TIB tir. Ameliyatla hastanın durumu an- cak iyileşebilir. Kesin şifadan bahse- dilemez. Zaten böyle vakalarda cer- rahın da yaptığı midenin kansere dö- nen kısmını çıkarmak degıl mıde ile barsağı yeni bir yolla birleştire- rek alman gıdaların mideden barsa- ğa geçişini kolaylaştırmaktan ibaret- tir. Şüphesiz (hastayı midesindeki kanserden tam:; armam akla beraber boyle bır ameliyatın da bü- faydaları vardır. Hastayı besle- mek kabil olur Süratli zayıflama du- . Hastanın hayatı uzar. Fakat mi- de kanserı (ıkartılamadıgı için büyü- mesinde, gelişmesinde am eder. Böyle ameliyatla çıkarılamıyan kan- serlerin gelişmesini kösteklemek için kullanılan bir çok ilâçlar da vardır. AKİS'in daha önceki sa- yılarında kanserin şimiyoterapisi) altında bahsetmiştik. Burada ba- zılarının isimlerini hatırlatalım. Ba- kır, altın tuzluları, kurşun, selenium, arsenık syum klorür, kobra zehi- melamin v.s. ameliyatı kabil olmıyan kanserlerde X ısınının ve radyomun buyuk bir tesiri yoktur. Bunun sebe- hem mide kanserlerinin hücre ö- zelliğine hem de mide kanserinin vü- udun — derinliklerinde — bulunmasına atfedilmektedir. , Cerrahi tedavi Yukarıdan beri soyledıklerımızden anlaşılacagı üzere zamanında ve erken teşhis edilmiş mide kanserinin başlıca tedavısı ameliyattan ibarettir. midenin kansere dönm bütününü çıkar- mak şeklinde olabilir. O halde kanser tedavisi maksadiyle yapılan mide a- melıyatlarını ikiye ayırmak müm- ları kısmi olanlarına "gastrectomie partielle" tam olanla- rına da "gastrectomie totale" denil- mektedir. Birincisi daha kolay bir ameliyattır. Mideni ak bir kısmı çıkarıldığından hastalar hemen he- men normal bir hayat sürerler. Gast- rektomi total ise ağır bir müdahale- dir. Hastayı sakat ve malül bir hale koyar, yaşamasını güçleştirir. Bu yuzdesı nadir tatbik edilir. vakalarının büyük bir kısm V CIV: okudan bir kısmı çıkarılır Mide etrafındaki lenfa bezleri temiz- lenir. Çünkü ekseriyetle kanser bun- lara da atlam ka sı m ü seri ameliyatlarından — sonr: men şifa bulan hastalar mevcut ol- duğu gibi hastalığın kısa veya uzun bir müddet sonra tekrarlama ve nük- setme ihtimali de vardır. Genel ola- rak beş yıl süre ile hasta yakından takip edilir. Bu sırada vücudunun her hangi bir yerinde veya ameliyat e- dilmiş mide hizasında, karaciğer, ak- ciğerler, kemiklerde, beyinde, karın içinde yeniden bir tümör teşekkül et- mezse o hasta derdinden kurtulmuş sayılır. ahiliye hekimi olarak bütün kanser vakalarını ve bu arada mide kanserlerini ame yata vermekten büyük üzüntü duymaktayız. Ancak yapılacak başka bir tedavi olmadı- gından hastalara istemiye istemiye midelerinden tamamen veya mahrum olmayı teklif ve tavsiye e- diyoruz. Fakat bu müdahalelerin pek ıptıdaı şeyler oldugunu a kabul e- uz. Midesinde kanser olan bir hastanın mıdesını kısmen veya ta- tmakla a çağların anestezisiz kol, bacak kesmelerı şar— maları yaraya kızgın akıtmaları, kangrenlı organı kesm e— leri arasında :bir fark göremiyoruz. Asıl hekimlik, organın bütünlü- ğüne, vucuttakı ödevlerine zarar ver- organizmayı onun faydala- rından mahrum bırakmadan y hekimliktir. İ nin yaptığı gibi hastayı ilâçlar, hap- lar, şuruplar ve iğnelerle avi et- ümkündü Kimbilir belki Ur gelecekte bir mide kan- Ur kaç tabletle veya bir şi- şe şurupla yahud da röntgen, ra!