Kiralar 1600 liraya bir kat G üneşli bir sonbahar günü, öğle vakti, Ankarada iki kişi bir bina- nın onunde durdular. Binanın semti, öy- le ahım şahım bir semt değildi. Yenı— şehirdeydi ama, caddeye hayli uzaktı. Yapı da bir fevka ladelık arzetmıyordu Henüz inşa halindeydi, ön cephesinde iskeleler vardı, merdivenlerinin beton kurur_namışt : İki kişiden biri erkekti, öteki kız. Evleneceklerdi. Evleneceklerdi ve ay- lardanberi ev arıyorlardı. O gün de do- laşmadık yer bırakmamışlardı. — Fakat bir türlü «münasip> apartman dairesi Münasipten barlı semt değildi. Keselerine uygun bir yer peşindeydiler. Dört oda istiyorlar- dı. Bir çifte dört oda çok mudur? İki- sini salon ve yemek odası yapacaklar, birinde yatacaklar, ötekinde çalışacak- lardı. Yirminci asrın ortasında bir aileyi bir tek insanın geçindirmesine imkân den çalışıyorlardı. anın kaloriferli olması hemen hemen şarttı. Bütün lüksleri bundan ibaretti. Delikanlı memurdu ve baremin hayli heybetli bir noktasına çıkmıştı. Eline, ayda 500 lira para geçiyordu. Genç kız bir şirkette çalışıyordu. — Kazancı 400 lira kadardı. Ayrıca, akşamları, daktilo ile yazı yazıyor ve böylelikle ailenin kazancı bin lirayı buluyordu. Bin lira, itiraf etmeli Baremin birinci kimselerin eline o kadar para geçmez. Yi e ev bulamıyorlardı. Haki- katen dolaşmadık yer bırakmamışlardı, fakat istedikleri gibi bir apartmanı 500 liradan aşagı tutmaya imkân yoktu. İlk başlarda 250, 300 lirayı gozden çıkar- mışlardı; fakat ev sahipleri güldüler. 300 liraya dört odalı, kaloriferli daire olur muydu? O kadar çok gülen oldu bizim ahbaplar bütçelerini yeniden goz— den geçirdiler ve bir takım kısmalar yapmak suretiyle 350 ye çıktılar. Ama netice değişmedi. 400 ü gözden çıka- rırlarsa, ufak bir ümit vardı. Ancak, o da öyle parlak bir daire olmıyacaktı. Karanlık mutfak, ufak odalar... Yoktu, Ankarada yeni kurulacak bir aile için 400 liranın aşağısında oturulacak ev yoktu! İşte, sabahtan beri dolaşmalarının neticesi de bundan başka şey değildi. Ayaklarına kara su inmişti. Ne yüksek apartman dairelerine tırmanmışlardı, ne merdivenler çıkmışlar, ne merdiven- ler inmişlerdi. Öyle asansörlü veya par- ke kaplı evlerin semtine bile uğrama- mışlardı. Onların fiyatlarının 600 lira- dan başladığını biliyorlardı. Hayır, ga- yet mütevazi, asansörsüz, taş kaplı dai- relerin peşındeydıler Kızıkyın arka ta- raflarına isabet eden bir sokağı tara- mışlar, Bakan]ıklar cihetine çıkmışlardı. Önünde durdukları bina oradaydı. Gün Pazardı ama, çalışan işçiler mevcuttu. Delikanlı sordu : AKİS, 30 EKİM 1954 YURTTA OLUP BİTENLER Memlekette inşaat artıyor Ama katının aylık kirası 1600 lira Ameleler - aralarında — konuştular, sonra bir tanes «— Yok, dıye cevap verdi. Hepsi tutuldu. Yalnız şu katin iki dairesi boş- tu, tamamını iki gün evvel tuttular. Hem_, çok pahahya kiralandı». İhtimal ki adam, kılık ve kıyafet— lerine bakıp iki