YURTTA OLUP BİTENLER mi istikbalden hayli farklıydı. Her şey gosterıyordu ki Yugoslav millet Türk devletinin reisini karşılama to— renine kalbını de koymuştur. Celal Bayar Savaronada seyahat e- pahalı mek- Sultanhı— refakat ediyordu. Yolda 30 Ağustos bayramı münasebetiyle bir merasim yapılmış, sonra gemıler sakin bir ha- vada Egeyi geçmişlerdi. Türkiye Rei- sicumhuru Yugoslav topraklarına Ri- jeka limanında ayak basacaktı. Sava- rona, Korfuyu geçip de Yugoslav su- larına girdiğinde Yugoslav donanma sına mensup iki muhrip tarafından se- lamlandı ve muhripler kafileye lima- na kadar refakat ettiler. Liman baş- tan aşağı bayraklarla donanmıştı. Ce- lal Bayar oradan trene bindi ve doğ- ruca Belgrada hareket etti. Asıl kar- sılama Belgradda oldu. Yugoslav başkenti bir bayram yeri manzarası arzediyordu. Türk ve Yu- bayraklarıyla bezenmemiş bir tek nokta yoktu. Muhtelif — yerlere elektrikle "hoş geldiniz" ibaresi yazıl- j İstasyondan itibaren Nemanjina caddesi, Tucovica meydanı Knez Miloşa caddesı Osodje mey- anı, areşal Tito bulvarı bayraklar çıçekler ve yeşil dallarla — süslenmişti. Sava nehri üzerindeki büyük köprüye ayrıca tak kurulmuştu. Bütün şehir gece 1şıl 1şıl yanıyordu. Halk sokakla— dökülmüş, ellerinde Türk ve Yu goslav bayrakl arı Celal Bayarı ve Ma- Tit hararetle selamlıyordu. Işte bir Amerıkalı muhabir bu sahne- yi tarif eden telgrafında Bu, içten ge- len bir tezahürattı cümlesini kullan- dı. Bu hakikaten içten gelen bir te- Bayar ve uğurlayıcıları Tebessümler arasında zahürattı ve rejimleri ne olursa olsun iki mlekette yaşıyan insanların bir- bırlerıne karşı duydukları hakiki mu- habbetin bir nişanesiydi. Reisicumhur anda dost Yugos- lav topraklarında bulunuyor. Şerefine, hazırlanan program gereğince — kabul resimleri, ziyafetler — tertiplenmiştir, tertiplenmektedir Bayar, yaretten sonra trenle m ğer taraflarına da gidecek ve hiç şüp- he yok, aynı candan alaka ve hararet- le karşılanacaktır Zira iki millet arasında ne mazide ne halde vahim bir anlaşmazlık mev- cuttur. Belki de bu sebepten dolayı iki devlet reisi yaptıkları görüşmelerde Türkiye ile Yugoslavya arasındaki bir meseleyi değil, üçlü paktın üçüncü ve uysuz azası Yunanistan'ın ortaya çÇı- kardığı Kıbrıs işini bahis mevzuu et- mişlerdir Zira Celal Bayar ve Mareşal Tito- nun, dostluk tezahürlerinin kenarın- Kıbrıs meselesi Celal Bayar, ne de Mareşal Tito, açık kalpli insanlar olarak böyle bir dava- nın şu anda patlak vermesinin üçlü pakta tesir edeceğini saklamışlardır. Türkiye Reisicumhuru Türk Hüküme- tinin bu mevzuda ne kadar itina gös- terdiğini, dikkat ettiğini, elinden — ge- len herşeyi anlatmış — ve Mareşal Tito bütün bunları tasdik et- Gerek Türkiye'de gerekse Yu- iki mille- tin arasını belki de bir daha kapan— mıyacak şekilde açmak istidadını gös- teren nümayişler, mitingler de konuş- a ele alınmıştır. Fakat hadıselere 1lk sebebıyet vere- Yunanistan'ın takındığı durum karşı- sında herhangi birinin elinden her- i bir şeyin gelmesi ihtimali fazla degıldır Bu husus da müzakere- ler esnasında gözden uzak tutulmamış- tır. et iki devlet reisi, Ankara- da buluşmalarından bu yana cereyan eden dünya meseleleri üzerinde de fi- dilen Muharrem Nuri Bırgı Celal Ba- yarın kıymetli bir müşaviri olmuştur. evlet reislerinin ziyaretleri ce s o maktan kurtulamıyor. Celal Bayarın Koraltan Vekil Bayar —- Asıl — halen devam etmekte olan seyahatin- de bu iki cephe de tahakkuk etmiştir. Bilhassa Kıbrıs meselesinin patlak ver- diği anda üçlü paktın iki mühim azası arasında bir fikir — birliğine varılması şayanı memnuniyettir. Türkiye Reisicumhurundan sonra Yunan Kralı da Belgradı resmen ziya- ret edecek ve Kral Paul, Mareşal Ti ziyareti ıade edecektir. ziyaretin tarihi henüz tes- bit edilmiş değilse de eğer o vakte ka- dar Kıbrıs işi halledilmezse Tito'nun Yunan Kralı üzerinde bir müsbet mantıki tesir yapmaya çahşacagından şüphe yoktur. Savarona gidişte — olduğu gibi dö- nüşte de Yunan sularında pek fazla oyalanmadan yoluna benzemekl dir. lünç olmaktan ileri gidemeyecektir. AKIS Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS. 4 EYLÜL 1954