tan yakından bır alâkası olmadığı Temaslar, bir teşkil ettiği takdirde mâna taşıyacaktır. Fakat u- Başbakan Adnan Men- deresin şimdilik iç politika meselele- rini ele almak niyetinde olmadığını göstermektedir. Yahut alsa bıle bu- bir ziyafette, ya iki nü rasında yapmak arzusundadır. Pazar akşamı gene Ankara Palasta gene Irak Parlamen- to heyeti şerefine verilen kabul res- minde Başbakanın Cumhuriyetçi Mil- lel Partısı lıderlerınden Osman Bö- kü- rulmamasını istiyordu. zır bulunanları eg]endırecek şekılde bir saatten fazla devam etti. bol kahkaha atıldı. Fakat bir netıce çık— madı. aten çıkmasına da im yoktu. O akşam İsmet İnönü gelmemiş- ti. Fakat C.H.P. Meclis Gurubu baş- kan vekillerinden Malatya Mılletve— kili Nüvit Yetkin ile nel Sekreter Yardımcısı Turgut Gole O- radaydılar. Başbakan Menderes ken- dilerine iltifatta bulundu, onlar da sevindiler. Menderesin, temas ettiği kimseleri âdeta büyüleyen ve onları mesteden bir şahsiyete sahip bulun- duğu, muhataplarını tesir altında bı- rakmaya fak olduğu zaten biliniyordu. Koraltanın evindeki yemekten bir gün sonra evvelâ Hürriyet'te, müte- akiben diğer gazetelerde dördüncü bir görüşmenin haber]erı çıktı. Yal- nız Hürriyet, temasın Başbakanlıkta pazar günü yapıldığını yazıyordu ki, bu yeni bir görüşme mi olduğu şü p— hesini uyandırdı. Böyle bir şey yok- t Vazife dışı temasların devam et- mesi kuvvetle muhtemeldir. Refik Koraltan İsmet İnönüyü evinde ye- meğe çağırmış olduğuna göre bu zi- yafete C.H.P. Genel Başkanının da mukabele etmesini beklemek yerinde olur. Muhalefet lideri tabii Başbaka- nı ve muhtemelen Fua Öprülü ile Kasım Güleği de çağırabilir. Menderesin fikirleri Bu hadıseler cereyan eder ve as- da taşıdıkları ehemmiyetten çok fazla dedikoduya mevzu teşkil ederken pazar günkü Zafer gazete- sinde "Muvaffak bir davadan ricat hezimettir" başlıklı ve Zafer imzalı bir başmakale çıkıyordu. Başmaka- lenin f“ıkırlerını Adnan Menderes Bur- han Belgeye vermiş, yazıyı intişarın- dan evvel de bizz örmüştü Başbakan C.H.P. liderlerinden sa- dece Kasım Gülek'le, Genel Sekrete- rin Amerika donuşu başbakanlıkta kendisini ziyarete geldiğinde iç po- AKİS, 30 NİSAN 1955 5 litikadan bahsetmişti. Bu görüşmede Adnan Menderes Muhalefet partile- rinin bütün istediklerini teferruat saydıgmı bıldırmış, her şeyden evvel asinin iklimi" nin memleke- te yerleşmesi lüzumuna işaret e Zafer gazetesi bu kanaati bir for- mul halinde ifade ediyor ve yer yü- Söyleyene Bakma Halkçı gazetesinde bir yazı: "A ak bu ispat hakkının i iş, resmi vazife sahası dışında kalan hususlara siraye- ti' hiç bir suretle düşünülemez. Mesela nüfuzu kötüye kullan- iddiası varsa ispatı istenile- bılır Fakat, falanca resmi ma- kam sahibi budalanın biridir, için ispat hakkı elbette bahis konusu değildir... Hattâ resmi işle ilgili olmadıkça ferdın adın— dikkat ve itina ile bahsedılebıl— melidir." İmza: N. E. Kim bu N. E.? Nihad Erim! Ha, şu 1950 ile 1954 arasında başında bulunduğu Ulus Gaze- tesinin foto abırını, hu- husi hayatından levhalar tes- pıt etsin diye geceleri Başba- n Adnan Menderes'in peşine lakı sokak