaktı. Kon- feransa katılan devletlerden pek ço- ğunun Kızıl Çin ile bir münasebeti yoktu. Çu-En-Lai Endonezyada bu devletlerin delegelerine hakikati an- latmaya muvaffak oldu: Çin demek, Pekin hükümeti demekti. Çinin iç re- jimini tasvip etmemek kabildi. Ama inkâr olunamazdı ki bu memleket bugün komünistlerin hâkimiyeti al- tındadır. Nitekim İngiltere de, ko- münistlikle hiç bir alâkası olmadığı halde Çan-Kay-Şek'in kukla hükü- metini değil, Mao'nun idaresini tanı- Çu-En-Lai o kendisine has yu- muşak ve munis tavırları ile bir çok Orta Doğu memleketinin gözünü aç- . Mısır Pekin hükümetini derhal ta- nıyacagını bildirdi. Bunun üzerine Cemal Abdülnasır Pekine davet olun- yalnız ye, Irak ve İran Kızıl Çini tanı- mamakta ısrar ediyorlardı. İhtimal ki bu, Amerikayı beklemek içindi. Çu-En-Lai Kamboç ve Laos dele- gasyonları nezdinde de başarı kazan- dı. Bilhassa Kamboç, eskisine naza- daha tarafsız bir politika takip etmekte faydalar mülâhaza ediliyor- du. Hindiçini kıtasının hu iki büyük devleti, Güney Vietnamdan bu nokta- dan ayrılıyor ve Fransız müstemle- keciliğinin — batılılar tarafından des- teklendiğine inanmaya meyyal görü- nüyorlardı Kızıl Çin'in muvaffakıyetı burada bıtmıyordu u-En-Lai bir çok dele- e üzerinde çok oş tı. Tıpkı, Cenevrede olduğu gibi.. 18 esır yaratmış- ğu gibi.. En- Tunus'ta son gösteriler İstiklâl donezyalılar da bundan uzak kalma- mışlardı. Çin başbakanı, konferans sırasında Endonezya başbakanı Ali Sastroamidjojo ile iki devlet arasında bir andlaşma imzalanması hususunda mutabık kalmıştı. Andlaşma ana va- tanlarından uzak bulunan Çinlilerin tabiiyeti hakkındaydı. Bu Çinlilerin şimdiye kadar iki tebalıgı vardı. Du- m, andlaşma ile normal hale getı— riliyor ve iki taraf da tavız veriyor- du. Böylece, Nehrunun tertiplediği konferanstan en ziyade başarıyla Çu- En-Lai ayrılıyordu. Fransa Tunus istiklâl arefesinde M gEdgar Faure: b Bazı kimseler buna itiraz edecekler ama, niçin Habib Burgiba ile görüşm, yım." diye sordu hemen arkasından ilâve etti: "“— Hele benimde temas eden bü- tün Tunusluların kendisinden akıl danışmaya gittiklerini bildiğim fasi- döz” g Fransız Başbakanı Seine nehrinin öbür tarafındaki - bu tarafı, Champs-Elys&es tarafıdır - Matıgnon sarayında Tunusun meşhur Yeni Des- tur Partisinin lideri Habıb Burgibayı kabul etmiş ve kendisiyle bir buçuk saat müddetle görüşmüştü. Bu goruş— mede Fransa'nın Tunusun iç istiklâlini tanıdığı ilân e- dildi. faktan başlamak suretiyle Fransız memurların yerini Tunuslu- lar alacaklardı. Bu suretle Fransa i- çin uzun Zzamandan beri bir dert kaynağı halinde olan Kuzey Afrika meselelerinden faizi hal yoluna giri- Yeni Destur, Tunusun istiklâl pe- için mi? lerinden Habib Fransızlar tarafından Fransada enterne edılmış, diğer lider Salâh ben Yusuf ise Ce- şinde olan partısıydı Partinin lider- urgiba nevreye kaçmıştı. Fakat liderlerin tevkifi Tunustaki istiklâl hareketle- i memiş, uslular is- tiklâlleri ıçın öylesine ugraşmışlardı i en sonda Fransa bir kısım istekle- rin önünde boyun eğmeğe mecbur kalmıştı. Temaslar eski Başbakan Mendes- France'ın zamanında başlamıştı. Fa- kat başbakan Meclisten itimat ala- madığı için devrilmiş, yerine Edgar Faure gelmişti. Faure da Kuzey Af- a bir neticeye varılmasını şid- detle arzuluyordu. Burgibayı kabul etmesindeki sebep de zaten başka bir şey değildi. Zira Tunusun başbakanı bile Faure un yanından çıktıktan son- ra Burgibaya gidiyor ve ondan akü alıyordu. Yeni Destur tarafından mu- vafık görülmiyecek her h yanlış anlamaları önlemişti. Yeni Destur liderinin memleketine dönmesine müsaade edilmesine inti- zar olunmaktadır. Habib Burgibanın orada Tunusun tam istiklâli için - bu, ir zaman meselesi haline gelmıştır - çalışacağından şüphe yoktu AKİS'E Abone olunuz AKİS, 30 NİSAN 1955