DÜNYADA OLUP BİTENLER Cezayirde son durum Kabahat çıplak olanda bulmak icap edıyordu Amerika hare- kete geçmeliy Washıngton da bu konuşma cere- yan ederken Paris mahreçli haberler Fransanın Cezayir meselesini — Atlantik Paktı konseyine —getirmek — niyetinden bahsediyordu. Hakikaten — Fransada, Atlantik paktı emrine verilmiş Fransız kuvvetlerini — Cezayirli — «tedhişçiler» e karşı kullanmak yolunda bir temayül belirmişti. —Deniliyordu ki, madem ki Cezayir Atlantik paktına dahildir, orada cereyan eden kan şıklıkları bastırmak da Atlantik paktı kuvvetle- rine düşen bir vazifedir. Bunun başka yolu yoktur. Yalnız bu arada, gelecek tecavüz»ün — şari koşulduğu unutulmuyordu. İşte onun içindir ki, Mendes - France Washington'da Fos- ter Dulles'a İspanya ve Mısırdan şikâ- yet etmişti. Bütün —bunlar, — birbirine bağlı bir takım hadiselerdi. nsanın boyu küçük, — fakat ze- ve kabiliyetleri büyük başvekili paktta «dışardan kası 22 imiş New - York'a donerken Amerika, Is— bit bu teşebbüs yacaktı, ama gene Fransa memnundu. Zira bu sırada Cezayirde hareket, devam edıyor— çeteler — Fransız- Halk kalelerinden da Fransa sökülmek üzere bulunuyordu. Bir yan- dan Cezayirde faaliyet — kızışırken Tu- nus ve Fasta da yer yer ayaklanmalar oluyordu. Fransa yeniden müşkül bir yettedir. Birleşmiş Milletler Vişinski öldü Delegeler hayretle duraladılar. De- mek Vişinski ölmüştü. İşte, Genel Kurulun başkanı Hollandalı Van Klef- vazi- fens bunu söylemek için toplantıya gel- mişti. Toplantıda muhtar hükümetleri olmayan topraklar meselesi müzakere olunuyordu. Van Kleffens sesine, bu gibi hallerde mutad olan acıklı edayı Vererek şöyle dedi — Meslekdaşımız, Sovyet dele- gasyonu başkanı Andrei Vişinski'nin hiç beklenmedik ufulünü Genel Kurula de- rin ve samimi teessurle arzederim.» alonda bulun bütün delegeler ayağa kalktılar ve saygı duruşunda bu- lundular. Genel Kuru tıyı tehir etti. kes Sovyet heyetinin etrafını taziyetlerini bildirdi. Rus delegelerinin teker teker elleri sıkıldı. Gerçi Vişinskinin kalbinden rahat- sız olduğu bir rnüddettenberi biliniyor- du. Hattâ bir ara Moskovaya gitmişti ve o sırada bir daha dönmiyeceği Tiva- yetleri de çıkmıştı. Ama, ölümün, bir gülüyordu. — Üstelik, kendisinde bir de mühim değişiklik olmuştu. Artık meş- hur «niyeti» ini sık sık tekrarlamıyor- du. Aslına bakarsanız bu kendisinden ziyade Kremimde vukua gelen bir de- ğişikliğin neticesiydi de Vi- şinskinin şahsında tecellı edıyordu Başdeleğe, ölümü ile neticelene- cek olan krizi sabahleyın geçirmişi Rus heyetine mensup bir sözcü, — Vi- şinskinin hayatının tehlıkede bulundu- ğunu saklamamıştı. Nitekim Genel Ku- rulun toplantısında — yerini yardımcısı işgal ediyordu. Vişinski kimdir? Bu ismin Sovyet hiyerarşisinde gayet yüksek bir mevki iş- gal ettiğinde kimsenin şüphesi yoktur. 1883 te Odesa'da doğan ve aslen Polonyalı bir aileye mensup olan Vi- inski, Kief Üniversitesinde hukuk tah- silini bitirdikten sonra 1913 te avukat- lığa başlamıştır. 1930 yılma kadar Vi- şinski siyaset ve ilim sahalarından bi- rini katiyetle tercih etmemiş ve iki sa- hada da çalışmıştı. 1922 de Vişinski, Plekianof İktisat Enstitüsü —Dekanı, 1923 de yüksek Sovyet Mahkemesınde savcı, 1925 de Moskova Üniversitesi Rektörü ve 1929 da Millî Eğitim Ko- miserliği heyeti üyesi olmuştur. Bu tarihten sonra Vişinski'nin si- yaset hayatını tercih ettiği görülür. Fil- hakika, 1931 dliye Komiseri Yar- dımcısı, 1934 te Başsavcı Yardımcısı olduktan sonra 1935 ten 1939 tarihine kadar Sovyet Başsavcılıgını ifa etmiş ve bu sıfatla devrin büyük muhakeme- lerinde bulunmuştur. 1940 da — Vişinski adalet sahasını bırakarak Dışişlerine geçmiş ve Molo- tofa yardımcı olmuştur. Dünya Harbini takibeden bütün büyük milletlerarası — müzakerelere katılmış, 1950 de Dışişleri Bakanı — olmuş ve Stalin'in ölümünden sonra Molotof'un tekrar Dışişleri Bakanlığına getirilme- siyle onun yanında Birinci Bakan Yar- miş Milletlerdeki Sov- -et Başdelegesi sıfatiyle yer almıştır. AKİS, 27 KASIM 1954