İKTİSADİ Bankacılık İkramiye ve reklâma paydos ususi ve resmi bankaların faaliyet- lerinde bazı tahditler bulunması ce- reyanı <«altın keşidelerinin» kaldırılma- sı ile başladı. Devletin altın stokunda azalmalar — başgöstermiş, zaman had fhada bir b çıkmış iken, bilhassa hususi bankaların altın dağıtmasını hükümet istemiyordu. Geçen aylar içinde toplanan bankalar- arası komisyon hükümetin bu görüşü- nü münakaşa etti. Yeni kurulmuş bazı bankalar vardı ki, altın keşideleri üze- rinde hükümet ile aynı görüşü kabul ediyorlardı, ayni yönden münakaşaya girişiyorlardı. Bazıları aksi kanaatte idi. etice, altın keşidelerinin kaldırılması- na bağlandı. B andan bankaların bu şekil faaliyetleri tahdit altına konulurken, di- ğer yandan Maliye Bakanlığı yeni bir «Bankalar Kanunu tasarısı» d Bu kanun, her zaman, bir sermaye ile banka kurulmamasına ait esasları ihtiva ediyordu. k bankaların faalıyetlerıne yeni bazı tahdıtler konulması hüküm tarafından isteniliyordu. Altın keşıdele— rine son verilecekti —1955 den itiba- ren— ancak bankalar para ikramiyele- rine hız vermişlerdi. Misal söylemek lâ- zım gelirse, bir çekilişte on beş bin lira veren banka, bu miktarı 25 bine yük- seltmişti. Hükümete göre yeni bir tedbire gitmek lâzım hem ikramiye, larına ait yeni rekiyordu. Hükümet, bankalararası komisyonu bu ay içinde yeniden toplantıya çağır- di ve «para ikramiyeleri» — meselesini gündeme aldırdı. Tez şu idi hale getirmesi Halbuki kararlara gidilmek ge- Bankaların, rekabeti milli — ekonomiyi bankaların faali- aşırı bozmaktadır. ikramiyeleri ve diğer meseleleri normal duruma sokmalıdırlar. ankalararası komısyon meseleyi enine, boyuna münakaşa e Bu mese- leler bilhassa hususi banka]arı dırıyordu yaşamaları, zorunda Komisyonda hükümet tezi mü- dafaa edilirken, hususi ve resmi ban- kaların bağlı olmak zorunda oldukları Merkez Bankası; ikramiye, kredi ve reklâm işlerinin muayyen bir limit içi» ne sıkıştırılmasını istiyordu. — Merkez Bankası, reklâm ve ikramiye keşideleri- nin «paranın maliyetini» — yükselttiği AKİS, 17 KASIM 1954 VE MALİ kanaatinde idi. Hükümet ayni tezi mü- dafaa ederken, kredilerin dağıtımını da tahdide sokmak istiyor, verilen parala- rın gereken — yerlere sarfedilmediğini ileriye sürüyordu. Uzun çekişmelerden sonra, ikrami- yelerin ve reklâm tahsislerinin kısılma- sına, kredilerin de yeni hazırlanacak bir statünün sınırları içinde dağıtılmasına prensip olarak karar verildi. ikinci bir aya gir- ne nisbete dağıtı- Mmişti. indirilecek, nasıl tanzim edilip, lacaktı? Re bankalar şikâyetçi — idiler. Hususi bankalar ile mücadele etmek, hele piyango bakımından onlara ulaş- mak zordu Bankalararası komisyon, hususi ve resmi bankaların reklâm verme ölçüsü- nü detesbit etti ve ortaya 250 bin li- ralık bir ölçü koydu. Bir banka bu miktar ile afışınden lâmbaların- dan tutun da, gazetelere — tabii sa- tanlarına— — verilecek ilânlara kadar, her şeyi bu miktarın içinde hallede- cekti. misyon, ikinci bir karar daha al- dı. Bankaların diledikleri miktarda, di- ledikleri zaman ikramiye keşide etme- lerinin Önüne geçmek istedi. Ve her bankanın senede altı çekiliş yapmasını kararlaştırdı. Bu suretle, bir sene için de her banka iki ayda bir İkramiye tertipliyebilecekti. ak, ikramiyelerin