RADYO Çaplı ismi iki kere hem de iki defa şe kilde konuşuyorlardı Halk ise, karşıda kırmızı ışığın «susunuz» tehdidi altında öksürmeden, konuşmadan oturuyordu. onra — Telcin Akmansoy'un ofona koyduğu — bir skeç temsil i. Istenıldıgı kadar kısa, fakat is- tenildiği kadar mükemmel bir temsil i. Rol alan üç sanatkâr belki va- zifelerinde kusursuz idiler, ancak ter- vası vardı. kekemelık 1llet1 1le bır sagırlık derdıne uğra iki urumlar kika- larca dınlendı Son gayet kısa bırden— bire ve kolayca anlaşılmıyan bır tarz- idi. Radyo idaresinin radyofonik piyes- lerdeki tutumu üzerinde şikâyet pek çok idi. Bu şikâyetler bir iki satırla anla- tılamaz. Uzun uzun üzerinde durmak lâzımdır. Radyofonik skeç sona erdikten biraz sonra, telefonla aramalar, malar başladı dık doğrusu! Hemen hepsinde bir ha- nıim telefona cevap veriyordu, işler o klasık muzıkten çalman küçük bir par- çayı o kadar seri ve doğru cevaplan- dırmıştı ki, âdeta bütün seyirciler yeni bir dehânın ismini öğrendiklerini kabul ederek şaşırmışlardı. aldan dala programındaki tele- fonlu bulmacayı bu monotonluktan kur- tarmak lâzımdır. ş dost bu programa davet edilecek 1se programın içine telef numaralarını up, mu- hakkak arı arayıp bulmak itiyadın- dan Vazgeçılm elidir. Çalman parçayı bilse de bilmese de davetiyeyi kendisi- ne göndermek daha kolaydır. Bu, Erdo- ğan Çaplı için de bir kolaylık temin edecektir; boylece bazı tertıplı telefon aramalarına rağmen p çıkma- masının Önüne geçılmış olacaktır lefonlu bulmaca, davetiye mu- kabılı ol_ma_kt kurtarıl_rr__ ve yapıldıgı— dinleyici radyo idaresini bulur, istedigi parçayı çaldırır, —Çaplı'nın yetıştıgı is- teyin çalalım programı gibi— hem kifayetsiz elemanla rdan radyo kadrosunu mük handan geçirir. Telefonlarm radyo ida- resini araması şeklinde bir tertibe gidi- lirse, sanatkârların —memnun olacakla- rından kimsenin şüphesi olmıyacaktır. Bu suretle, Erdoğan Çaplı'ya iffetinin ehli olduklarını isbat etmek imkânını bulacaklardır. Halkı bir veya bir buçuk saat oyala mak iddiasında olan bil- hassa tatil gününe getırıl baştan sona kadar her hafta yenilik, bir değişiklik ihtima etmelidir. Olmıyacak şeyler tertip edilmelidir ki, böylece dinleyici her hafta bir şeyler 28 «Daldan dala» Bastonunuzu beklıyebılsın Şimdiki hâli ile bu prog- ram biraz müzik dinlemek veya dinle- meyi arzu ettiği sanatkârı işitmek için aranmaktadır. Şimdi bugune kadar olagelen prog- ramları bir göz önüne getırınız Başın— dan sonuna kadar hepsi ayni hava için- de, ayni tarzda devam edip gitmiştir. Bir adam, adam ele fonlu bulmacanın tek iyi tarafı daldan dala programmda her iki musiki şubesine yer vermesi idi. Fakat, geçen hafta bu usule veda edilmiş, biraz fedakârlık gösterilmiş alaturkanın sadece telefonlu bu lmacalara 1nh1sa ettırıldıgı gorulmuştu Sadece 'ofo- na kifayet eden sesi ile Neriman Sarı- sözen ve diğer bir bayan sanatkâr! Bun- ların dışında bir fazlalık yokta. Fakat alaturkanın çalınması, çalınmağa başla- masında da Erdoğan Çaplı baş köşeye kurulmuştu» Başlamalarını 1şaret etmek en tabii hakkı, alaturka müziğin idare- sine de gırışmek en büyük haksızlığı idi. Türkülerin çalınmasına, söylenme- sine, de Erdoğan Çaplı nezaret ediyor- du. Ara geçişleri tanzim etmek onun hakla idi. Senfonik caz programında Çaplı bir idareci, bir orkestra şefi ro- lünde görünüyordu. Senfonik cazın baş- langıçlarında piyanosunun başında bu- lunuyor bir müddet sonra ikinci piya- bu vazifeyi devrediyor ve dağı- nık saçlı başlı, bol kol ve el hareketlı idareci sistemine, iğ B şubesi büyük ihtisas işi olan bir saha- da, sahalarda, her seferinde ve her yer- de sahibi — selâhiyet bır kimse olarak kendini ortaya koyuyo Bu radyo ıdaresınde mesul makam lar yok muydu? Bu makamları ışgal nın dinleyicileri bıraktınız. mı? eden zevat, hiç mi bu programın tat- bikinde hazır bulunmamış hiç mi bir kimsenin —on magında on büyü marifet— her şeyı yapmaga çalıştıgını bu 1ddıada bulunduğunu görmemişti? rabbi, geçen Pazartesi daldan dala programının bıtışındekı şekıl idi? Bir buçuk saati doldurmak 1ç1n ne tertiplere gırışılmemıştı i... Bir gazi- mı doldurmak için getirilmişti. Ve son- ra, Türk elemanları ile alay edercesine, şef Çaplı, bu şahsı mikrofona ön plân- da, birinci sınıf bir eleman imişçesine çıkarıyor, her hafta saatlerce mukad- derat bırlıgı ettiği —bu için— di- ğer m lerı geriye, kıncı üçüncü plâna ıtebılıy rumlara, bir koca programı geçmiyordu: Bu memlekette, her hangi bir ihtisas şubesinin otoritesi bile su gibi harcanırken, radyo zor bir durum- dan kurtarmak için, nıçın yetkilerin tahdidine, hareketlerin bir nizam ve in- tizama konulması cihetine gidilemiyor- du, bilinm Cengızhan Koraltan, babadan ge- mek gibi duruma neden giriliyordu, belli değil! Şimdi radyonun gözbebeği haline gelen spiker Kemal Kaltaoğlu'nun böy- le bir program için kifayetsiz olduğu da aşikârdı Bır Suat Taşer edası hiç bir an programa hak olamadı. Spi- ker buhra mevcut ise, — Taşer gibi Devlet Tıyatrosunun kıfayetı elemanla- AKİS, 30 EKİM 1954