YURTTA OLUP BİTENLER zin bir gün evvel tasdık etmiş bulundu- tar muhabiri Mavrudis eski dostu Hü- seyin Cahid Yalçını telefonla aramış ve haberi vermişti. Türk basınının en yaşlı ve en İ kara Toplu Basın 26 ay hapse mahküm edildiğinden beri soğukkanlı- lığını kaybetmemişti, Belki herkes he- yecanlanmıştı, bir o, işi hakıkı veçhe- sile görebiliyordu. 79 yılık ömründe bir çok badire atlatmıştı. «Hapse de gire- riz»> diyordu, «kısmetse yatar, çıkarız». Üzgün de değildi. Kanaatınce vazife- sinden başka şey yapmamıştı. isenin ertesi günü İstanbulda herkes, Yalçının tevkifini bekliyordu ve bu, belki de günün en alâka uyandırı- cı işiydi. Gazete muhabirlerinin ve fo- tografçılarının Hurrıyetı Ebedıyeye gı— rında ecnebi ajans veya gazeteler hesa- bına çalışanlar da vardı. Fakat bekle- nilen hâdise o gün tahakkuk etmedi. Yalnız gazeteciler Hüseyin Cahid Yal- çın ile görüştüler. İhtiyar muharrir, ba- şında siyah beresi olduğu halde mes- lekdaşlarını kabul etti ve tasdik kara- rım duyduğu zaman hapishaneye gö- türeceği eşyalarını, kitaplarını bir ba- vula doldurmuş oldugunu polıslerı bek— lediğini söyledi. etti. Yeri dardı. Ama, soğuktan korun- ak için Otomobilinin içinde oturabi- lirlerdi. Aı'abanın anahtarım verdi. gidip gelıyordu raf, getırdı altında İsmet nönünün imzası vardı ve Cumhuriyet Halk Partisi gurubu adına çekilmişti. Telgrafta Yalçının ürriyet davası uğ- rund mücadelesi — hatırlatılıyor ve kendısıne gurubun en iyi dilekleri tees- sürle bildiriliyordu. Ziyaretçiler Yalçı- nın eski arkadaşları veya üniversite ta- selli etti. Metanetini asla kaybetmemiş- Ü. Akşam oldu, hava karardı. emri infaz olunmamıştı. Tevkif Bir defasında İşte Ahmet Emin Yalman ! Bam nni urizm Umum Müdürlüğünden 901 özel, 5042 genel sayı ile Maliye Vekâletine bir dilekçe ile havale edilmiştir. İşte havalenin metni; İstanbul; 18/Kasım/1954 Basın, Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğüne Milletlerarası Basın Enstitüsünün Amerikan ve Avrupa gazetecılerının ıştırakı ile yapacı üzere 3/Aralık/1954 de ağı toplantıya icra komitesi âzası sıfatıyla iştirak etm Zürih'e hareket edecegım basın hürriyeti meselesi bahis mevzuu olacağına — göre Toplantıda Türkiye de unmam memleket hesabına lüzumlu ve faydalıdır. Bu seyahat için bin üç yüz lira kıymetinde İsviçre Ş/frankına müsaade verilme üzere Maliye Vekâleti nez- dinde lüzumlu olan teşebbüsün yapılmasını saygılarımla dilerim, emleket hesabına luzumlu ve faydalı!.. Yalmanın! Kim söylüyor bunu? da? Mahküm olan veya Ahmet Emin Yalman Kimin bulunması? Ahmed Emin Ahmed Emin Yalman! Ne yapacak ora- haklarında takibat yapılan Türk gazetecılerını topyekün kötüleyecek. Onun için de, gelsin döviz... Ma: h!.. aşallah, maşalla ed Emin Yalman dövizini almış ve Zürihe gitmiştir. bizzat Hüseyin Cahid Yalçın telefonla malümat sordu. Müsbet bir cevap ve- rilmedi. Müddeiumumilik gazetecilere Ankaradan henüz bir talimat almadığı- nı bildirdi. Talimat gelince, elbette hü- küm infaz olunacaktı. Bu sırada hapishanede bir berber, mahkümiyet kararı Temyiz tarafından tasdik edilmiş olan General Sadık Akdo- ğanın beyaz saçlarını 1 numaralı maki- ne ile kesiyordu. Yalmanın meramı E rtesi gün Vatan gazetesinin bir kö- şeşinde Ahmed Emin Yalman im- zasile reısıcumhura bir arize neşredili- yordu. Ahmed Emin Yalman bu yazı- sında Devlet Reısınden Hüseyin Cahid Yalçının affiını istirham — ediyordu. Bu güzel bir hareketti; eğer arizenin esba- bı mucibesi şu satırlarda gizli olmasay- ı: «Hür dünyanın basın hayatında mühim bir rolü olan Milletlerarası Ba- sın Enstitüsü İcra Komitesinin Zürih- te tertip ettiği toplantıya TU Bütün Avrupa memleketlerinden ve Amerikadan gelen meslekdaşların yaşlı ve dünyaca tanınmış bir gazeteci olan Hüseyin Cahid Yalçının hapse mahküm olması karşısında alâka ve üzüntü duy- duklarını biliyorum. — Bilhassa — basın BEDİİ FAİK'E «BİR DAMLA» suçları için hapis cezasına alışık olma- yan Anglo Sakson gazetecilerinin tees- sürü büyüktür... kendisi hakkında hu- susi af hususundaki yüksek selâhiyeti- nizi kullanmanızı eski bir gazeteci sı- fatile en derin saygılarımla dilerim.» Demek Hüseyin mahkümiyetine Yalman da Zürihte toplantıya gidiyor- muş, orada bilhassa Anglo — Saksonlar kendisini — sıkıştıracaklarmış, hem bu mahkümiyet ortada kalırsa Türkiye'de basın humyetının bulundugunu anlat- mak güç olacakmış -üstad hükümetten döviz müsaadesini koparmak için nasıl bir 1stıda vermiştir, yandakı sütunlarda görüyoruz —, onun için şu aralık Hü- seyin Cahid — affedilmeliymiş... Ama, Zürihte mesele kapansın, d Emin Yalman aldığı dövizin hakkım ödesin, ondan sonra isterse hapishanenin ber- beri 79 yaşındaki Yalçını da önüne oturtsun ve | numaralı makineyi daya- ! Ahmed Emin Yalmana vız gelecek- tir. Halbuki bir gazeteciden bekleni- len» bu vesileyle mer'i basın kanununun basın hürriyetini zedelediğini belirtmek ve Hüseyin Cahıd Yalçının affi için is- tarafından ele alınmasına çalışmaktır. Ama o, Yalmanın işine gelir mi? Hüseyin Cahid ertesi günü, yani Çarşamba günü saat 11 de tevkif edildi. Ankara'daki toplu basın mahkemesi ev- rakı İstanbul müddeiumumiliğine gön— dermiş, müddeiumumilik te hükmü in- faz etmişti. Çarşamba akşamı İstanbul Cezaevinde iki adam vardı ki, isimleri- ni o tarihe kadar bütün Türkiye saygı ve sevgi ile anıyordu Hüseyin Cahid Yalçın ve Bedii Fai Hüseyin Cahid Yalçına hakkı olan saygı cezaevinde de gösterildi. Ama, cezaevi idaresi tarafından değil; orada- ki mahkümlar tarafından.. Hemen hepsi ihtiyar gazetecinin etrafım sardılar, te- selli ettiler ve onu rahat ettireceklerim söylediler. AKİS, 4 ARALIK 1954