miktarı ne olacak, bir banka hangi limit içinde se- nede altı çekiliş yapabilecekti? şte bu noktaya varılınca, kesin karar alınması imkânsız bale geldi. Kabul ettirilmek istenilen tez, dağıtıla— cak ikramiyelerin de reklama ayrılmış olan 250 bin liranın içine sığdırılması idi. Buna itiraz edenler çoktu. İkrami- e reklâm ve bunlara bağlı işlerin 200 bin lira ile döndürülmesini mümkün görenler pek azdı. arla konu uldu, — münakaşa edildi. Şalim bir fikir tespit edilemedi İkramiye paralarının da bu olçüye sı- kıştırılıp - sıkıştırılmaması su — baş- ka bir toplantıya bırakıldı. Belırtıldıgı— ne göre, bankalararası komisyon bir toplantıya — çağırılacak, miktarını münakaşa edecektır bağlanması istenilen husus, lerin de bu 250 bin lira ıçmden öden- mesi hususudur. Kredi konusunda da, hemen her banka temsilcisi şikâyetçi idi. — Aksak- lıkların hangi dağıtılış şeklinden ileri geldiğinin kati surette tespit edilmesi ve buna göre kredi dağıtımının esasla- ra bağlanması kararlaştı. Burada bir noktaya işaret etmek isteriz: En çok kredi veren, hem de ge- iş bir müstahsil sınıfını doyurmaya çalışan tek banka Ziraat Bankasıdır. Ziraat Bankası Hükümetin politi- kasına uygun bir faaliyet içindedir. Bir kaç senedenberi çiftçiye bol kredi ver- SAHADA mektedir, fakat bazı şikâyetler gösteri- yor ki, bazı şahıslar aldıkları — krediyi zirat işlerden başka işlerde kullanmak- tadır. Buna 1lavelen soylenebıhr ki, Ö mahsul Ziraat Bankası, borçları tecil etmek du rumunda kalm ktadır. nkalararası - komisyon bu nev'i kredi meselelerini de halletmeğe çalış- malı, bu kredileri de bir şekle bağla- malıdır. Ziraat Bankası, para basan ve borcun tahsil edilememesi keyfiyeti karşısında dahi para dağıtabilen bir müessese değildir redi iktisadını yaşamağa — başlamış memleketlerde bankaların iktisadi hayat üzerinde oynadıkları rol küçüm- senmiyecek derecede büyüktür. Zira Bankalar sermayelerinin dışında milyon- lara baliğ olan mevduat toplarlar. Son- ra açtıkları kredilerle bu mevduatı kre- diye ihtiyacı olanlara dağıtırlar. Bu halleriyle bankalar arıları para olan ko- ellerinde bir oyuncak haline getirebilirler. ki, banka mevduatı, bunların nemalan- dırılma tarzları, ması — keyfiyeti hacmi üzerinde tesir yaratacak kudret- tedir. Tedavül hacmi ise paranın değe- ri, satınalma gücüyle yakından ilgilidir. Cumhuriyet — devrindenberi — gün geçtikçe gelışen bankacılıgımız on se- telif olmıyan bazı tevessül olunmuştur. Meselâ Bankala- --n mevduat sahiplerine ödedikleri or- talama faiz haddi © 3 ü geçmediği halde yılda ortalama olarak B 3,5 nis- betinde ikramiyeler tertip etmişlerdir. Yukarda vermiş olduğumuz bu rakam da gösteriyor ki bankalarımız bankacı- Memleketimizde arsa yıllar zarfında ardına kadar açmak suretiyle bir takım «hatır bonoları» nı veya «fiktif emre muharrer senetleri» kırmağa başlamış- lardır. Bu fiktif bonolar genişleyen bir iş veya muamele hacminin mahsulü ol- madığından İktisadi hayatın genel gi- dişindeki enflâsyonist temayülü kuv- vetlendirmiştir. Durum bu haliyle bir vehamet arzettiğinden resmi ve hususi bankalar umum müdürlerinin Merkez Bankasında yaptıkları toplantı paramı- değerinin korunmasiyle — doğrudan doğruya ilgili bir toplantıdır. Türk pa- 17