ingin aksettireceği ancak o tarihte belli olacaktır kadarsa bir takım hazırlıkların tamamlanma- sı işiyle uğraşılacağına şüphe yok- tur. Asya - Afrika Bir hülyanın sonu Eğer kürsüdeki politikacı hindli ol- , ağzından o sözlerin dö- pek imkân t kürsüdeki polıtıkacı hindliydi ve adı Nehruydu. Hindistanın idealist baş- bakanı fütursuzca, bir gün evvel sar- fettiği sözleri geri a ldı Geri aldı ve hararetle alkışlandı. Hadise Endo- nezyada, Bandung şehrinde toplanan Asya-Afrika Konferansında cereyan iyordu. Nehru batılıların politikasına ve bu arada Atlantik Paktı teşkilâtına ücum mişti. NATO'nun barış için tehlikeli olduguydu Buna Batı gurubuna mensup memleketle- rin delegeleri ve bu arada Konfe- ransta ismi en çok geçenlerden biri olan Fatin Rüştü Zorlu sert cevap- lar vermişler, Nehrunun gözünü aç- maya çalışmışlardı. Şımdi Hindistan başbakanı, gözünün açıldığım belli e- diyordu. Ancak gözü kısmen açılmış- Konferans tamamiyle siyasi bir hava içinde geçmiş, daha ilk nutuk ardan ve tartışmalardan itibar sosyal ve ekonomik meselelerin ikin— ci plânda kalacağı kati şekilde anla- şılmıştı. Zaten çalışmaları takip eden gazeteciler de işin hep siyasi tarafı- nı veriyorlardı. Hakikaten en ziyade alâka uyandıran cihet de Bandung'ta çarpışanlar komünist temayüllü tarafsızlarla komünist a- leyhtarı demokrasilerdi. Doğrusu is- temline rejim olarak Demokrasi kon- Nehru Yenilen adam AKİS, 29 MART 1955 DÜNYADA OLUP BİTENLER Yemende âsiler idam olundu Bu Adalet feransa katılan pek az memlekette mevcuttu. Ama bunların tuttukları taraf Batı demokrasileriydi. Ötekilere ise fiilen Hindistan başkanlık ediyor- du. Kızıl Çin ıse el altından çalışıyor, havayı bulandırmaya gayret ediyor- du. U naat Nehru'nun guru- bunun kazanacağı — merkezindeydi. Bir defa iyi hazırlanmışlardı. Kara- şide, Yeni Delhide, Rangun'da hazır- lık mahiyetinde oplantılar yapılmış, bu toplantılara Mısır Başbakanı Ce- mal Abdülnasır da iştirak etmıştı Mısır, Orta Doğu memleketlerini de tarafsızların yanma almak ıstıyordu una mukabil Hindistan Güney Doğu yadaki — prestijine güveniyordu. Halbukı işler başka türlü cereyan et- ti. Tarafsızlar, işin başında hakettik- leri dersi aldılar ve konferansa ha- kim olmak gayretleri boşa çıktı. Bun- a Türk delegesinin ve umumiyetle kuliste faaliyette bulunan Türk dele— gasyonunun hıssesi büyüktü. Fatin Rüştü Zordu, bu gibi konferansların nasıl cereyan ettiğini biliyordu meselelerinin büyük ehemmiyeti olu- yor ve o meselelerde boyun eğenler davayı kaybediyorlardı. Hindistan başbakanı kendisine göre bazı kaide- ler hazırlamıştı. Türk delegesi bun- lara şiddetle itiraz etti. O zaman gö- rüldü ki konferansta Batı taraftarla- ri küçümsenmeyece zetmektedirler. Bunların arasında Pakistan vardı, Filipinler vardı, Sey- lân vardı, Lübnan vardı, Irak vardı; elebaşılıgı onlar yapıyor ve kendile- rine fikir arkadaşı bulmakta zanne- dildiği kadar çekmıyorlardı Usul meselelerınde olduğu gibi ele lınan mevzularda da Batılılar kuvvet denemelerıne başladılar Seylân de- legesi Doğ rupadaki — Sovyet somurgecılıgını takbıh eden beyana- Bakanıydı ti bir bomba tesiri yaptı. Doğrusu is- tenilirse bunu bekleyen yoktu. Bilhas- sa Çin delegesi Çu-En-Lai gafil av- landı. Aklı başına geldiği zaman i 1şten geçmişti. İtirazı, konferansta Avrupa değil, mese- lelerinin goruşüldüğü noktasında kaldı. Buna mukabil müstemlekeci- liğin her kıtada takbih edilmesi lüzu- mu hatırlatıldı. Batıklar sert konuş- maktan çekmiyorlardı. Bu usulden iyi neticeler alındı komünist temayüllü idealist tarafsız- lar yılmışlardı. Türkiye — Arapların yanında Mısır Orta Doğu memleketlerini Türkiye aleyhınde cephe almaya teşvik ediyorı ma Fati üştü Zorlu, Cemal Abdulnasırın manevra- sını boşa çıkarmaya muvaffak ol- du. ada israil meselesi vardı ve şbakan — yardımcısı biliyordu ki Arapların tek derdi Rusya değil, İs- raildir. Türk delegasyonu o meselede Arapları tutunca, prestijimiz arttı unun yanında Kuze Afrika dava- Türkiye Arapları destekle- di. Buna mukabil Rus: ücumlarımız taraftar topluyor- Durum pek çok muşahıdı şaşırt- eh- runun tarafsızlık politikası ve Afrikalı devletlerde müsbet akis- ler uyandırmıştır. ung 'ta görül- dü ki bu bir haya ld e bir komü- nist propagandasından başka bir şey değildir. Bilâkis bu devletler komü- nist tehlikesini gayet iyi anlamışlar- dII' İçlerinde hakikaten taraf tutma- anlar mevcuttu. Ba ya Rusyaya olduğu ya kındılar. Konferans onlara kuvvet ve cesaret verdi. 17