İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Buğday silolarımız Buğday girmekten çok çıkıyor elbette hallolunacak meselelerimiz mev- cuttur ve bunlar çeşitlidir: Kalkınm: yükünün âdil olmasından başka, tarla— daki traktörün yedek parçasına kadar varır. Bız kalkındıgımıı inkâr et- miyoru: kalkı mızın ağırlığı mese- lesının de yatırımlarının birbir- leriyle ahenkli bir şekilde ele alınma- sının para politikamızın iş, istihsal ve milli gelir esaslarına göre tanzim edil- mesinin zamanı geldiğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanının da nutukları bize gösteriyor ki tatbikatta hangı kaidelere uyacagımızda pek ihtilâf yoktur. varsa bizim bildiklerimizi tatbik e& mekte ısrar etmem zde onların bıldık— lerini tatbik imkânım bulamamalarında- T. —Acaba söylemek ve yapmak ayrı şeylerdir diyen Alman atalar sözüne hak mı vermek lâzım? Maliye Bankacılık enstitüsü 1924 senesi Ağustos ayının 26 sında yâni Türk tarihinde Alparslanın Ma- lazgirt savaşını kazanarak — Anadoluyu Türke mal ettiği günle Atatürkün Bü- yük taarruza geçtiği gunlerın yıldönü- münde kurulmuş olan İş Bankası kuru- luşunun otuzuncu yıldönümünde mem- leketimiz ilim hayatında hayırlı bir te- şebbuste bulunmuş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine bağlı olarak bir Bankacılık Enstitüsü açmıştır. Kı lan bu enstitü ilk toplantısını Hukuk Fakültesinin profesörler salonunda yap- mıştır. Bu toplantıda Dr. Tevfik Rüştü Aras, Üzeyir Avunduk, Ahmet Dallı gi- bi İş Bankasının ileri, gelenleri ile Hu- kuk Fakültesi Dekanı Prof. Hikmet 14 Belbez Prof Suheyp Derbil, Prof. Fa- Avni Zarakolu hazır bulunmuşlardır İstiklââ — Harbini kazandıgımız ve Lozan muahedesiyle tam — mânasiyle müstakil bir devlet haline geldiğimiz gündenberi iktisadi hayatımız daimi olarak gelişmeler göstermiştir; Ticaret, serbest çalışma artık vatandaşların hor gördükleri iştigal sahaları olmaktan çıkmıştır.. Lozan Muahedesinde ban- kacılık sonuncu olarak ele alacagı— miz iş olmalıdır, diyenlere bugün bü- yük şı ehirlerimizin her birinde adım ba- şında rastladıgımız bankalar pek kısa bir zamanda Türkün ele alınca başara- mıyacağı iş olmadığını pekalâ göster- mişlerdir. Fakat her icraat sağlam bil- giye, sağlam temellere — dayanmadıkça aksaklıklar taşmağa mahkümdur. — İşte Ankara Hukuk Fakültesinde kurulmuş olan Bankacılık Enstitüsü bu aksaklık- lara mahal ve imkân vermiyecek Ban- ka, Ticaret ve Sigorta Hukuku üzerin- de ıncelemeler yaparak memleket irfa- nının gelişmesine Banka ve Sigorta Hu- kuku gibi yeni hukuk dallarımn yayıl- masına hizmet edece Hukuki muameleler sosyal müna- sebetlerın orgusunu teşkıl e le Bu bakımdan leketimizde i yeni gelışen bankalarla sıgorta şırk lerı gı riştikleri hukuki muamelelerin vüsa mahiyetini yakinen bilen elemanlara ihtiyaçları Vardır. Bu elemanlar ise ma- alesef elde mevcut imkânlarla pek de gelişme imkânları bulamıyorlardı. An- kara Hukuk Fakültesinde bir enstitü olarak teşekkül etmiş olan Bankacılık Enstitüsünün büyük bir boşluğu doldu- racağına şüphe yoktur. Ticaret Gat_t'm dokuzuncu toplantısı Tarıfeler ve Ticaret üzerinde Genel Anlaşmaya âkit olan devletlerin do- kuzuncu toplantısı Cenevre'de yapıl- maktadır. Mezkür toplantı uç ay kadar devam edecek ve otuz akit dev- letin temsilcilerinin kanaatıne göre iki şeyden birinin vukuu ile neticelenecek- tir: Dünya ticaretine hâkim olabilecek daha mütekâmil kaidelerin tesbiti, daı— mi bir GATT teşkilâtının kurulması bu teşkilâtın esaslı salâhiyetlerle teç— hizi, veya T anlaşmasının — iptali. Kanada delegesi başkam büyükelçi L. Dana Wilgress GATT ha kkında şunları söylemiştir: GATT şımdıye kadar dün- ya tıcaretıne düzen vermek için mey:- tirilmiş olan teşebbüslerin ılkı Akit devletler (GATT sisteminin idari uzuvlarıdır. İşte sekiz Kasımda bu idare uzuvları bir Mechs halinde top- lanarak 1947 senesinde meydana geti- rilmiş olan bu sistemi tetkik edecekler- dir. Bu tetkik sonundadır ki dünya ti- caret polıtıkasımn esasları tesbit edile- cektir. Dünya ticaretinde büyük rol oynı- yan devletler: Amerika Birleşik Devlet- leri, İngiltere, Batı Almanya, Belçika, 011 nda, Kanada ve Batı Avrupa Dev- letlerinin çoklariyle Commonwealth bir memleketin — diğer memleketlere güm- rük tarıfelerınde veya ıthalat tahdıtle— rinde fari uamele yap m decek kaıdelerın tesbıtını gormeyı pek arzuladıklarını beyan edeceklerdir. Yı— ne bu devletler tesbit edilecek kaide- leri hazırlıyacak bir teşkilâtın hemen kurulmasını pek arzulamaktadırlar. Fa- kat bu arada Brezilya ve Hindistan gibi bazı memleketler yerli sanayilerini ko- rumak için çeşitli ithalâtı tahdit imkân- larını ellerinde tutmak istemektedirler. Bütün bunla rdan başka ziraatin nasıl korunacağı hâlen mevcut bir ihtilâf* ko- nusudur. Toplantıya riyaset eden Will- gres şayet GATT üzerinde genel bir anlaşmaya varılmazsa netice dünya ti- caretinin bir anarşiye doğru yürümesi- e müncer olacaktır, demiştir. Başkan toplantıyı açış nutkunu iyimser bir eda bitirmiş ve dünyanın iktisadi duru- munun dünyanın her tarafından bir an- laşmaya vasıl olmaya olmıyacak kadar fevkalade bir gelışme göstermiş- tir, İ ci ve ikinci Cihan harplerinin politik sebeplerden daha çok iktisadi sebeplere — dayandığı herkes tarafından sık sık söylenen bir hakikattir. GATT işte dünya ticaretinin tanzımı ıçın mey- dana getirtilmiş çok taraflı bir anlaşma- dır. Bu anlaşma gereğince devletler üye devletlerin her birine en ziya- müsaade kaıdesını tat- çarpmıyacak — ve â hiç de olmıya- caktı. Bu sefer tonlantıda gündeme alı olan meselelerden biri de Ja- ponyanın tarifeler ve ticaret üzerindeki AKİS, 13 KASIM 1954