KADIN Moda İkinci görünüş P aris modalarında son — «görünüşle- rin» sebebiyet verdiği çığlıklar, alaylar ve nükteler bır müddet devam rekleşirken ve modacılar urum gözden — geçirdikten — sonra Christian Dior'un <«yassı görünüşünün» kadar — «yassı» — olmadığını gördüler. Dior elbiselerinin üçte birinden azı, göğüsleri küçük göstermek gayesi- le hazırlanmıştı ama bunlar bile Caz Devrinin sarkık şekilsizliğine — en ufak bir benzerlik taşımıyorlardı. — Elbisele- rin çoğu kalça ile beden ortası arasın- a vücudu sarıyor ve bu suretle lav> rak, urun ve cazip bir vücut hattı ya- latıyordu. Parisli mankenlerin çoğu, — göğüs- lerini başı boş bırakmaktan ziyade ne- feslerini tutuyorlarmış gibi görünüyor- lardı. İlk günlerin — şaşkınlığı — geçipte «yassı görünüş» ikinci bir defa gözden geçirilince şu neticeye varıldı: «Bu mo- da Marlyn Monroe'yu bile daha cazip gösterecektir > kısa izahattan sonra tombulca hanımlar tesellı oldular mı? Vogue Amerika harbi başladığı makta olan bir mec- mua, Amerikan kadınlarına şu tavsiye- d «Herşeyinizi - bayrak renklermden seçecek kadar aşırı vatan- sever olm. Fena bir hiçbir zaman iyi bır gayeye hizmet etmemiş- tir». Ayni mecmua, bilâhare, İkinci Dünya Harbinde, şoyle demiştı: «Be- manı için en şık aksesuvar- dı gi renk karartmada — bundan fazla göze çarpar!.» u büyük sözleri söyliyen küçük bir mecmua idi: VOGUE, o zamanlar 5000 tirajı olan VOGUE. Halen Ame- 140.000 oldugunu rika'da 415,400, İngiltere'de ve Fransa'da 25.000 tırajı soylersek VOGUE'un dün 1 ralı moda mecmuası oldugunu 1lave etmege hacet kalmaz. Mecmuanın bu gelişmesinde edi- tör Edna Woolman Chase'in çok bü- yük rolü vardır. Bugün dünya hanım- larına saçım kes, eteğini uzat, yakam kapa, kolunu aç diye direktif veren 77 lik ihtiyar kadın, 59 sene editör ola- rak çalışmış ve olar mukabilinde zarflan yazmak — vazifesi ile işe başla- Mışi 1909 da naşir Conde Nast, mec- muayı satın aldıktan sonra Edna Cha- se yıldırım süratile meslegınde ılerledı VOGUE ilk Manhattan- ın parlak sosyete hayatmı aksettirmekte idi 9 itibaren, — yükselmekte olan a sınıf Amerıkan halkına hitab etmege başlad 1920 senelerinde, harbin en civ- civli zamanında, a Chase, VOGUE okuyucularına eteklerın kısalmakta ol- duğunu müjdeledi. Amerika'da — yapı- lan ilk ekspozisyon da VOGUE tarafıin- dan tertiplenmiştir. Edna Chase, m n, güzel ve kültürlü olan herşeyin zirvesinde olun>» der. İşin tu- hafi kendisi ne güzel ne de zarıttr kadınlara «daima di dokulen kadınları pek sık g ol- modanın satın alınabılecegını fakat gıyılen şeyı yakıştırmak ve gös- nin Allah vergisi olduğunu her a fırsatta soylemekted Aıle Birinci şart: Saa iz huysuzluk ettıgı zaman çocugu— nuzun üzerine hiddetle yup ku- lağından tuttuğu gibi evire çevıre pa- taklayan ve bu arada çocuğunu azar- layan bir anne misiniz, yoksa huysuz çocuğunu zaman zaman kollan arası- gili bir çocuk olduğunu binde bir bulunur nadir annelerden misiniz? Saklamağa hacet yok, ekseri- Son zamanlarda «Korsan» ismi verilen çok dar, hattâ bacaklara yapışık gibi duran pantalonlar hanımlar arasında çok rağbet görmektedir. Yukarıda, keten, saten ve yünlüden yapılmış üç korsan pantalonu görülmektedir 20 Düşünen çocuk Hayır, Rodin'in değil yet, diğer zamanlar ne kadar aksine karar vermiş olursa olsun, çocuk, huy- suzluğu ele alınca çareyi dayakta bu- lan tip annelerdedir. Halbuki, bugün, bılhassa psıkolop ılmıne hak ettiği kıy- etlerde huysuz çocuk- lar bol bol k, kendisinin — çok mukem i cuk olduğuna kendi- d mes'ud —etmekle terbıye edılıy Artık he rkesın bilmesi icab eden bir hakikat şudur; Emosyonel enerji bir çok sebeblerden mecrasını değişti- rip vücud organlarından birinde bir il- let olarak tezahür edebilir. hastalığa — müstaid olan ve hasta olan ocuklar, saadetleri tam olmayan ve dolayısile huysuzluk, şımarıklık ve lâf dinlememekle hem kendilerim hem an- nelerini harab eden çocuklardır. Size bir misâl verelim:: Çocuklara musallat olan ve hemen hemen her ev- de en büyük uzuntuyu teşkil eden i tahsızlık' Hıç ocuğunuzun lıği inın — sızden aldıgı bır oç olabılecegı— ni düş d kadar ço- uğ esine ne gibi bir garazı olabilir diyeceksiniz. Belki iş- tahsız çocuğunuza pek âlâ iştahı oldu- ğu bebekliğinde tam manâsile doyura- madınız. Tabii istiyerek — değil — ama, belki sizin onu doyuramıyacagımz an- larda acıktı, ve siz onu doyuruncaya kadar o açlık ıstırabını çektı tünüz kuvvetsizdi,, tiniz. Veya yiyecekle alâkalı başka kabahatlarınız vardı.. la sık sık münakaşa edıyordunuz Kay— nananızla aranızda daim gergin- lik ve sogukluk Vardı Herhangı bır se- na bombardıman tesiri yapan huzur- AKİS, 13 KASIM 1954