Kütüphanecilik Milli kütüphane nedir illi Kütüphanenin Vazıfelerı nedir? Bu sorunun cevabını vermek mümkün olmasa gerek. Kütüp- hanenin adındaki <«Milli» sıfatı başka başka yorumlara yol açmakt: dr. Bü- tün dünyada devlet eliyle kur ve- ya şahıslar, demekler tarafı ndan |tesis edilip mılletın faydasına açılan haneler çoğunluk, bu sıfatı alır. Sanı- ki <<Mıllı» yoruz ki, b d mıllete ait, mılletın malı, millet için fayda SI manâsına gi lır ksa yaln 1Z bır tek milletin meydana getirdiği eser- leri içine alacak bir Ssse demek değildir. Ankara Umversıtesı Hukuk Fakültesi Doçentlerinden, kütüphane- cilik meseleleriyle yal d an ılgılene bir zatın geçenlerde — yayımladığı iki Mili Kütüphanenin — anca tin düşüncesi Milli Kütüphane,ancak bir tek milletin meydana getırdıgı eserlere yer veren bir kurum, yani bir enstitü olacaktır. Böyle bir müesseseden — çok dar bir okuyucu — kütlesi faydalanabilecektir. Halbuki burada «milli» sıfatını bütün bir milletin faydalanacağı — mânasına almak gerekir. Bu daraltma temayülü- ne karşılık Mili Kütüphanenin daha geniş bir şekilde tazim edilmesini isti- yenler az değildir. Geçenlerde — genç bir ilim adamı Milli Kütüphaneye baş- vurdu. Elin 0 yabancı derginin adı bulunan bir lıste getirdi. Bu dergiler cam v.s. endüstrilerle ilgili ih- tisas dergileriydi. Bunların Milli Kü- tüphaneye satın alınması için bir saat kadar konuştu, mucip sebepler göster- di. Bu genç fencinin dılegı kabul edil- se, Milli Kutuphanenın dergiler kadro- sunu baştan aşağı göz geçirmek, alt üst etmek lâzım gelecekti. Çeşitli erıdustrı dallarma aıt 60 dergiye abone unduğu kalan çeşitli konu- lardakı dergı sayılar nın da bu ölçüde, hatta daha fazla olarak artırılması za- ruri idi. Genç fencinin ıstedıgı dergi- leri Üniversitelerin ihtisas kütüphanele- ri getirtebilirdi. Şimdi Hukuk doçenti ile fencinin arasını nasıl bulmalı? Millii — Kütüphanelerin sınırlarını tesbit etmek herhalde pek kolay bir iş degıldır Şimdiye kadar böyle bir tes- bit işinin yapılabildiğini de sanmıyoruz Bir milli kütüphanede genel mahiyet- le bir tıp dergisi bulunabilir; fakat ku- lak cerrahisi ile ilgili, fazla ihtisasa ka- çan bir kitabı Tıp fakültelerinin kütüp- hanelerinde aramak daha doğru olur. Buna karşılık, meselâ Kant'ın eserlerini ariyan okuyucuyu Üniversitesinin Felse- fe şubesine göndermek pek doğru ol- maz. Nitekim Churchill'in hatıralarını 14 KÜLTÜR Yabancı dil liseleri B undan önceki yazıda yeni açıla- cak yabancı dil liseleri hakkında bazı mülâhazalar arzedilmişti. — Yeni liselerin henüz belli olmıyan teşki- lât ve programlan üzerinde, müsbet veya menfi, bir fikir serdırı im- kân bu lunmadıgı için bu —yazıda tedrisatını eskiden berı kısmen Fran sızca yapan Galatasaray İisesinin programlan hakkında düşündükleri- mizi anlatmağa çalışacağız. Müaksa- dımız, bir taraftan doğrudan doğru- ya Galatasaray lisesinin programla- rındaki — eksikler Üüzerine — dikkati çekmek; diger taraftan da, — dolayı- siyle, yeni tip İiselerin programları— nın daha verimli olmasını temin yarıyabılecek bır kaç fikri hatırlat— maktan ibarı Galatasaray Türkiyede ilk ku- rulan lisedir. Programlan ikinci im- paratorluk devrindeki — Fransız İlise- leri örneğine göre, tabii, bazı