Kampanyaya sebeb olan hâdise Gülek'in arabası kımıldadı makaleyı okudu, okuduğunu elbette ki ladı, — işaretin nereden geldiğini de bılıyordu derhal başmuharriri nezdine celbettirdi ve ona meseleyi nasıl ele al- ması gerektiğini ifade etti. Başmuhar- rir Başvekilin yanından ayrılırken, ken- disini görenlerin soyledıklerıne nazaran biraz terlemişti. — Düşündüğü, bir g evvelki yazısını bir gün sonra nasıl tevıl edecegı değildi. Hayır! — Bir partinin resmi sozcusu için bu güç bir iş sayıl- maz san buna idmanlı olmalı.. Ter- lemesinin sebebı başkaydı. Başvekil, kendı fikirlerinin hemen ertesi gün neşrin 1stemışt Adeta ba- sın kanununun emrettiği şekilde tavzih «aynı sütunda aynı puntolarla» çıktı. Görünüşte başmuharrir kendi kendisini tekzip ediyordu. Ama h da, Demi rat Parti içindeki iki cereyan çarpışmış ve zafer tahmin olunacagı veçhıle Baş- vekilde kalmıştı. Bir cereyan şuydu:, Talebe ne 1st1yor'7 Tahsısatsa tahsisat.. Hoca ise hoca.. tapsa kitap.. Siya- setle ugraşmasında ne mâna vardı? Bu nümayişe göz yumulamazdı. Diğer ce- şu: Üniversiteli herkes gibi Yi uğraşsın, fakat — üniversitenin içine siyaset girmesin, tertipli nümayiş- e kalkılmasın. Elde bir kanun, bir yönetmelik vardır, ©o dikkatle tatbik edilsin. Partilerin gençlık teşekküllerin- de elbette ki üniversiteliler çalışacak- Eğer bu suretle — «Üniversitelinin polıtıka ile ugraşması» ile «Üniversite- de politika ile uğraşılması» arasındaki fark ortaya çıktıysa, Mümtaz Faik Fenik u memlekete çok büyük bir hizmette bulunmuştur. Niçin saklamalı ki aklının başında olması gereken bir çok insan bile gençleri siyasetten — uzak tutmak gayelerini saklamamışlardır. Fakat Za- fer'in ilk başmakalesi öyle bir reaksi- yon uyandırmıştır ki, bunların hepsi urkmuşlerdı Demokrat Partiye sempa- tisi bilinen Nadir Nadiden Demokrat partinin en koyu taraftan Ahmet Emin Yalmana kadar hemen bütün başmu- AKİS, 13 KASIM 1954 harrirler gençleri politika ile uğraşmak- n men etmenin şiddetle aleyhinde bu- lunmuşlar, yazılar yazmışlardır. AKİS, yarın memleketin idaresini ellerine alacak olan gençlerin bu hak- larından mahrum edilmeleri ihtimaline karsı daima cephe almıştır. Şimdi, De- mokrat Parti içindeki müfrit temayüle karşı bizzat Başvekilin harekete geçmiş olması elbette ki memnuniyet verecek- Memursun, sıyasetle uğraşma.. As- kersin, sıyasetle a... Profesörsün, sıyasetle ugraşma Talebesin, le uğraşma... EBe, siz bize bu me kette kimin pohtıka ile ugraşabılecegını lütfen söyler misiniz? Mamafih, içiniz- deki arzunun ne oldugunu bilmiyor de- ğiliz. Yalnız sız değil Açıkgözler! YURTTA OLUP BİTENLER Demokrasi Mektepteki hazine ğer insanlar meraklı 1seler insan- arın eh meraklısı da utlaka ga- zete fotografçılarıdır Hele 1yıler1 bele ustaları... Zira — fotoğrafçi ekmek, gazete — fotoğrafçılığı — ise görmektır ÖTİ in bakmak lâzımdır. O gün Hüseyin Ezer de etrafına bakındı Kenarda bir raf duruyordu. Ra- fin üstü ise, gazeteyle doluydu Gaze- te ama, üstlerinden bantları Demek tanesini eline alıp baktı: Türk Sesi ya- . P zaman gazetelerin sırrı an- Ilkokul., Devlet vekıhnın satıl- ydı bir ilkokulda da ankaya telerin - açı miş - resimlerini çekmek değildi. Se- çim vardı. Muhtar seçimleri — yapıla- caktı. Bütün seçimlerde — gazete — fotoğ- rafçılarını cezbeden yer artık Çanka- ya ilkokuludur. Reısıcumhur Celâl Ba- yar, Başvekil Adnan Menderes ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel başka- nı İsmet — İnönü reyl 0 1lk0k l konan sandığa atarlar. seçimi günü de fotografçılar tabıı karargâhı orada kurdul. Seçime daır çektikleri — resimler, hep aynıydı. Ama, Hüseyin — Ezer bır başka resim daha çekti. Bu, yandaki odada bulunan kütüphanenin bir kö- şesiydi. Üzerinde hatıra kabilinden re- simler vardı, alttaki raf ise açılmamış Türk Sesi gazetelerıyle doluydu. Evet Açılmayan band Gazetenin adı «Türk Sesi» olunca...