Üniversite Senato toplandı ektör, dekanlar ve profesörler hay- li heyecanlıydılar. Hepsi, — merasim elbiselerini giymişlerdi. Kendilerine daha evvelce haber de verilmişti: Top- lantıya bizzat Reisicumhur Celâl Bayar riyaset edecekti. Görüşülecek mesele, Atatürke ait büyük bir eserin hazırlan- . Celâl Bayarın Ata- her meseledeki hassasiyeti biliniyordu. Nitekim, işte, toplantıya arzulamıştı. aat 15 de Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde toplanıldı. Celâl Hüseyin — Cahit Oğuzoğlu şöyle diyecekti : Hatta bir ara — görüşmeler fasılasız devam ettiği için biraz istira- etmesi hususunda yapılan — teklifi sayın Reisicumhur çok nazikâne bir şe- kilde kabul etmemış ve Buyuk Ataturk kında tavsiyelerde bulunmuşt onuşmalar hakikaten sözler söylemişler hatıralar anlatmışlar- dır. Ertesi gün Anadolu Ajansı bu ko- nuşulanların, — bu hâtıraların «hürmet, alâka ve hayranlıkla» takip edildiğini yazacaktı. Mesele şuydu: Siyasal Bilgiler Fa- i yüzüncü yıldönümünü idrak i. Bu fırsattan masını kararlaştırdı. Ayrıca Üniversite- lerimizin muhtelif fakülteleri de Ata- türkün kendilerini alâkadar eden heleri ile belirten eserler hazırlayacak- lardı. Ancak bu bir temenniydi ve ta- hakkuku için Üniversitelerarası Kuru- lun karar vermesi gerekiy: Burada, belki konuşma]arın aldığı 16 yıl içinde başlanmamıştır.Fakat,şimdi girişilen hareket, daha ziyade platonik bir harekete benzemıyor Bilgiler Fakültesinin yüzüncü hayatını belirten bir eser hazırlanacak. AKİS, 27 KASIM 1954 KÜLTÜR Yabancı dil liseleri İngilizce edrisatı olmak üzere dort yeni lise açılacaktır. (İlk ka- rar üç üzerinde idi, son günlerde dörde çıkarı]dıgını ogrendım) Maa- rif Vekâlet arar vermiştir. Türkiye' de şimdiye kadar, yabancı dille tedrısat yapan yalnız bir devlet mektebi ı Galatasaray Lisesi. Beş sene sonra yüz yaşım doldura- cak olan bu müessesede, kuruluşun- danberi, derslerin bir kısmı Fransız- ca okutu]ur Ecnebi mektepleri ha- e yeni açılan Ege kole]lerı müesseselerdir. Orla tahsılde yabancı dilin, he- r hususi Türkiyede Amerikan kollej ve liseleri ile İngiliz mektepleri (hep zengin ailelerin çocukları 3e) sım- leri de çok rağbet görüyor. memleketimizde, son on yılda, İngi- lizcenin kazandığı büyük itibar ço- cuk velilerine, umumiyetle, bu dili okutan mektepleri tercih ettirmek- tedir.. Umumi Türk mekteplerinde İngilizce şubelerine yazılan çocukla- her yıl artıyor. Başka mü- lâhazaları bir tarafa bırakalım bu— da da hakiki bir ihtiyaç halini al- mıştır. Bu karşısında Maarif Vekâ- letinin yabancı dille tedrisat yapan yeni liseler açmağa karar vermiş ol- masını tabii ve, bir dereceye kadar da, zaruri görmek icap ediyor. lacak yeni liselerin teşkilâtı, programları, terbiye ve tedris siste- mi gazetelere bildirilmediği için bu hususlarda bir fikir beyanına şimdi- lik imkân yoktur. Bununla beraber bir kaç mühim nokta hakkında bazı mülâhazalarımı — ortaya koymakta mahzur görmedim. İlkin şu nokta üzerinde durmak istiyorum. Yeni açılacak dört lisenin dördü de İngilizce tedrısatına has- redilecek — yerde bunlardan hiç ol- mazsa birinin Almancaya ayrılması mümkün olamaz mı? Ben bunun hem mümkün, hem de pek faydalı olaca- ğına inanıyorum. Almanca bizim hiç i kalamıyacağı— Herkesçe bilinen ha- kıkatlerı lekrar etmeklen çekinmiye- ilim, sında birinci derecede lüzumlu bir Avni — BAŞMAN irfan âletidir. Normal sulh devresin- de Orta Avrupa ıle kültür münase- betlerimizin artm hele (i münasebetlerimizin alabıldıgıne ge- nişlemesi zaruri olacaktır ve memle- Bundan başka Arkeoloji, Filoloji ve hele Türkiyat sahasında derleyebilmek için Almanca bilmek mutlak bir şarttır. şte bu mülâhazalarla, yeni lise- lerden birinin Almancaya tahsis edil- mesi pek isabetli olacağı kanaatine varıyorum İ nokta: Yeni liselere İn- merikadan getirileceği söylenen hocaların bu mekteplerde karışık olarak degıl bir çok bakımlardan, daha lur. Bu mülâhazam şu vakıalara istinat etmektedir: bizde eskiden be- ri gelişi — güzel kullanılan bir «An- glo- Sakson» tabırı vardır ki bilhassa giliz ilk mektepleri ile nazirleri olan Amerikan müesseseleri biri birlerin- den çok farklı şeylerdir. İngiliz pe- dagoji anlayışı ile Amerikan peda- goji anlayışı da biri birinden hayli ayrılır. İki milleti yalnız dil, hukuk ve bir dereceye kadar din birleştir- mektedir. Buna mukabil diplomasi ve ilim sahasında — müşterek olan standart Ingılızce bile bazı imlâ kaideleri, bir çok kelime ve tâbirle- rin kullanışı bakımlarından Amerika- da değişikliklere uğramıştır. edebiyat sahasında (şiirde, hikâye ve romanlarda) Britanya İngilizcesi ile Amerikan İngilizcesi arasında ehem- miyetli farklar vardır. Hele konuşma dilinde şive ve telâffuz farkı bazan o dereceye varıyor ki İngilterede Amerikan filmlerinin — bazı kısımla- Amerikalı mektep içinde ahenkli bir iş birliği ile çalışmaları — kolay olmıyacaktır, sanıyorum. Kabul etmek lâzımdır ki bugün ikisi de aynı derecede ehemmiyetli bir Amerikan İngilizcesi, bir de l1