DÜNYADA OLUP BİTENLER Kuzey Afrika Cezayirde isyan skerler kapıyı bir tekmede ardına kadar açtılar. Ellerinde tabancalar, tufekler |küçük makineliler vardı. Sınıf bomboştu. , bütün mektepte hiç kimse . Hattâ civarda bile tek insa- na rastlanmıyordu. Gerçi arazi dağlıktı ve evler dağınıktı ama, ne de olsa bir hoca ve bir kaç talebenin mektepte bulunması icap etmez miydi? Hayır, ne bir ses, ne bir nefes! Yalnız kara tahtanın üzerinde, tebeşırle yazılmış bır cümle okunuyor- «Ahmed Aliye dedi ki: Ben Fran- sayı severim». âdise 6 Kasım günü, sabahleyin Cezayir'in — Tufana kesiminde cereyan ediyordu. Kapıyı bir tekmede açıp içe- ri giren askerler, Fransız askerlerıydı Cezayirde isyan — çıkmıştı. — Kafilenin kumandam, hiddetle kara tahtaya bak- tı ve : «— Hocanın yazısı» — diye söylen- Hakikaten hocanın yazısıydı Yok— sa Cezayir'de o — cümleyi bir kalple yazacak Cezayırlının bulunma— sı pek, ama pek müşküldü. Gün lerden beri kuzey Afrikanın bu en batı köşesinde ka T oyun oyna- nıyor. Cezayırlıler kendılerını hemen men bir asırı idare eden Fransızlara karşı ayaklanmışlardır Şim- kadar «Kuzey a karışık- lık> denildi mi hatıra Tunus ve Fas geliyordu. Kıvılcım — artık Cezayire de sıçramıştır. ve yangının önüne geçmek kolay olmayacaktır. Tâ Fransızlar, ismi ne olursa olsun Fransız Impara— torluğunun tarihe karıştığım — nihayet kabul etsinler ve bütün polıtıkalarım o- na göre ayarlasınlar. Bunun ise çok güç olduğunda şüphe yoktur. aklanmanın bir — tarihini tesbit istenilirse, bunun 1 Kasımda başladığı soylenebılır O gün Cezayirdeki Fran- sız kuvvetlerine tecavüzler vaki olmuş, fakat ilk önce bunlara büyük bir ehem- miyet atfedilmek — istenmemiştir. Zira doğrusu istenilirse, Tunus ve Fastaki vahim vaziyete benzememekle beraber Cezayirde de Fransızların bir nevi iğ- ne üzerinde oturdukları bilinmiyor de- ğildi. Fakat Cezayirin — Fransızlar için ehemmiyeti büyüktü. Tunus ve Fas Devletler Hukukuna göre — Fransadan ayrı iki devlet olduğu — halde Cezayir Fransaya bağlı bir toprak parçası idi. Yani, devlet hüviyeti yoktu. — Nitekim Tunus ve Fasta yaşayan — araplar Tu- nuslu ve Faslı sayıldıkları, Tunus ve Fas tebası addedildikleri halde Ceza— yirde yaşayan Araplar Fransız sayılma ta, Fransa tebası addedılmektedırler Bunun sebebi kanunlar önünde Ceza- yirin adeta bir Fransız vilâyeti olma- sıdır. Gene bu kanunlara nazaran mese- â bir Normandiyalı veya Alsaslı, ya- 16 Mendes - France nutuk söylüyor Fakat yaptığı sadece lâf değil hut Bask ne kadar Fransızsa, Cezayir- li de aynı derecede Fransızdır. Tabii, sadece kanunlara nazaran İşte, şimdiye kadar nisbeten sakin duran bu toprak parçasında — başlayan ayaklanma bu sebepten dolayı ayrı bir ehemmiyet taşıyordu. Karışıklık artıyor T ecavüzler Kasımın ilk haftasında öy- le bir hadde vardı ki, Fransa en sü- ratli şekilde, yani tayyereyle, Cezayire takvıye sevketti. Fakat askeri kuvvetle- rin hareketi hiç de kolay olmuyordu. Arazi daglıktı yerliler son derece usta- lıklı bir Gerilla hareketi tertiplemişler- di. Küçük Fransız birliklerine ani ola- rak hücum ediyorlar, hemen hepsim kı- lıçtan geçirdikten sonra tekrar dağla- ra kaçıyorlardı. Büyük kuvvetler geldi- ği zaman hiç kimseye rastlayamıyordu Asiler - Fransızlar, kendilerine karşı a- yaklanan mıllıyetçılere bu — ismi veri- yorlardı -zaman zaman — bazı kö kasabaları da ele geçırıyor Avrupalıların evlerini fakat üzerlerine muntazam kuvvetler rüyünce süratle çekılıp gidiyorlardı. rekât az zamanda — hakiki bir harp mahıyetını aldı. Fransızlar bir ke- if kolunun toptan — kaybolduğu Ores bölgesini paraşütle temizlediler. da gayet sert davranıyor, yakıyor, - . Motorize kuvvetler yollarda dolaşıyor, isyan edenler tarafından ya- pılan setleri temizlemeye çalışıyorlar- dı. Fakat temizliğin sonu — gelmiyordu, zira tıpkı Hindicinide Vietminlilerin yaptıkları gibi Cezayirli çeteler de dağ- lara gömülüyor, izlerini kaybettiriyor- lardı. Başa çıkmanın imkânı yoktu. Bu- na rağmen Cezayirdeki hava meydan- larına durmadan takviyeler geliyor, li- manlarda harp gemileri — yatıyordu. Memlekette derhal örfi idare ilân edil- di. Bir yandan da soygunculuk ç eteler bir yandan Cezayirin istik- lâli için mücadele açtıklarım ilân ederken, dıger taraftan da soygunculuk vakaları artıyordu. Emniyet ve asayiş hemen hıç kalma mıştı. Tabit hemen her olan Fransız lardı kuvvet nlardaydı, aske rlerinin gir- dıklerı yerde çeteciler - Fransızlar bun- lara fellagha diyorlardı- faaliyette bu- lunamıyorlardı. Ama fellagha'lar bir ke- narda askerlerı yalnız kıstırdılar mi, et- mediklerini bırakmıyor, üstelik — soyup soğana çeviriyorlardı. Ha lkı kimi tut- tuğu belli değildi. Fransız propaganda— sı derhal faahyete geçti ve — hareket sadece ha d 1 arın — marifeti oldugunu asilerin az anda temızlenecegını memleketin her tarafında halkın Fra saya karşı bağlılık gösterileri yaptıgını ilân e Bunların aslı yoktu. Çetecile- rin haydutluk yaptıkları dog olmak- la be raber harek t milli bir kıyamdı. Sadece bir şef yı ve hareketler halli kalıyordu Bır koordinasyon, bir zaptı mevcut değildi. Cezayirli- ler 1stıklal mucadelesının başındaydı- lar. Halkın Fransaya bağlılık tezahür- lerine gelince, bunlar Fransızların ter tipledikleri gösterilerden 1barett1 Yoksa bilhassa dağlık bölgelerde l ketin doğ yorlardı. Tu nusta zayire akın edıyorlardı. AKİS, 13 KASIM 1954 sunda çetecıler yardı n bile gönü lluler Ce— Bizzat beyin