Mektep dışı Eğitim Dikkate davet B aba, rahatına düşkün Hafif sıcak bir odada, bir adamdı. sedire uza- nır veya kanepeye gömülür, hayalleri- ni — hele gençlik hayellerini — taze- lerdi. Çocuk, onun çocuğu ilk mekte- bin ilk sınıflarında, afacan, akıllı — her baba akıllı bulu annesinin tâbi- ri ile — her anne böyle söyler. — oku- mağa çok hevesli idi. ar heves- raksın, derhal bir çok ve devamlı ola- rak aldığı mecmuaları okumağa baş- lardı. o gece gene, hayallerının karşı hevesli idi. romanlar, gazete tefrikaları kadar büyük bir dikkat ile okumazdı ama adı da <«okuyana» çıkmıştı. Bütün bunları düşünür, aklından geçirirken, — çocuğu- canla anlattığı — maceralara Şu Nat Pinkerton, Şarlok Holmes Veya Arsen Lüpen, veya Mayk Hammer, Ak Baytekin neler yap- mamışlardı?.. «Ver bana şunları...» de- di.. okudu, daki- kadar büyük ha- Aldı o mecmuaları kalarca okudu. Çocuğu bir haz ve iştâhâ ile, hayallerine yal katarak okudu.. Yeni yeni okumağa başlıyan çocu- ğuna, her halta bu mecmuaları, renkli klişeler ile anlatan bu kitapçıkları al- ması için para verılmesını söyledi.. Vermezlerse, verdi.. müddet son- ra çocuğunun kafasında buyuk hırsız— lıkların şekilleri, tarzları yerleşm nilerin sert, bal paralı hayatları miş, tabancaların envâ-ı çeşidi rini saymak hiç mesabesınde Ve bu çocuk yetişti.. iğer bir ailenin bir babası çocu- ğunun bu renkli ve kan, barut kokulu mecmualara merak sarmasına kızdı. Her erkek çocuğunun, hattâ kız çocu- ğunun içinde bu türlü maceralara me- inmişti. maceralı n çekip —çıkarmak, ve yapmak doğru — değildi. Bu türlü olmasa bile, «macera» tacak başka nevi, okunur kitaplar var- dı. Onları aldı.. Bir başka baba daha sert idi. Kati surette men etti. Hiç bir tarzına taraf- tar değildi. Evin içindeki bu «men kararını çocuk — rahatça tatbik dışarda, mektepte hattâ derste okumaktan geri durmadı. Ne — değişiyordu ütün bunlar, bu üç zıt hareket ne- yi değiştiriyordu? Aile güdümünün çeşitli tarzları ancak çocuklar arasın- AKİS, 13 KASIM 1954 KÜLTÜR Ciddi bir terbiye meselesi Zamane Ş Don Kişot Ortaçağ şovalyelerının tabiat-üstü, akıl-dışı macera ma- sallarını okuya okuya aklını oynata- rak kendisini büyük bir hayale kap- tırmıştı. Onun, kötüleri ve kötülük- leri yeryüzünden kaldırmak azmi ile, evini barkını terk edip atıldığı güzeştin yer yer gülünç, zaman Za- man acıklı hikâyesi dünya edebiya- tının saydı büyük kitaplarından bi- rine mevzu olmuştur. on işotun örnekleri hayatlarını fenalıklarla sa- vaşa vakfetmiş iyilik kahramaları idi. vel - zaman şövalyeliği kalka— az, hayal tarafı alabildiğine mü- balâğalı olmak bakımından — geçmiş şövalye masallarına benzer ama, bü- tün benzeyiş bu kadarcıktan ibaret- tir. Orta Çağlar Avrupasının, bizim «Battal Gazı» leri, «Hayber Kaleleri» ni andıra şovalye masallarını ço- Eskiler «dini bir uğrunda» bugünün kahramanları başka tüllü- dür. Bunlar büyük paralar kopar- mak için zenginlerin çocuklarım aşı- kız kaçıran, bankaları basan, köprüleri dinamit- okuyan, işkence ran, bir çırpıda yedi kişiyi yere se- ren... İri boylu, çifte tabancalı, men- hus suratlı, konuşmaları bağırma, ba- ğırmaları böğürme olan insan azma- nı mahlüklardır. eni şövalyelerin — marifetleri saymakla — bitecek şeyler değildir. Fakat bir büyük başarıları vardır ki ötekilerin hepsine bedeldir. Comic'- leri ele geçirmişler ve çocukların hayal ve heyecanlarını, ahlâki ve iç- timat hiç bir endişe gözetmeden, gi- cıklamak yolu ile milyonlar kazan- mak için bunları kendilerine âlet etmişlerdir. Karikatürleştirilmiş — bazı tiple- rin (bizim Cemal Nadirin Amca Beyi gibi) tuhaflıklarım anlatan resim-hi- kâyelere — Amerikada eskiden beri i Sonraları klâsiklerinin, hattâ büyük klâsiklerin dizi-resim hikâyeleri de — yapılmaya başlayınca comic tâbirinin mânası ge- nişledi. Az yazı, çok resim kaidesine övalyeleri Avni BAŞMAN dayanan bu tarz neşriyat pek büyük rağbet gördüğü için polis romanları ve nihayet her türlü dehşet ve vah- şet vakaları comiclerin başlıca mev- zuu oldu, bu neşriyatın en büyük in- kişafı da asıl ondan sonra başladı. Komiklikle hıç bir alakası olmı- an ve horror cı kar sağlıyacağı kolayca tahmin lebilir. Fakat naşırlerın kazançları arta arta — çoğalıp böyle neş- riyata düşkün küçükler arasında say- gısızlık, kabalık, hoyratlık, tecavüz, tahripkârlık, zorbalık, ipsiz sapsız maceralara atılmak gibi haller de alıp yürümüştür. ew York'un bazı semtlerinde, res- i mekteplerde çocukların yap- tıkları cinayete yaklaşan hoyratlıkla- Tı, Amerika aleyhdarı — gazetelerde değil, Amerikanın dünya görüşünü dünyanın bir zorba sürüsü mektebi hükm tına alıyor. Dayak yiyen hoca daha beterinden korktugu 1çın mudure şi- yazılar yor. Ve, inanılmıyacak şey a kikat, mektep binası ateşe veriliyor. Bereket versin ki yangın daha baş- larken bastırılıyor Buna benzer haller İngilterede de görülüyor. Birmingham'da bir mektepte dersane ortasında kızıl de- rili kampı kurup 11-15 yaşında ço- cuklar ile öğretmenleri ve mektep de sona eren hâdisenin hikâyesini son günlerde gazetelerde O çocukları bu derece azdıran hep bu türlü neşriyat ile gangster filmleridir. Amerika ve İngilterede âteş saçağı sarmak üzeredir, bazı şe- hirlerde sarmıştır bile. Her iki memlekette teşrıı meclis azaları bu — meseleyi ençleri - kö- tülüğe sürükleyen bir belâ gibi ele almışlar ve bununla mücadeleye baş- lamışlardır. likleri bile comic mevzuu firma Kongrenin gösterdiği şiddetli