DÜNYADA OLUP BİTENLER. Kamarada işbirliği Birbirine iki yüz metre mesafede birbirinin aleyhıne çalışan lider- am üzeri Avam Kamarasında kışla karşılandı. Alkış bilhassa Işçı sıralarından yükseliyordu. evvel de aynı muhalefet yeni başba- kanı aynı derecede hararetle selâm- lamıştı. Bu sefer de alkışlara muha- fazakârlar katıldılar. Mr. Attlee - Le Figaro gazetesının sonradan ya- zacağı gibi evli mahcubi- yeti içinde, kızararak alkışlara mu- yerine oturdu. müdevver sı- ralarda başbakan Sir Anthony Eden ve bakanlar bulunuyordu. Kamarada— ki müzakerelerde partiler seçim za- manına kadar yapılacak çalışmaların programı üzerinde mutabı aldılar Bütçe hariç, sadece üç tasarı çıkarı- lacaktı. Parlamento ayısta tatil olacak ve 26 Mayıstan sonra yeniden toplanacaktı. 20 gün, seçim kampan- yasının en hararetli kısmını teşkil e- decekti. Propagandada — müsavat Tarafsızlığı ile meşhur B.B.C. - ki, devletin — radyosu sayılabilir. - mikrofonunu ve televizyonunu par- tilerin emrine müsavi şekilde koya- caktı e televizyon tabii en tesirli propaganda vasıtalarıydı. Bun- lardan tek taraflı olarak istifade et- mek ıktıdarın aklının köşesinden da- hi geçm i radyoda dört, televızyonda üç konuşma hak- kına sahipti. Tabii B.B.C. nin yanın- da diğer propaganda vasıtalarından, gazetelerden, mitinglerden hep mü- savat dairesinde istifade — edilecekti. Muhalif gazetelerin kâğıtları kesilmi- yecek, mitinglere müsaade olunma- mak dıye bir mefhum dahi bulunmı- yacakt Bu sırada Sicilyada seksen yaşın- Sir Winston Churohill idi. Ra- hatı yerindeydi. Hava güzeldi. Sicil- ya bütün İngilizlerin dalma bayıldık- ları yerdi. Karısı kendisine şefkat ve muhabbetle bakıyordu. Ama Sir Winston Churchill gene de huzur i- çinde değildi. Aklı fikri Londrada ve seçim savaşındaydı. Tatilini kısalt- kararım verdi. Niyeti 26 Nisan- da İngiltereye dönmek ve partisi için çalışmaktı. İhtimal ki Televızyon ko- malarından birim ©o caktı. Tabii nutuklar söylemeyi de t asar- lıyordu. Ancak, yurt turnesine çık- mıyacaktı. O, liderin hakkıydı ve Sir Winston bu hakkı Sir Anthony paylaşmak istemiyordu. Faka kendı seçim dairesinde bol bol konuşacak, o meşhur belâgati ve ateşiyle Işçılere atıp tutacak, acı nüktelerle onları na halde hırpalıyacaktı Sir Wınston seksen yaşını aşmıştı ama Muhafa- zakâr partinin gene de en kuvvetli sılahlarından biri, hattâ birincisiydi. Üstelik, şımdı barış havarisi rolün- deydi d Mr. Attlee'ye gelince o, karısının kullandıgı ufak arabasiyle memleke- ti dolaşacak ve kütleleri kendi tara- fına çekmeye çalışacaktı. Mr. Attlee'- nin partisi muhalefette olduğu için bu şekilde seyahat ettiği hatıra gel- mesin. Geçen seçimlerde de, başba- kan olduğu halde aynı arabaya bin- Ürdün Kralı evlendi Taçlı bir pasta miş ve İngiltereyi dolaşmıştır. O de- fa muvaffak olamam ıştı Bakalım bu sefer ne yapacak, 195 de kaybettiği iktidarı alacak m İlk - tahminler S imdi bütün dünyanın gözü İngil- 5 tereye çevrilmiş vaziyettedir ve bu, seçimlere kadar böylece devam edıp gıdecektır Herkes - Ingılterede Ingıltere için değil, bütün batı âlemi için son derece mühimdir. Son tahnittiler - anket neticesi tahminler - iki ay kadar evvel yapıl- mıştı. Onlar muhafazakârlara 40 ki- şilik bir ekseriyet veriyorlardı. An- cak şimdi hava —muhafazakârların daha az lehinedir. Bevan ihtilâfı işçi partisinde halledilmiş ve işçiler tek- rar birlik haline gelmişlerdir. Buna mukabil Muhafazakârların Sir Wins- ton'un İider ıgınden eragatlerinin ne netice vereceği meçhuldür. en iyi anlıyanlar, öyle muazzam bir ekseriyet beklememekte ve daha zi- yakın sayıda — milletvekilinin razi kimin tarafına eğilecek, Batı â- leminin 2 numaralı devletinin idare- sini kim eline alacak? Mesele bura- dadır ve İngiliz demokrasisinin iyi tarafı da hiç bir partıye diktatörlük imkânı vermemesidir. Bir kaç güne kadar anket işiyle meşgul müesseseler tahminlerine baş- lıyacaklardır. Gazetelerden bazıları da bir yandan anket açarken, diğer taraftan musabakalar tertiplemekte- dir. İngilizler yeni seçimlere bir spor karşılaşmasına gider gibi gitmekte- Hadisenin Dünyanın ehemmiyeti alâka duymasındaki se- tabii yeni hükümeti tıkasının ne olacağı Amerikalıların Muhafazakâr, rın İşçi muzafferıyetını temenni et- tiklerinde şüphe yoktur. Hakikaten Muhafazakârlar Dullese daha munis gelmekte, İşçiler ise Doğu ile yakın münasebet kurmak — istediklerinden Molotofa şirin gözükmektedirler. A- ma, seçimleri kim kazanırsa kazan- sın bunun "İngiliz Politikası" tesiri olacak mıdır diye cevap verebilmek için hiç tarih bilmemek icap eder. Londrada ister İşçi, ister Muhafazakâr bir hükümet bulunsun dünya meseleleri karşısın- daki İngiliz tutumu pek fark etmi- yecektir. Belki siyasetin tatbiki ba- kımımdan değişiklik olacaktır, hattâ bir İşçi hükümetin Doğuya karşı ha- reket tarzı başka mânalar da taşı- yabilir. Ama prensıpler bakı kalacak- tır. Mr. Attlee'nin hükümetine Rus- ların bir zamanlar ateş puskurduklerı unutulmamıştır Inız, 26 Mayıs tarihine kadar meselelerin bir intizar devresine girmesini beklemek icap edecektir. Zira Londra'nın sesini ki- AKİS, 29 MART 1955