tadil- lerle, FHransız maarifinin büyük ısla- hatçısı tarih âlimi Victor Duruy'nin maarif nazırlığı zamanında — Fransa- da hazırlanmıştır. İlk müdürle mu- alimler zat tarafından seçi- lip gönderilmişti. Lise 1868 de açıl- dı. İl progra ki ahildi - sonraları N B B B D B — a B î yetten sonra a den evvel Galatasarayda Türk dili ve edebiyatı Din bilgisi, — Arapça, Farsça, Peygamberler, İslâm ve Os- manlı tarihleri derslerinden başka bütün dersler Fransızca okutulurdu. şekil- Türk müdürün yanında ders nazın vazifesini ifa eden ikinci —müdür Fransızdı. Hocaların çoğu da Fran- sızdı. Tahsil on iki yıl sürer ve Fran sızca baccalaureat imtihanı ile bi- terdi, Fransızca tedrisatta sona ka- dar ılerleyemeyen talebeler Türkçe derslerinden imtihan vererek «Türk- çeden mezun>» olurlar d Bugünkü şekil şöyledir: - Tahsil b l1 ilk kısımdır. Fransızca — tedrisat birinci seneden başlar. Matematik Fizik, ilimler, tabiat ilimleri, — felse- fe (Psıkolop, Mantık metafızik, ahlâk, Estetik) — dersleri bir kısmı Fransız lan ocal tarafından Fransızca okutulur. Geri kalan ders- Sosyolojisi de Turkçe okutu ski programa göre Galatasa- ayda okuyanlar Fransızcayı pek iyi ogrenıyorlardı umumi kültürleri bu dil — vasıtası ile — şekilleniyordu. Türk talebe en iyi Türkçe ve edebi- Avni BAŞMAN yat hocalarından, esasen kendi dil- leri olan Türkçeyi ve Türk edebiya- tım da, en az, yedi senelik idadiler- de okuyanlar derecesinde ve çok de- fa onlardan daha iyi öğreniyorlardı Ahmet Hikmet, Tevfik Fikret, Ah- met Haşim, Emin Bülent, İzzet Me- lih, Hamdullah Suphi, — Abdülhak Şinasi, Ruşen Eşref ve daha niceleri Galatasaray lisesinin o devrinde ye- tişmişlerdir. Cumhuriyetten sonra tatbikine başlanan şimdiki program — kabul dilmek lâzımdır ki, Fransızca öğ retme bakımından evvelki kadar verimli — olmamıştır. Yeni. devrede Galatasaraydan sene çıkanlar arasınd F 1zcayı iyi öğrenmiş olanların sı eski devirde — böyle sayı: yetişenlerin sayısından daima — daha az olmuştur. Bu hal hususi ile ko- nuşmada daha ziyade belirmekte- dir. Buna muka bl Turk dil ve ede- bıyatı tedrısatı bakımından da Ga- latasarayın eskisi kadar madiği meydandadı Galatasaray lısesının Fransızca- yi şimdikinden daha iyi, Yi ması ve konuşması ile, gereği — gibi verimli ol- öğreten bir müessese olması için programlarındaki bazı — eksikliklerin mlanması lâzımdır. Bu günkü programlarda, ye kadar taleben :© a ©o —- çerçevesi soylenılen ve konuşulan — mevzuula- ihtiva eder. Bu —çerçeve kon uşmalar: a müsait dardır. ca, külfetsizce genişletilmesi müm- ündü tarih — anlayışımıza göre, tarih derslerinin kendi tellâk- imi aşından — so- nuna kadar Türkçe Okutulması Za- ruridir, Türkiye Cografyas a böy- le. Bunlar haricinde, Um C raf- (yani Fizik Coğrafya 1le Kıtalar Coğrafyası) Fransızca — okutulabilir. Bu derslerde geniş konuşmalar için bol malzeme bulunur. Bundan baş- ka Fra dil ve edebıyatı dersle- rinin yanında Ortaçağ başından iti- baren Fransız kultur tarihi (ıçtımaı müesseselerde, fiki sahasında — ve anatta gelışmeler) okutulması da S B mkündür ve buna lüz Şimdiki halinde kalacaksa _]1 derslerinin de Fransızca okutul- ası daha isabetli olur, zira yukar- da da arzedildiği — gibi bu ders Za- AKİS, 4 ARALIK 1954