MUSİKİ Konserler Saygun'un Senfonisi u eser, asla orjinal olmayan bir mu- sikidir. evzu o derece müptezel bir hale gelmiş ki Hamlet'ten bir par- çanın, bir öğretmenin ağzında düştüğü hali andırıyor.» Bu satırları yazan, Vıyana Weltp— müzün en şöhretli bestekârlarından biri- dir. Aynı münekkit yazısına şöyle de- vam ediyordu; «Bestekâr Adnan Saygun'un Meyer ve Brockhaus ansiklopedilerinde ismi da- a geçmiyor. Viyana'da ilk defa olarak . Arzu edilirdi ki doğduğu yer. yazılm milletlerarası leketini aramaya hacet bırakmıyor» Şöhretli Bloch'un yanında tanınma- mış Adnan Saygun, Viyana'da çok da- ha ıyı bir ıntıba bırakmıştı adan, eserin gerçek değeri üzerinde fikir yürütmüşlerdi. Bir başka Vıyanalı münekkit de şunları yazıyordu «Adnan Saygun un Op 29 senfo- nisi, gökten inme bir mesaj değil ama, veciz melodileri ve ekzotik renkleriyle dinleyiciyi kendine bağlayan bir eser.» Adnan Saygun Ansiklopedi AKİS, 4 ARALIK 1954 onu — bekliyor Ravel Bir - büyük — bestekâr Litschauer in — isteği dnan Saygun geçen yaz Viyana'ya gittiğinde, son haftalar içinde An- kara'da muvaffakiyetli konserler vermek te olan şef Fransız Litschauer ile ta- nışmıştı. — Litschauer, Viyana Oda Or- kestrası'nın şefiydi. O sıralarda, orkest- rasıyla beraber, Yakın Doğu'da bir tur- ne yapmağı düşünüyordu. Bu arzu ger- çekleşemedi. Fakat diğer bir arzu ger- çekleştı Viyana Oda Orkestrası, — bir M teşekkil bir guruptu ve madeni nefesli sazları yoktu. İsmi üstünde, kü- Litschauer, böyle Eser bir senfoni olacaktı. Sonbaharda Ankara'ya dön Ğ, Bahçelievler'deki evinde senfoni üzerindeki — çalışmasını çıkmağa olan ritmler ve melodiler de eksik değildi. Bir buçuk ayda senfoni tamamlan- dı. Meydana, pastoral karakterde, köy- lü danslarını hatırlatır. — safhaları renkli ve canlı bir eser çıkmıştı. tisyonu, bir ithafla beraber, Fransız Lit- schauer'e gönderdi. Litschauer esere ; Geçen Mayıs ayında, or- kestrasının bırıncı sınıf musıkışınasla— rına, büyük bir zevk duyarak, çaldır- dı. Senfoni de, çalmışı da, Viyana'da çok iyi karşılandı. İcra plâğa alındı ve birkaç defa Viyana radyosunda tekrar- landı. Gerek Saygun ve gerek dostları, ini geceler, merak başındaydılar. Fa- kat istasyonu bir türlü bulamıyorlardı. Radyo bu! Ne ise ki Litschauer, beste- kâra, icranın kaydedilmiş — olduğu ses şeridini gönderdi. eçen hafta Cumartesi günü An- kara'da — Devlet Tiyatrosunda, — Franz Litschauer idaresindeki Fılarmonı Orkestrası, n bir şef vardı. Senfoni, tavırlarıyla dinleyicileri selâmladı. Heyecanlı olduğu belliydi. Bir defasın- da ayağı yerdeki mikrofona takıldı. Sen- foni iyi karşılanmış, Yunus Emre Ora- toryosu bestekârının modern Türk musi- kisindeki mevkii daha da iyi anlaşıl- mıştı Ravel'in — Konsertosu eser daha P rogramda bir çağdaş vardı ve belki o da Türkiye'de ilk defa çalmıyordu: Faul Wittgenstein adlı şöhretli bir Avusturyalı piyanistin isteği üzerine bestelemişti. Wittgenstein, birinci dün Gilles Guilberi Bir. - akortçu lâzım