sokak dolaştıran ve bunu politika sayan zat.. Sonra Menderes, Halkçı leyhındekı 100 bin liralık cezalı vasından eragat etti. Ve iş- , 1955 modeli N. Menderes, Menderes sen ne- lere kadirsin! İki- gün sonra gene Halkçı'da başka bir y İmza: Huseyın Cahid Yal- ! "Hususi bir ferdin geceleri barlarda dolaşarak, sarhoş ola- eğlenmeleri, kulüplerde geç vakitlere kadar kum bir resmi zat için basın sütun- larında şikâyet mevzuu teşkil edebilir. Bundan dolayı gazete- ye hiç bır mesuliyet gelmemek ıcabed t Hoppala’ Gel de işin içinden 1 Hem İsayı, hem Musayı memnun etmek için mi dersi- niz? zünde şimdiye kadar görülmemiş bir demokrasi anlayışı ortaya koyuyor- bunun için dilediğimiz kadar zaman atandaşlarımıza muh- taç bulundukları hakiki demokrasi YURTTA OLUP BİTENLER iklimini ve bunun müteali hususiyet- lerini tattırmak yine başka şeydır ancak bu işte saniyenin dahi fethe- dilmesi memleket ve millet için akla gelmez nagihani — hüsranlarla dolu— dur U utulan nokta bu İkinci "baş- a şey” in iktidar partisinin gaye ve hedefı olduğu, iktidarın sadece onun tahakkukuna müsaade vereceği, baş- ka kanaatte bulunanlara ise müsama- ha etmiyeceği hakikatinin başmaka- lede ifade edildiğiydi. Ortada bir tak- dim-tehir hatası vardı. İktidarın fik- i şuydu: evvelâ demokrasi iklimini kuralım, sonra hâkim temınatıymış, basın hurrıyelıymış, üniversite tarıyetıymış, Halk Partisinin gazete- siymiş, seçim kanunuymuş, hattâ A- nayasa tadılatıymış hepsini baş başa verir hallederiz! Halbuki demokrasi iklimi bütün bunların gerçekleşmesıy— le kurulabilir. Yoksa, "işte demok- rasi iklimi"" deyince demokrasi ikli- mi gelmez. Hele "bana mani olma- yın, basın hürriyeti, hakim teminatı gibi taleplerle başımı derde sokma- yın demokrasiyi — gerçekleştirmeme engel çıkarmayın, hele memleketi şöyle topyekün rahatça kalkındıra- yım, sonra onlara da sıra gelir" de- mek demokrasilerde iltifat gören bir mantık değildir. Yukarda zikredilen talepler gerçekleştiği gün demokrasi- nin iklimi memlekete gelmiş olur. Daha evvel ğil.. Eğer hakikaten bu iklim isteniliyorsa tutulacak yol odur. Demokrat Partide ise bu temayül asla ve asla mevcut görünmemekte- dir. Buna mukabil ıstemlen herkesin susması, "“demokrasi iklimi" ni züm- rüdü anka kuşu bekler gibi bekleme- sidir. Hürriyetleri almanın yolunun, hürriyetlerin lütfedilmesini beklemek olmadığı aşikârdır. Desteklenen tek politika Zafer — gazetesinde Başbakan Ad- nan Menderesin direktifiyle yazı- lan başmakalede bu güzel iklimin gerçekleşmesi için bütün vatandaş- lardan iki şey talep olunuyordu: 1 — Nihad Erimi hırpalamaktan, yahut hızmetlerını inkâr etmekten vaz geçm 2 _Hasıs parti pazarlıklarına gi- rişmemek. Bunların aksini yapmak tehlikeli hareketler olarak gösteriliyordu. Ce- saret edenler elbette cezalandırıla- caklardı. Nitekim cezalandırılıyor- lardı. İktidar, gazetecilerin içinde en çok Ha]kçının manevrasını fiyasko- ya uğratanlara karşı sert harekeılere girişiyordu. Manevra en ziyade o fakiyetsizliğe ugramıştı selâ hürriyet müdafii Ahmed Emin kım tem sındaki barışın şartlar edip durmakla netice alınmaz:, Mura- 5