Matisse'den natürmort Siz asıl renklisini görmelisı'nı'z Portre Matisse öldü B ir adam hasta yatagında kendısını ziyarete gelen gazeteciye «— Güneşsiz Cote, ışıksız tiyatro gibidir. Bizim Cote'un güneşi, Matisse' in guneşıydı » dedi. Bunu söyliyen meşhur Jean Co- cteau idi. Hâdise Cote d'Azur'de, Nice' de cereyan ediyordu. Cocteau hasta idi, Matisse ölmüştü. Matisse... Acaba dunyada sanatı sevip de Matısse in ismini — bilmiyen, resme meraklı olup da onun canlı kır- mızısı Önünde hayran kalmıyan insan var mıdır? Bundan tam 46 sene evvel, daha 1908 de Parisin sanat mahallelerinden biri olan Montparnasse'da duvarlara te- beşirle yazılmış şoyl cümleler okunu- rdu: «Matisse insanı delirtir. Matısse âbsentten daha tehlikelidir.» Kimdi Matisse? —Ufak tefek, altın çerçevelı gözlüklerinin altında mavi gözleri par- layan, küçük burunlu, kısık ama etli dudaklı, kırmızı sakallı, «Herr Proffes- işler kabul ediyor, mukaveleler hazırlı- yor, böylece resmin getirmediği parayı kazanıp kendisini sevdiği sanata veri- yordu. Aradan yıllar geçip şöhrete eriş- tikten ve bir tablosu dünya kadar pa- raya satılmaya başladıktan sonra bir ga- zeteciye şunları anlatacaktı : 28 p beni gorduler ve genç artıstlere yardım sandığı gibi bir teşek k l iştirakimi istediler. Söylediklerine e bu sandık genç ressamların boya almalarını temin edecekmiş. Ne saçma- lık! Yer yüzünde, boya bulamadığı için heder olmuş hakiki bir ressam yoktur. Heder eden, sadece kolaylıktır.. Hem resim öyle bir zevktir ki, uğrunda in- sanın fedakarlıkta bulunması hakikaten değer.. Ma tisse'in de yükselmesi kolay ol- mıştı. Hem fakirdi, hem d natı ta kdır edilmiyordu. M rnasse'ın duvarlarına o cümlelerin yazıldıgı sıra- da Derain ve Vlaminck ile beraber Fauves ekolünün en namlı temsilcisiy- Fakat münekkitler, hakkınd derece acı tenkidler yazıyorlardı. bahar salonundaki bir sergisini mütea- «Acaib dısıne verilen boya kutusunun içindeki rbar nl enklerle basit ve ba oyu ar Oy- nayan bir çocuğun marifetleri Baş- ka bir gazete ise, işi daha zıyade alaya almıştı. Onun kanaati şuydu : «Matisse, Derain, Vlaminck gibi insanların ya çok şakacı, ya da deli olmaları icap eder. Yoksa eserleri arasında öyle pey- zajlar veya portreler var ki bunların al- tına altı yaşındaki bır çocuk imzasını ba: asma ya tereddüt e! yaşındaki çocuk Aynı ithamı daha sonra Dufy'ye, Braquea ve Pi- casso'ya karşı da kullanacaklardı. Fa- kat Matisse de, onlar da münekkidleri yenecekler — ve şöhrete kavuşacaklardı Ama bunun için uğraşmaktan, bunun için çalışmaktan asla yılmadıkları, yap- tıklarının hakikaten iyi şeyler olduğun- dan asla şüphe etmedikleri için... Matısse ile Picasso'yu — Amerikalı r Gertrude Stein tanıştırmış ve iki adam hayatları boyunca hem dost, nesinde, Fransa'da ken M tı sse d stu mişti. Sonradan, Ispa mın meş: hur "Sulh Güvercini nde O güvercinler- den ilham alıp almadıgı sualine Matisse şu cevabı veriyorı «— Kati bir şey söyliyemem ama, yle.. Picasso'ya gelince, bir gün La Boetie sokağındaki bir dükkânın vitri- nindeki Matısse lerden bakarken yanın- daki Vlaminck'e şöyle diyecekti <— Matısse... Zavallı, ıhtıyarlayın— ca kötüye döndü». atisse'in hayatı, Matisse'in şahsi- yeti bu küçük fıkralardadır. Bir gün Picasso ile kendi arasındakı fark sorul ağacı arasınd ki ristik tarafı denilebilir ki Matisse, eğer Fransız ol- masaydı o renkleri kullanamazdı, elin- ülbül'ü için dekor çızmesını ıstedıgı zaman bir ar- kadaşına şöyle «— Ruslar, şıddet beklıyo_rlar Gö- temiz bir beyaz, soluk bir pembe ve tatlı bir ma- A Geçit'in Picasso tarafından yapılan dekorlarını seyrederken şu sö- sarfetmişti u kubıstlerı siz anlıyor mu- sunuz" Ben hiç bir şey anlamıyorum..» M isse uzun yıllardan beri Cote d'Azur" sakiniydi. FEvvelâ Nice'de Akdenız otelındekı odasında, sonra Ci- madan çalışmıştı. Yaşını katiyyen itiraf etmek istemiyordu. Seksen yaşındayken "Otuz yaşından genç ressamların ser- gisi"ne iştirak için telgraf çekmişti. İd- diası şuydu: İnsan, niyet ettiği yerde daima bir çiçek gorebılır Bu bütün hayatınca şiarı o gunlerını 1çınde geçirdiği basıt» kırmızı taşlı oda- ında bile ihtimal ki çiçek görüyordu. O ada, kenara yerleştııîtıgı demir kar- yolanın içinde, başında yeşil bir türban çalışıyordu. Bir koşede duran pikaptan klâsik musiki sesi yükseliyordu. Matisse, musiki dinliyerek — çalışmaktan daima hoşlanmıştır. 84 yaşındaydı. — Ça- lışması, bir makasla muhtelıf şekillerde kagıtlar kesmesiydi. Sonra — bunları, mektar modeli — Lydia'ya veriyor ve duvara ılıştırıyordu Evet. Cote d'Az denize bakan bu küçük villâsında her ey b yük bir sükünet içinde cere- yan ediyordu. Ölüm de öyle geldi. AKİS, 13 KASIM 1954