F EN ışınların terkibi farklıdır. Şüphesiz pro- tonların atmosfere getirdiği toplam enerji, sonunda yere kadar iner, olda mütemadiyen şekil değiştirir. Bu değişmeler ise çekirdek fizikçilerinin dünyada arayıp da lamadıkları şey- Çünkü çekırdek fiziğinin gayesi, atom çekirdeğinin — yapısını öğrenmek, çekirdeği teşkil eden parçacıkları bir arada tutan esrarlı kuvvetlerin mahiye- tini meydana çıkarmaktır. Bu işi yap- gibi parçacıkları siklotron gıbı bir alet vasıtasiyle hızlandırır. v k enerjili mermilerle incelemek istediği çekirdek- leri bombardıman eder. Bombardıman- dan sonra ortaya çıkan yeni parçacık- ların enerjilerini, elektrik yüklerini ve başka özelliklerini 1ncelıyerek bunlardan ilk çekirdek hakkında neticeler çıkarır. Bombardıman için kullanılan enerjiler ne kadar yüksekse, incelenen çekirde- ğin o kadar derinine girmek mümkün olur. İşte çekirdek fizikçilerinin biricik muhtelif irtifalara çıkmak, oralarda ce- reyan etmekte olan hâdiseleri kaydet- mek ve bu kayıtları dikkatle inceliye- Kozmik ışınların teşkil ettiği tabit lâboratuvarın öteki suni lâboratuvarla- ra üstünlüğü başlıca iki noktada topla- nır. Bir defa kozmik ışınlarla çalışmak, hızlandırıcı - âletlerle çalışmaya nisbetle az külfetli bir iştir; az insanla, az mas- rafla yapılabilir. Sınkrotron gıbı en ye- etleri o kadar pahalı- ya çıkıyor ki, Avrupada ancak butun devletler bir araya gelerek böyle bir âlet kurmaya teşebbus edebiliyorlar. Kozmik 1şınlarda ise henüz her devlet yalnız kendi imkânlariyle araştırmalar yapabılıyor Bu sebeple Fransa ve İtal- gibi bilg zengin memleketler çekırdek fızıgınde en fazla kozmik ışınlar sahasına önem veriyor- lar. Diğer taraftan kozmik — ışınlarda rastlanan enerjiler suni hızlandırma âletlerinin verdiği enerjilerde e - lâboratuvarlarında en elde edilen enerjiler mertebesindedir. Burada “yüksek ener- j üksek enerji» gibi tâbirlerin karışıklığından kurtulmak için ufak bir açıklama yapmak gerekiyor. Atom fizi- ğinde enerji, kalori veya wat gibi alış- tığımız birimlerle değil, bunlardan çok daha küçük olan elektron - volt (ev birimi ile olçulur Meselâ gözle görü- len adi Işığın taşıdığı enerji bir kaç elektron-volttan ibarettir. Röntgen ışın— larının enerjisi 10,000 ev. dan yukarı- dır; radyum gibi radyo - aktif atomlar- 24 o b Karlar içindeki istasyon Işınlar buradan çıkıyor dan çıkan ışınların enerjisi ise bir mil- yon ev. mertebesindedir. Son yirmi se- ne içinde yapılan ve atom çekirdekle- rini parçalamakta kullanılan siklotron, betatron, v.b. gibi hızlandırma âletleriy- le bir milyon ile bir milyar ev. arasın- da ve hattâ biraz yukarısında enerjiler elde edılebılıyor Kalıfornıya Üniversitesinde yeni faaliyete geçen Be- vation âleti, protonlara tam yar ev. Kozmik ışınlardaki ma enerjileri 10 İçlerinde bin- lerce defa daha fazla enerji taşıyanla- rına da rastlanmıştır. Görülüyor ki da- ha uzun seneler, kozmik ışınlarla uğra- şanlar yüksek enerji fîzıgınde ön safta gitmeye devam edecekleri Pratik faydası var mı : K ışınların yüksek enerjilerinden bahsedilince, ilk akla gelen şeyler- den biri de bu enerjiden pratik mak- satlar İçin istifade edilip edilemiyece- ğidir. Fakat yazık ki, —veya, atomun tahrip kudreti hatıra getirilince, bere ket ki— böyle bir istifadeye mkan yoktur. Çünkü bir kozmik ışın parçacı- ğının taşıdığı milyarlarca elektron-volt- luk enerji alıştığımız ölçülere göre yıne çok küçük kalır; meselâ on bin mil ev. bile bir watın ancak milyonda bırı kadar, tutar. Gerçi atom bombasına esas olan uranyum bölünmesinde çıkan ener- ji 200 mılyon ev. dan 1baret1r fakat ora- manda parçalanır ve böylelikle toplam enerji hatırı sayılır değerlere erişir. Koz- mik ışınların havadaki tabii yoğunluğu ise böyle bir enerji toplanmasına imkân vermiyecek derecede azdır. Meselâ An- karanın Ulus meydanı kadar büyüklük- te bir yere kozmik ışınların saniyede ge- tirdikleri toplam enerji bir watı bulmaz. mdan kozmik ışınlar yıldızlar- dan gelen ışıklara benzetilebilir. Ger- çekten kozrmk ışınların Arza getirdiği büt hemen hemen yıldızların ışıgıyla gelen enerji kadardır Anti - Proton : 910 dan beri kozmik ışınlarla uğra- lşan f'ızıkçılerden dördü ayrı ayrı ke- şifler için Nobel ukafatları kazandı- lar. Başka bir ilim şubesini de pek rast- lanamıyacak derecede yüksek olan bu ekün daha da — kabaracağa benzıyor Geçenlerde Amerikan gazetelerinde an- ti- -proton adı verilen yeni atom par- çacığının keşfedıldıgını bildiren haber— ler çk Eğer mevcutsa, anti-proton tıp- kı proton gıbı bir arçacık olacak, sa- dece elektrık yükünün negatif lrnasıy— la farkedecektır hidrojen atomunun çe- kirdeğini k eden proton, bılındıgı ibi İ üdür. Kabul edilen teo- jileri elektromanyetik — parçacıklar ha- linde etrafa dağılacaktır. Buna benzer bir kürle imhası negatif elektronla po- zitif elektronun çarpışmasında meydana geliyor. — Fizikçiler pozitif — elektrona benzettikleri anti-protonu epey zaman- dır. arıyorlardı. Şimdi — Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden Profesör Bruno esnasında kozmik ışınlar içinde böyle bir parçacık bulduklarım iddia ediyor- lar. — Rossinin fotoğraf - plâğı nd ve çıkmış olabileceğini ileri sürü- . Elimizde tafsilât olmadığı için bu iddiaların otekı fizikçiler tarafından nasıl karşıla enüz Fakat eğer kabul edılırse kozmik ifna- lar sahasında yeni bir Nobel mükâfatı görünüyor demektir. AKİS, 30 EKİM 1954