gencin fazla zengin ol- madıklarını hesaplamıştı. İkisinden meraklı l kızdı. tuttular"» <— Kaç paraya diye sordu. «— 1600 lira!» O zaman, delikanlının — ağzından, evleneceği kızın yanında ilk defa ola- rak bir küfür çıktı Sonradan çok mah- cup oldu, özür diledi ama, dayanama- mış, kendini tutamamıştı. Kendini tut- masını istemek de, fazla olurdu. Ayda 1600 liraya bir kat... Sevgili okuyucular, — bu satırların muharriri de sizden, — utanarak öÖzür diliyor. Kaleminin ucuna gelen kelime- yi tutmasına imkân yok Ona bir defa- ya mahsus olmak üzere izin veriniz ve kusurunu bagışlayımz Ayda 1600 lira- ya bir kat Ama, hakıkaten çüş! Goklere çıkan ZJiyatlar A urum bu iken İstanbulda kıracıların ve ev arayanların hali da- ha da feci idi. On binlerle evde her kapı çalmışta yüz binlerce insanın reği ağzına geliyordu: Acaba postacı ev sahibinin protestosunu mu y getirmişti? Kıracıların bir kısmı Milli Korunma Ka- nununun şümulüne giren dairelerde oturuyor ve hakıkaten gülünç denecek fiyatlar ödüyorlardı. Dört odalı evlere ayda elli lira kira verenler çoktu. Ba- zıları kendiliklerinden — bir ayarlamaya ımışler ev sahibiyle uyuşmayı teri etmişlerdi. Kontratta 50 lira yazdıgı alde, onlar 150 lira veriyorlardı. Fakat bir kısmı da yeni binalara, yüksek ki- ralarla yerleşmişlerdi. 250, 300, 350 li- ra Ödüyorlardı. İşte protesto alacaklan orkusu ile kapı zillerini bekliyenler bunlardı. Düşününüz, ayda 350 lira kira ödüyorsunuz ve içiniz hâlâ rahat de- ğildir. Bunda hakkınız vardır, zira İs- tanbul bu gibi protestoların hıkayesıy— le çalkanıyor. Ev sahipleri vardır, 400 lira kira aldıkları apartman daırelerın— en şimdi 1400 lira talep etmektedir- ler, 700, 800 liradan aşağı konuşanla- rın adedi gün geçtikçe — azalmaktadır. Nişantaşı, Maçka, Taksim taraflarında 1500 liraya katlar gösterilmektedir. Da- ha başka taraflarda, daha az gözde semtlerde en ufak dairelerin fiyatları 300 Jliradan başlamaktadır. İstanbul halkı heyecan ve telâş içindedir. Bu- günden yarma evini tahliye etmek zo- runda kalmıyacağından emin değildir. Yalnız İstanbulda değil, bütün memle- kette durum bunun eşıdır Nitekim me- buslara yurdun her tarafından mektup- lar yağmaktadır. Seçim bölgelerini zi- yaret edenlere aynı dertten şikâyet edilmektedir. Hükümet, göklere tırma- nan kiralara bir set çekmek mecburiye- tindedir. Başka çare yoktur. Zira ev sa- hiplerinin hemen hepsine bir kriz İN olmuş gıbıdır Hiç bir meblâğ gozlerını doyurmamakta, biri arttırınca diğeri o- nu takıp etmekte bu suretle fiyatlar bir merdiveni tırmanır gibi her gün yükselmektedir. İktisatçılar bu ruh haletini gayet iyi bilirler. Muhtelif memleketlerde de tezahürleri görülmüştür. İktisadi sebep- lerle başlayan manda, tedbiri alınmazsa psikolojik bir hale ge- lir ve ıİlah olmaz. Bu bakımdan para- ini sıfıra doğru indiren bu kira spekulasyonuna derhal bir son ver- mek mecburiyetinde bulunuyoruz. Bir 9