büyüyeni Cohen, şampiyon oluncaya kadar ve şampiyon olduktan sonra bu unvanı korumak için yaptığı butun maç yeti keşfedilerek zorla boks çalışmaya teşvik edilmiştir. çük rdeşi Leon da birliktte hem boks antremanlarına, hem de karanlık bir fabrika odasında işçiliğe devamla bir seneyi de aynı sı- kıntı içinde geçirdikten sonra bokstaki yıldızının yavaş yavaş parlaması ile kendisini bundan sonra sadece boksa hasretmiştir. Kız kardeşi Andre'nin ken- karşılaşmalarda hissesine düşen — kârdan onda dokuzu ailesine sadece onda biri şahsına düş- mektedir. Babasının küçük berber dükkânını bir fakire vererek, babasına muazzam bir berber salonu açmak üzeredir. Ken- disi ise senelerdenberi arzuladığı 2 ki- şilik bir otomobil almak için biraz da- ha sabretmesi lâzım geldiği kanaatinde- di Barek: İ ngilizlerin bol ir. Ben 42 yaşındaki meşhur fut su; beynelmilel şöhret Mat- c nra dün n en yaşlı fut- bolcularından olan 37 yaşın akı, Fran- cisi, Ben Ba- çocuk da iken babasını kay futbolcu annesinin müşfik himayesi al- tında, hayat mücadelesini mağlüp ede- rek yetişmiştir. İlk izdivacında, Musta- fa ve Ahmet adlarında iki çocuğu ol- muş fakat karışı Ayşenin ölümü ile bir Fransız olan Luiset ile ikinci izdivacını yapmış ondan da 4 evlât sahibi olmuş- tur. Spor hayatına atıldıgı gunden iti- baren daima artan bir vaffakiyete ulaşmasında aile hayatının mazbudıyetı büyük rol oynamıştır. Bütün meşgalesi çocukları ve meşin toptur. Hayattaki en büyük zevki çocuklarını yetiştirmek ve onlarla meşgul olmaktır. Yaşmın bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen hâlâ Fransız stadlarının mutlak hâkimi ol- masına, kendi kendini idarede göster- diği başarı sebep olarak gösterilmekte- dir. İdeal bir aile babası olarak, en az futboldaki ismi kadar bir şöhrete sahip bulunan Ben Barek belkide, yerini bir çocuğu aldığı gün futbollu bırakacak- tf Futbol Perişan gol ithatpaşa — stadyomunu — dolduran binlerce halk, Galatasaray gibi mü- him ve son günlerde kuvvetli bir ekip profesyorıel fakat bir amatör gibi ça- lşan küçük takımların, büyükler önün- de güzel ve daha kaliteli bir futbol çı- karmasını dikkate alarak, «belli olmaz» diyordu. Doksan dakikalık, — tekmeli, silleli bir maç, Galatasaray'ın bozuk oyununa rağmen, gene de Galatasaray'ın bir sı- fir galebesi ile neticelendi. Kasunpaşahlar bütün maç deva- on kişi oynadılar, dokuz kişi oynadıla.r fakat oynadılar. O büyük, ko- caman, adlı şanlı Galatasaray takımını evirdiler, çevirdiler ve yendiler. Yen- diler demek, — Kasımpaşalılar için bir haktır. Doksan dakikalık didişme tama- men ımpaşa klübünün lehınde idi. Hakemin kötü idare — tarzı bır yana, Kasımpaşalılar, eksik — kadro man bir maç çıkarttıkları gıbı bir akının, Galatasaray bu seneki ligin şimdi- lik liderliğini yapmaktadır. liğini Lig lider- sürüklemek demek, daha normal AKİS, 4 ARALIK 1954 SPOR oyunları ile diğerlerine — nispetle önde olmak demektir. Fakat, bu son maçtan- da anlaşılıyor ki, şu Galatasaray takı- mımız da takan İsimler üze- karmasıdır. Kasımpaşa ibi takımlar Allahtan şu profesyonelliğin — içindedir- ler, arada sırada bu büyük — takımlara gereken dersi rahatça vermek sureti ile idarecilerinin, antrenörlerinin yapama- dıkları işi yapmaktadırlar: Derlenmek, toparlanmak lüzumunu oyunu olduğunu, iyi oynıya kazanacağı hakikatini dimağlarına yer- leştirmek.. bakımlardan küçük görülen, rakıp addedılmıyen bu klüplerin hep- sinin hiç ama hiç bir zaman profesyo- nel ligden eksik olmamalarını temenni etmek lâzım geliyor. Geçen haftalar içinde Fenerbah- çe gibi yıllanmış ve her türlü imkana sahip bir takım ayni akıbete uğramış- tır. Bu demektir ki, bizim büyük klüp- lerimiz için futbole için vâkidir. Beşiktaş, latasaray, Beşiktaş için, Fener ise Ga- latasaray için hazırlanır, sanki... Diğer maçlar nasıl olursa olur, galip gelinir, gibi bir iddialı zihniyetin garip tecelli içindedir ve sanki klüp taraftarlarını, stadyumlara gelen binlerce halkı hüs- rana uğratmak için tertip edilmiştir. vrupa, belli başlı takımlar küçük ve yeni gelişen takımlar karşısında se- nede veya iki senede bir acı bir mağ- lübiyete, zor bir galibiyete uğrarlarsa, basından tutun da, taraftarlarına kadar acı ama pek acı tenkidler ile karşılaşır- lar. Bu mağlübiyetin sebeblerini galibiyete ulaştırıldığı tahkik ve tespit edilir, eğer o takım hakikaten maç çı- karamıyacak hale gelmiş ise, eğer takım hakikaten kendinden çok şeyler kaybetmişse, bu mağlübiyet veya gali- biyet bu eksikliklerin ortaya çıkması için bir sebebtir, hem de yeter bir se- bebtir. Bizimkilerin bütün stadyum mü- davimlerinin bir sözü vardır: Galip yol- mağlü Ama hiç bir kimse, hiç bir futbol takım taraftarı, hiç bir idare- cimiz günü söyliyemezler: Mağlüp yol- da galip... Bu sözün altında bu büyük takım- larımızın kötü durumlarının bütün se- V. takım, bir , iki se- üç sene lıg lıderı olabılır, o kadar i, peşinden sürüklediği taraftar sayısı binler ve binler artabilir, gazete- ler bu takımdan, elemanlarından sütun sütun bahsedebilirler. Fakat o takım, bu kalmadı, binler, bir üzüntü içinde kalır, sarsılır. Netice şu ki, her şeyden önce takım- 33