ı yul atom kokteyli gribi fizik bir vasıtayla tedavı etmek mümkün ola- ve ratörün kanlı bıçagı alet dolabında kalacaktır Bekliyelim Dr. E. E. Aşkın göz yaşları ve ilim Penisilinin mucidi Dr. Fleming öl- müştü. Vakur bir süküttan sonra Lady Fleming göz yaşlarını zaptede- medi ve sanki onun bir ışaretını bek- liyormuş gibi, kütl hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı.. Alexander Fleming için bu göz yaşları o kadar kıymetli şeylerdi ki, Fleming 33 seneden beri, ınsanlıgın ıstırabını sembolize eden bu göz yaş— ları üzerinde çalışıyor u.. Ölm bir gece evvel, yaşlarından elde edecegı fevkalade kuvvetlı bir ilacı, ipozyme" i keşfe tmek üzere oldu- ğunu söylemişti. Çocuklugundan beri ağlıyan insa- a rastlamıştı. Kıs derin bir aşk yarası ile muzdaripti.. Elinde bir petri kutu- su tutarken kendısını zaptedemedı atmak istedi.. Fa- kat onu atmadan, şöyle bir göz gez- dirdi. İşte o anda, Pastörün meşhur bir sözünü hatırla "şans yalnız hazır olup beklıyen zekâlara gelir". İşte şans ve mucize kutunun içinde kendısını bekliyordu. Çünkü aşkın yaşları oradaki "stafilokok" ları tamamıyle yok etmişti.. Bundan sonra Fleming çalışmaya başladı. Önce soğanla suni şekilde ağlıyan gönüllüler, Fleminge göz y yetiştirebilmek için sonradan gozlerıne limon suyu sıkarak bu işi in etmişlerdi.. Hattâ Flemingin laboratuvarında, o zamandan kalma atür mevcuttur.. Bu kari- katürde Fleming, bir elınde kırbaç, öbür elinde leğen bir yandan labora- tuar müstahdemlerini kırbaçlıyor bir yandan göz yaşlarını topluy!: Penisilini icad ettıkten sonra bir müddet göz yaşı araştırmalarını ter- keden Fleming, ölmeden evvel ta- mamiyle bu işin üstündeydi. Birçok kadınların silâhı olan ve, erkekleri küçülten göz yaşlarının za- ten uzun bir tarihçesi vardır.. Bun- dan dört bin sene evvel, Mısırlılar ve Yunanlılar — tarafından altın fincan- larda muhafaza edilen göz yaşları, yeni doğan çocukların gözüne damla- tılırdı. Çok hassas olan gözlerimiz, her an, mikropların tehdidi altında- dır. Fakat en tehlikeli bakterileri bi- le öldüren göz yaşları banyosu onla- rı korumaktadır. On yaşındayken Flemıng bir gun okuldan kaçarak | rl a, —gezmeğe ü gözü hurdahaş de alkol gibi bir şey sürmüş değiller- di, ama mikrop kapmamıştı. Bu ka- Flemıng iki hatıra sakladı: birisi ömrü boyunca muhafaza etti- ği kırık bir burun, ikincisi dayak yi- yince yere kapanıp ağlaması.. Yüzü tam bir gözyaşı banyosu yapmış ve o sayede mikrop tutmamıştı, Fleming'in başladığı işi, başka â- limler tamamlıyacak ve belki de 1922 senesınde, bir laboratuarda, akan aşk lümle ölecekler ve kadınlar erkeklere ağlama dersleri verece AKİS' Abone olunuz Posta Kutusu 582 AKİS, 23 NİSAN 1955