Mao - Tse - Tung Kao ve Jao'yu altetti edilen iki kızıl liderin adıdır. Geçen hafta resmi "Pekin Halk Gazetesi" bu adam arı komünizme ihanetle suç- landırıyor ve vazifelerinden uzaklaş— tırıldıklarını bildiriyordu. Eğer yazı orada bitseydi, akisle- ri belki bu kadar büyük olmazdı. Gergi ızıl Çin'in altı başkan muavininden biriydi. Jao ise Partinin Genel İdare Kuruluna bağlı teşkilât komitesinin başkanıydı. Kao ayrıca Mançuryada, Jao ise Doğu Çinde partiyi idare ediyorlardı. ne de olsa, bahis mevzuu bulunanlar sadece ikisi değildi. Zira gazete, bun- dan böyle dereceleri ne olursa olsun bütün komunıst liderlerin kontrol al- tında tutulacağını bildiriyor ve ayrı- a adyos u kararı açıklı- yordu. Çin, mperyalistlerin manevrası" na karşı son derece dik- katli olmak mecburiyetindeyı L Gazetede yazıldığına göre "Yeni ik ihtilâlden Sosyalist ih- tilâline geçerken" partinin gevşeme- mesi, bilakis müteyakkız davranması gerekıyordu Bu en yüksek komünist liderler, idareciler bile di- sipline son derece riayetkâr davran- malıydılar. Parti, geçen seviyedeki parti teşkilâtını decek hususi komis syon nlar kurmuş- u. bunların iyi işle mediği an- laşılıyordu. Komisyonlardan evvel, partinin başka bir kontrol vasıtası dı. Fakat o da iyi netice verme- i i dyosunun iddiasına ajanlarına güveniyo lerinden atılan iki kişi bunların belli başlılarıydı Kao'nun suçu, parti İçinde Mao'- AKİS, 23 NİSAN 1955 dan sonra 2 numaralı adam olmaktı. Bundan başka Mançuryada da âdeta müstakil bir krallık kurmuş ve Mer- kezin emirlerini hiçe saymaya baş- lamıştı. Buna mukabil Jao'ya doğru dürüst bir dahi tfedılememıştı Pekin radyosunun bıldır iğine göre Kao, ıntıhar etm n bunlar, uzaktan sağlammış gibi gorunen Kızıl Çin'in, -tarihin her devrinde oldugu gibi gene bir iç buh— andan mustarip bulunduğunu Liderler arasında ıhtılaf— kontrol edenler oralarda krallıklar kurmuş gibiydiler. Memleketin lüzu- mundan fazla büyük olması Pekine tam bir kontrol imkanı vermiyordu. Bu bakımdan, orada burada dere- beyler türüyordu. — Amerikalıların bunlardan istifade etmeleri ihtimali Genel Merkezi endışeye düşürüyordu ve gere emizliğin,, gerekse belli başlı liderlerin dahi kontrol ve takip altına alınması bunun neticesiydi. Arjantin Dehşet verici rejim Geçen haftanın başında Amerika- nın en büyük gazetesi olan New York Times'in okuyucuları ibret ve- rici dört makaleyi dehşetle okudu- lar. Bunlar, Arjantindeki rejimin iç yüzünü hikâye eden yazılardı. New York Times, bütün Amerika' gazete- leri ıçınde mılletlerın hurrıyetlerıne miyet veren ve hürri- en sert şekilde takbih üzden gazetenin bir çok sayısı meselâ Arjantine, meselâ İspanyaya sokulmamaktadır. Makalelerin yazarı Herbert L. Matthews idi ve bunların ikincisine şöyle başlıyordu: yetsı;h'klerı Albay Tevkif edilmek şeref oldu DÜNYADA OLUP BİTENLER "Başkan Juan D. Peron idaresin- deki Arjantinde hayatın ne şekil al- dığı hakkında Amerikalılara bir fi- kir vermek için onlardan su suale bir cevap düşünmelerini istemek ka- fidir: Adaletin bulunmadığı bir Tre- jimde yaşarsanız, nasıl bir hayatınız Yazar bundan sonra Arjantinde adaletin ne hale getırıldıgını anlatı— yordu: Tevkif tamamiyle keyfi bir haldeydi, hiç kimseye masuniyet ta- nınmıyordu, tarafsız hâkim kalma- mıştı, bir kimse hakkındaki itham- ları öğrenmek veya sormak imkânı mevcut değildi, hattâ muhakeme o- lunmak hakkı bıle kaldırılmıştı. Tıp- kı XIV. Lui'nin evlet benim" de- diği gibi kanun Perondu ve hâkim- ler Peronun âleti haline sokulmuştu. muhalefet gurubu olan Radikal Partının ifadesine göre 630 tane si- yasi mahküm vardı. Bunlar tevkif olunmuşlardı ve "idarenin emrine ha- zır" bulunduruluyordu.Yazar, başın- dan geçen şu hadiseyi anlatıyordu: Bundan iki ay kadar evvel Arjantin- de bulundugu sırada memleketin en seçkin münevverlerinden bir düzine kadar insanla oturuyormuş. Bun n, ismi bütün dünyada bıh— nen bir tanesi, yarı lâtife tarzında 'utanç verici bir itiraf” ta bulunaca- ğını, 12 kişilik guruptan sadece ken- disinin tevkif edilmediğini söylemiş. Tevkif olunmak bir şeref haline gel- mişti; hâkimlerin kararları o kadar rezilâneydi. Arjantinde ne kadar u münevver varsa, hemen hep- si - tabii munevverlerın üst tabaka- sına mensup Ol hafta- dan bir kaç seneye i müddet hapıste kalmışlardı Bu taba- kadan apse girmemiş Arjantınlı bulmak hemen hemen im- Peron