YURTTA OLUP BİTENLER mamıza rağmen takviyemiz için lü- zumlu destek temin edilmemektedir. Rahmetli Abidin Daver mütemadiyen Amerikanın Deniz kuvvetlerimize yap- tığı yardımın azlığından şikâyet eder- di. O öldükten sonra bu şikâyetler artık daha az yükseliyor ama, şikâyet- lerin sebebi bakidir. Cevaplandırılmayan soru gündeme baktıklarında, müzakeresi alâka uyandıracak bır sözlü soruya rastladılar. Demokrat mil- letvekillerinden — Baha Akşit hükümete Kıbrıs meselesi hakkında ne düşündü- ğünü soruyordu. Hakikaten bu mesele- de hükümetin bir duşuncesı olup ol- madığı ve varsa ne olduğu pek merak ediliyordu. Kıbrıs işi alâkalı diğer iki memleketin — Meclislerinde müzakereye yol açmıştı vam Kamarasında cereyan eden görüşmeler sırasında iktidarın da muhalefetın de fikri açıklanmıştı. Yu- nanistana gelince, dâvaya milli bir ma- hiyet verildiği gözden kaçmıyordu. Fa- kat Türk hükümeti tezini resmen ifade etmemiş, daha doğrusu parlâmentosun- da bu mevzuda bir müzakere açma- mıştı? Baha Akşitin sorusu işte bunu temin edecekti. azeteciler Fakat, ilk gün soruyu hükümet adı- Prof. Fuad Köprülü Küçük dağların sahibi Irak'a giden heyetimiz Bir «iyi niyet» heyeti na cevaplandıracak olan Hariciye Ve- kili Prof. Fuat Köprülü yoktu. Onun üÜzerine SOoru, teakip celseye kaldı. Müteakip celse gazetecıler yine, bekle- diler. Fakat bu sefer de Baha Akşit ha- sar bulunmuyordu. Soru, gene cevaplan- dırılma: Şimı d', cevaplandırılması — için bir ihtimal daha kalıyor. Gelecek toplantı- da iki taraf da hazır bulunursa ne âlâ. Yok, sadece Fuat Köprülü bulunur, Ba- ha Akşit gelmezse o takdirde soru dü- şer. Eğer sadece Baha Akşit gelir, Fuat öprülü bulunmazsa o takdirde soru bir başka celseye kalır. Sözlü soru müesse- sesinin işleme yolu budur. Fakat anlaşılıyor ki hükümet şu sırada Kıbrıs meselesinin Mecliste ba- his mevzuu edilmesini pek istemiyor ve bunu uygun görmüyor. Mesele, bir ba- kıma Birleşmiş Milletlerde uykuya yat- mıştır. Birleşmiş Milletlerde uykuya ya- tan meselelerin kolay kolay uyanmadığı da bir hakikattir. Yunanistan emeline muvaffak olamamış, bütün gayretlerine rağmen gürültüyü devam ettirememiş- tir. bakımdan hükümetimizin de sessizliği. bozmakta menfaati olmadığı aşikârdır. Onun için Baha Akşitin bir defa daha gelmemesi ve sorunun tama- miyle düşmesi kuvvetle muhtemel ad- dedilebilir. Fırtınadan sonra sükünet gelmiştir. Iraktaki heyetimiz B ir hafta evvel Irak'a giden <«iyi ni- yet heyetimiz» den ilk haberler gel- miş bulunuyor. — Bunların memnuniyet verici olduklarını söylememeye imkân yoktur. Mebus gazeteciler ve profesör- lerle İstanbul Valisi Fahreddin Kerim Gökaydan müteşekkil olan Türk heyeti parlak bir kabul görmüş, Irakın gerek devlet adamları, gerek gazeteleri, ge- rekse ÜUniversite muhiti dostluk göster- mişlerdir. — Profesörlerimiz konferan: slar vermişler, politikacılarımız — Türkiyı Arap âlemine yaklaşma polıtıkasını ızah etmişlerdir. Irakta Başvekil — Nuri Sait Paşa son zamanlarda sıyası partileri ka- pattığı ve «huzur ile yişi koruyucu» bir takım tedbirler aldıgı için Irak dev let adamları yapılan hasbihallerde he— yete dahil bulunan Zühtü Hilmi Veli- beyin basın hürriyeti mevzuundaki kırlerınden geniş ölçüde faydalarımış— lardır. EN AKTÜEL ROMAN KANUN BENİM Bu sadece, meşhur polis hafiyesi Mayk Hammer'in maceralarını hikâye eden bir romanın adıdır. AKİS, 27 KASIM 1954