K tanıdıktan sonra, üçüncü seçilen Rasim — Akbulut'un bir tavsiyesinden — bahsetmekten — kendimi alamıyacağım. Rasim — Akbulut iyi öğ- retmen yetıştırılmesını dar haklı, misâli: Cevdet göre pek fazla mecmua oku- mazmış. Bu genç yaşta ulaştığı olgun- luğu hocalarına, a Türkân Baş- evdet Arsan'ı yetişmiş ve yetişmekte olmasını temenni ettim. Yapılan tetkikler — neticesinde bü- tün yazılardan çıkan fikirleri şu şekil- de özetlemek mümkün: 1 — Atatürk İnkilâplarına bağlı- lığın söz, miting ve kitap halinden çı- karılarak, cemiyet ve millet — hayatına maletmenin çarelerini aramak. a) Kıyafet kanununun tatbiki hu- susunda valilere ve kaymakamlara ka- nuni selâhiyet vermek. b) Yeşil — tehlikenin temin etmek; dini katlardan kurtarmak. 2 — Atatürk'ün başogretmenhgını yaptığı halkı okutma seferberliğini ye- niden ihdas edip, bütün Türk Kadınla— önlenmesini inançları batıl iti- ği ve münevverleri bu buyuk vazifede rol almaya davet etm 3 Türk filimlerine müdahale ederek seviyesinin — yükseltilmesini — te- min etmek. 4 — Muzır hneşriyata müdahale etmek. — Meshebi gayri sahih çocuk- lar işini ciddiyetle ele almak. 6 Türk kadınının içtimai sevi- yesini yükseltmek, köy ve şehir kadını arasındaki uçurumu doldurmağa — gay- ret etmek, — Mahkümiyetini bitirip em yete dönen kadınların faydalı olmaları hususunda tedbir almak. 8 — Türk kadınlar birliğini geliş- tirerek en ücra köyler ve kenar mahal- lelere varıncaya kadar teşkilât kurmak ve bütün Türk kadınlarının iştirakini sağlamak. 9 — Cehalet yuzunden gayrı sıh— ra bu yolda telkinlerde bulunmak 10 — Yerli malını kullanmağa teş- vik ile Türk kadınını tasarrufa ve milli ekonomiye hizmete davet etmek. 11 — Evlerde hizmet gören isçi ka- dınlara mahsus öğretici kurslar açmak. 12 Tür kadınlar birliğinin mevcudıyetım radyo vasıtası ile bütün memlekete duyurma 13 — Teşkilâtlanma. 14 —Ev kadınları arasında ev iş- lerine ait müsabaka tertibi. Kadınlar Bırlıgıne bu yeni çalışma sisteminde vaffakiyet te ederken, bütün Turk kadınlarmdan ala— ka ve yardım bekleriz. G, Ğ, AKİS, 4 ARALIK 1954 Terbiye Oğlum, oğlum mahallenin sakinlerinden biri her fırsatta oğlu ile iftihar ederdi. Ya o kadarla kalsa.. Her annenin oğlu ile iftihar etmesi tabi bir haktır. Hattâ lâ- yık olmasa bile, eski — darbımeseledir «kuzguna yavrus irin görünürmüş» Fakat bu ve iftihar hiç de hoş olmıyan hareketlere yol açacak şekıl— de tezahür etmemelidir Aradan seneler geçtı, hâlâ o ha- nımın sözleri mahallenin — kulağındadır. Sabahın erken saatlerinde, yağmur, ça- mur demez kıymetli oglunu bahçe ka- pısına kadar teşyi eder ve «Ah, benim arslan evlâdım, sana bin kız feda olsun, git, eglen keyfine bak» derdi. irgün komşularından birinin me- rakını mucip oldu ordu: «Hanım- Annelere tavsiye Sinirli olmayınız efendi, iki tane gül gibi siz. de kız annesisiniz. Başka kızınız var, erkek i - kız- Bu hâl pek «Hanımefen- r muş n ç, Mahallenin ali kıran baş keseni kesildi. Zaman zaman mari- fetleri işitilirdi Hattâ 'bir defasında yaya erkek olarak gelmiş olmasının en büyük avantajını sokakta her gördüğü kıza lâf atmak, sarkıntılık etmek ola- rak tefsir ediyordu. Neticede kıymetli «evlât» yürekler acısı bir genç, tabir caizse bir külhanbeyi oldu. Ailenin mal durumu fena değildi. KADIN Müşfik ana, emir telâkki oğlunun her arzusunu etmekle ona iyilik yerme ü dan kat kat elbiseler diktirilirdi. İki dirhem bir çekirdek gezerken lâf attı- ğı kadınlar bu sözlerin bir beyefendi- den - hele böyle şık bir beyefendiden - gelebileceğini asla beklemez ve dehşe- te duşerlerdı e, bugünkü annelerden da- ha fazla Osmanh zihniyetine yakındır. bağlarını Bugünkü nda biraz geç teessüs psikolojinin i terinin teşekkülünde ü nadığını bilmesi icab eden annelerdır Ogullarmın genç — dimağlarına leri batırma getirebilmeli ve bu itiyat- lar kafasında yer etmeden söküp ata- bilmelidir. Moda Karıştırdığımız mesele K ocası Paris'ten gelirken, pullu hari- kulâde bir gece şapkası getirmişti.. Belma mesuttu, çünkü bu, onun küçük başını nefis bir surette sarıyor ve yüzüne cazip bir pırıltı veriyordu. Gene kocası- nın, gümrü emurunu, bınbır zorla, ikna ederek geçirdiği tüy gibi yumuşak kareli eşarp, açık kahverengi krokodil çanta nadir bulunan güzel şeylerdi.. Bu sene şans Belmaya gülüyordu çünkü annesi de kendisine kaplan derisinden bir kürk hediye etmişti. bu guzel şeylerini ile çok hoş durduğunu söylemişlerdi ama kırmızı elbisesi daha dün terziden gel— mişti. Belma dayanamadı. Bugün mü- him bir toplantıya gidiyordu, gosterış için değil ama hep aynı elbise ile gö- rünmekten bıkmıştı artık.. Kırmızı elbise ise kaplan mantoyu giyip, eflatunlu si- yahlı eşarbı ve pullu şapkayı talanca Belma iftiharla aynaya baktı, hattâ gü- lümsedi de, fakat birşey iyi durmuyor- du. Muhakkak bir eksiklik vardı. Öyle ya küpe takmayı unutmuştu, büyük gü- müş halkalarını hatırladı. Bunlar Bel- maya çok yakışırdı. Bu işde bitince, ç kadın o nefis krokodil çantayı ko- luna geçirerek, Ankarada, saat iki ile üç 28