takiben 90 liralık kadro alarak hâ- imliğin üncü derecesine yüksel- mesi sebebiyle mahkeme riyasetinde değişiklik olmuştur Müddeiumumi Muavını Nuri Sü- &İ erine — Firuz Çıhngıroglu nun mahkemeye çıkması da Nuri Süer'in hastalanarak ameliyat olmak üzere vazifesinden ayrılması sebebine müs- tenittir Keyf'yetin bu suretle tavzihini Basın Kanununun 19 uncu maddesi- ne tevfikan rica ederim. 16. 1955 Ankara Cumhurıyet Müddeiumumisi Hayri Mumcuoğlu" Ve cevabımız kara Savcısının tavzihini hay- retler içinde kalarak okuduğumu- zu beyan ederken bize atfedilen mak- sadı şiddetle reddederız AKİS, adli- yemiz hakkın iç bir sayısında hiç bir şüphe ızhar etmediği gibi dâ- vamızı intaç eden mahkeme heyeti- nin istiklâl ve bitaraflıktan tecerrüd iddiasına sütunlarında asla çıkardığım anlamak bi hakikaten pek güçtür. mecmuanın tak dayanağı zin ıstıklalı ve bitaraflığıdır. i Temyize muhakeme heyetinin istiklâl ve bitaraflıktan tecerrüt etti- ği iddiasiyle değil, ıçtıhadında yanıl— ığı kanaatiyle başvurduk yızın kararını güvenle beklemekte— yiz. Savcı "açılan davaların muhtelif celselerinde bulunan hâkim ve müd- deiumumilerle ehlivukufların adları— mütalâaları muhtevi zılardan bahsetmekte, u yazılarla mahkeme heyetini şaıbe altında bı- rakmak maksadını güttüğümüzü id- dia etmektedir kuyucularımız ge- çen sayımızda çıkan bu yazıları ha- tırlıyacaklardır. Gerek "Dâvamız", gerekse "Dâvamızın Tarihçesi" baş- lığım taşıyan yazılarda bir tek satır mütalâa yoktur. Sadece ve sa- dece - hem de kupkuru bir 1i- anla kararın metni verilmiş, muhtelif — celselerde bulunan hâ- kimlerin adları bu celselerin ta- rihleriyle yazılmış, ehlivukufl simleri ve rapor hatırlatılmıştır Sav- cılık bundan, bahsett sıl ve hangi hakla çıkarabilir? Kal- dı ki 26 Mart 1955 tarih ve 46 sayılı mecmuamızda - yani, kararın veril- mesinden iki hafta evvel - i mah- keme heyetinin tamamiyle degıştıgı- celsede okunan ehli- metniyle beraber isimlerini zikretmek- le kalmamış, üstelik resimlerini de basmıştık. Savcılık o zaman neden alınmamıştı" Hiç bir mütalâa ekle- meden, değişen hâkimlerin ve ehlivu kufların ısımlerını neşretmemiz bu ehlivukufların tavzihin seb olamaz. Biz, tama- miyle kanuni haklarımız içindeyiz Savcılıgın değişikliklerin — sebepleri hakkında bir açıklamaya lüzum gör- AKİS, 23 NİSAN 1955 müş olmasına diyeceğimiz yoktur. Bu, kendisinin bileceği iştir. Umumi efkarın tenvir edılmesı sadece fayda zum g hamlara girişilmeden, daha ciddi bir lisanla ve daha ağırbaşlı olarak ya- pılması gerekirdi. C. H. P. Nihayet karar Salonda büyük, upuzun bir masa vardı. Masanın etrafı tamamen dolu olduğu gibi yan taraflara kon- muş sandalyelerde de genç, ihtiyar erkekler oturuyordu Masanın başın— da, sırtı pencereye dönük, nönü vardı. Yanında Kasım Gülek oturuyordu. Kasım Gülek konuştu ve Ana Mu- halefet Partisinin Meclisi anladı ki Başbakan Adnan Menderes, P. n "Demokrasinin Ana Şartları Oo- larak kabul ve ilân ettiği teminatla- rın hiç birini vermek niyetinde değil- dir. C. Genel Sekreterinin Başba- kanla görüşmesi aşlı şına bir mesele olmuştur. Kasım 'Güle e- rikadan dönüyo rad yalnız nutuk vermekle kalmamış, üsteli siyaset adamlariyle lunmuş ve memleketimizi yakından ilgilendirmesi gereken intibalar e- dinmişti. Gerçi bunları, tefrika ha- linde, Türkiyenin en ço tan ga- zetesi Hürriyete anlatıyordu. Fakat anlattıkları - ve yazılanlar - öyle şey- lerdi ki sanki Amerıkayı ziyaret eden P. iktidara geçerse muhtemelen hükümeti idare edecek müstakbel YURTTA OLUP BİTENLER başbakan değil, meselâ Hikmet Fe- ridun Esti. Oylesıne hafif ve bir buyuk siyasi partinin Genel Sekrete- rine yakışmıyacak mevzulara temas ediyordu. Siyasi intibalarıni Başba- ka Menderese anlatması faydalı olurdu. Zaten bir demokrasi- de normal siyasi münasebet de bunu icap ettirirdi. Ancak Amerika intibaları meşru bir bahaneden ibaretti .H.P. asıl, başbakandan reJım meselelerı bah- sinde ne yapacağını sormak istiyor- du. Nitekim öğrendi de: biç olmazsa şimdilik hiç bir şey yapılmıyacaktı. Kasım Gülek niçin illâ bir baha- neye lüzum görmüştü? Parti dahi* linde Nihad Erimin vaziyetine duş— mek istemiyordu da ondan... intibalarıni kendisine paratoner yap- ti. Başbakan Mülâkat konuşuyor geçen haftanın sonunda, . uma günüsaat tam 18 de oldu. İlk tesbit edilen randevu saat 10 daydı; fakat Irak Parlamento heye- tinin ziyareti, vakti değiştirdi. Ka- sım Gülek her zamanki gibi tam sa- atinde geldi. Başbakan da, her za- mankının aksine saatinde yerindey- C.H.P. Genel Sekreteri hiç bek- lemeden Adn. Menderesin odasına girdi. Mulakat uzun sürdü onuşan Kasım Gulek, bol ko- nuşan Adnan Menderes oldu. C.H.P Genel Sekreteri meşhur Amerika in- tibalarıni anlattı. Bunlar müsbetti; hattâ Başbakanı çok sevindirecek C. H. P. Meclisi Aile albümünden bir yaprak