lerine itimat etmenin imkânı yoktur. Yarın, başka menfaat bulunca öteki ta- kolaylıkla kayabilirler. — Halbuki labilir. Artık İstanbul gazetecilerine yüz vermemek J1âzımdır. — Evet, muhalefet yıllarında bizzat Celâl Bayarın kurdu- ğu — «Demokrat Partiyi tutan İstanbul basını» politikasına bir son çekmek ge- rekmektedir Böyle d üşünen Türk Sesi gazetesi, bu sırada İstanbulda «Cumhuriyet»i ele almıştı ve onu tahrik edip başvekile: «İşte, biz size demedik mi?» demek fir- satını yaratmak istiyordu. — Hakikaten aleyhinde bulunmaya âdeta teşvik etti- ği de gözden kaçmıyordu. AKİS, bundan hayli zaman evvel Adnan Menderes'e — Küçük Tiyatro'da temsil edilmekte olan «Tanrıdağ Ziya- feti» adlı piyesi gidip görmesini işte bu neviden — telkinleri düşünerek safiyetle tavsiye etmek cesaretini kendinde bul- Basın —Kanunu hazırlanıyor I Ik olarak bir basın kanunu hazırlana- caktı. Bu kanunun esası, bir takım neşriyata son verme yetkisinin savcıla- ra tanınmasıydı. Hattâ model olarak, Ingıltere seçılmıştı Yalnız, öteki şartla- iyede ve İngiltere'de bir olup düşünülmüyordu. Bu suretle, ilmi kestirilebilecek, caktı. Zafer, «müfteri» lerin mahkeme lemekle, hatta iddiaların tahkik edildiğini bildirmekle iktidar kaybet- mez, kazanırdı. Böyle bir durum demokratik her hangi bir memleket- te bu şekilde halledilirdi. İtalya- da kendisi değil, oğlu bir ölüme se- bebiyet verme hadisesine karışmış olmakla itham edilen Hariciye ve- kili Pıccıonı ü i i kalmamıştır düşmanı m komunıstler ta- muarızlarının ma- bahis mevzuu ederek j dafaaya — girişmemiştir. * Zira o memleketlerde bilinir ki, rejim düşmanlarının asıl işine yarayacak olan, — hükümetin ortaya atılan hadiseleri örtbas etme gayre- tidir.. Eğer oralarda bir takım nüfuz tacirlerinin, menfaatperesle- rin, devlet kasasından geçinme lunu tutanların kendilerini bizim kellemizi İstiyorlar, zinkini istiyeceklerdir; bunları şımdı— AKİS, 27 KASIM 1954 onunde hesap vereceklerinden, fakat ndan evvel de aleyhlerinde tedbir alı- nacagından bahsetmişti. Nitekim — Be- dit Faik bir sabah erkenden tevkif edi- liverdi. Bilindiği gibi muharrirler, tev- kifhaneden yazı yazamazlar Muhalefetin taktiği ne ütü eşriyat başvekile, muhalefe- Bütün bunları tertipleyen, muhalefet imiş. Gayesi de «adam yıpratmak» ve bu suretle Demokrat iktidarı başsız bı- rakmakmış. Şimdi, Demokrat Partinin Başvekil Adnan Menderesten sonra en kuvvetli adamına — tevcih edilen hü- cumların esbabı. mucibesi bu imiş! Hakikaten meşhur Türk Sesi — gazetesi kendisinin dehasını yaza yaza bitireme- mektedir. (Mamafih bu bir gazete has- talığı olmalı, zira Türk yeni sahibi «kıymetli den» Atıf Sakar'ın da deha tevazuunu gostermıştır) muhalefet topu ile, <<Demokrat ıktıdarda sın» n bu, s«inanılmaz masal» gibi gelen hâdiselerdir ki buhranı doğur- maktadır. Böyle iddialara nasıl inanıla- bıhr Yarabbi?, Bu ne, kendini büyük örme rahatsızlığıdır. Halbuki vaktiyle... D geçen sene aynı Adnan Mende- resin. Maliye Vekili Hasan Polatka- na söylediği bir söz, artık yeni bir dev- re girdiğimizin delik olarak tekrarlan— ütün yurtta son. derece iyi kar- O zamanlar Hasan Polat- mından istifade ederek bir servet kazandığı iddia edilmişti. Bunun den ezelim» diye bir kalkan peşin- zannediliyorsa ha- mokrasilerin selâmeti iş başındaki- lerin böyle hallerde gösterecekleri basirete bağlıdır. — Evet, bir dev arefesinde bulunuyoruz. Atıf Inan hakkındaki ıthamları asının — vazifesi, — yolsuzlukları olduğu gibi ortaya — koymaktır. cak bunu yaptığı müddetçe , «dör- düncü kuvvet» adına bak Hakiki haysıyetlıler etimize — tec. endişesile hiç bir Nitekim o kötü vüz edecekler» yerde sinmezler. basının bulunduğu — memleketlerde haksız isnatlar, iftiralar, — yalanlar, ablan çamurlar kimseyi — sindirme- miştir. Ancak eğer her itham karşı- sında hükümet ithamın doğru olup olmadığını tahkik dahi etmeden ba- sını böyle bir basın olmakla suçlan- dırırsa sinen bulunur: Basın hürriyeti! YURTTA OLUP BİTENLER Dr. Mükerrem Sarol Çatık kaş politikası üzerine Başvekil kendisine demişti kı - o a N £ n o B - ı Hasan Polatkan çıkmış ve kendi- sini müdafaa etmişti. Şimdi, her zaman- kinden daha kuvvetlidir, — zira T temizlenmiştir. İftiraların, bir asıl ve esasa istinat etmiyen iftiraların hakiki devlet adamlarım yıktığı görülmemiştir. Eğer muhalefetin taktiğinin adam yıp- ratmak olduğu sanılıyorsa, adamların Meclis kürsüsünden — kendis mü faa etmesi, Hasan Polatkanı boyle bır âkibete uğramaktan kurtarmıştır. Bir tane daha... Cihangirde Hacı Bekir apartımanının bir dairesine, sabahın pek erken saatinde bir kaç pohs geldi. Bedit Faik beyi görmek istediklerini — bildirdiler. Faik'in genç eşi kocasının tıraş olduğunu söyledi ve biraz beklemeleri- ni istedi. Beklemediler. Muharririn der- n tıraşlı yarısı tiraşsız. sorgü hakımlıgıne sevkedildi, tevkif olundu ve Ceza Evi- ne gönderildi. Hiç kimseyle temasına müsaade edilmemişti. Sanki, keli bir caniydi. Zaten tevkifinin esba- bı mucibesinde de «suç işlemekte de- vam etmesine mâni olmak için» denili- yordu.