4 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 2

4 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası B. M. M. arkası Ardıç Sok. Desen Matbaası — — Ankara P. K.582 — Tel: 18992 Fiyatı: 60 kuruş * * * AKİS Ortaklığı adına imtiyaz — sahibi ve yazı islerini — Hilen idare — eden: Metin TOKER Sekreter Cuneyt ARCAYUREK Karikatür TURHAN Ressam: İzzet ÇETİN — AYHAN Fotoğraf: Naci YILDIRIM — Turhan VANDEMİR Klişe : Kemal ONGAN Abone Şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha): 24 lira İlan şartları 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa): 350 lira Kapak içi ve metin sayfalan Santimi 4 lira Dizildiği ve basıldığı yeri Güzel Sanatlar Matbaası Kapak Resmimiz Murat Güler Manşı Geçen Türk AKİS. 4 EYLÜL 1954 Kendi aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları Bir memlekette basın hürriyetinin bulunup bulunmadığına dâir za- man zaman münakaşalar cereyan e- derse, mücerret olarak basın hür- riyeti olsa bile, zihinlerde bazı te- reddütler var demektir. Türkiye'de hiç kimsenin hatırına meselâ — vic- dan hürriyetinin bulunup bulunma- dığı hususunda münakaşa etmek gelmemektedir. Buna mukabil biz- zat iktidarın ileri gelenleri bile tâ 1946'dan bu yana basın hürriyetinin varlığı veya yokluğu üzerinde fiki yürütmekten geri kalmamışlardır. Basın hürriyetinin şekli, şu şek- lin veya bu şeklin zararları, fayda- ları, hürriyetin hudutları, hatt hürriyeti tahdit edici bir takım hu- susların oraya çıkması elbette ki münakaşalara mevzu olabilir. Bun- ları partiler de kendi aralarında tartışabilirler. Fakat esas üzerinde, yani basın hürriyetinin mevcut bu- lunduğu, olsa olsa tekâmülünün ge- rektiği noktasında bir mutabakatın mevcudiyeti şarttır. Bizde olmıyan, galiba —bu! Halbuki, niçin itiraf et- memeli, basın, Tur iyede bir çok memlekelle oldugundan daha hür. dür. Basın hürriyeti — deyince, bunu garptaki — mânasiyle ele aldığımızı hemen ilâve etmeliyiz. Zira meselâ Sovyetlere göre yeryüzünde mevcut tek hakiki basın hürriyeti Rusya- dadır. Yugoslavlar ve lsparıyollar da bu hürriyetin anca endi mem- leketlerinde ulunduğunu defalar— ca ileri sürmüşlerdir. Bizim kastettıgımız veözlediği- miz basın hürriyetinin — bu —hür- riyetin nasıl her tarafa — çekilmeğe müsait olduğu — görülüyor — garplı manasıyle basın hurrıyetı bulundu— Vaziyete bakılırsa, gazetelerımı— ve yapmakta — serbest neşrıyat gozden geçı— menin yoktur. Turkı ede basın hürriyetini tahdit eden kanunlar. aksak ve fazla sert tarafları olmak- la beraber — «drakonyen» kanunlar değildir ve o kanunların — çerçevesi dâhilinde basın hürriyeti yaşayabi- lir. Ama daha iyi kanunlar yapıla. mas mı? Hattâ mevcut kanunlar ıs- lah edilemez mi? Bir takım şahsi veya partizan — endişelerle, sinirlere hâkim olunamıyarak konmuş tah- ditler kaldırılamaz mı ve o zaman basın hürriyeti genişlemez mi?. El- bette! Fakat urada ifade edilmek istenilen, bütün kusurlarına rağmen kanunun Türkiyede basın hürriyeti- ni ortadan kaldırmadığı ve nihayet n pek âlâ serbestçe yan yazıla- bildiği keyfiyetidir. Meselâ AKİS, bu keyfiyetin bir delilidir. O halde tartışmalar neden? Tar- üşmaların sebebi İktidarda bulunan bazı zevatın basını kendi lehlerine çekmek için ku llanılmasını müba gördükleri usuller Bir okra- side partilerin basını elde tutmak istemelerinden daha tabii bir şey o- lamaz umum . Mademki demokrasi, rejimidir, elbette de olmasına çalışılacaktır. Fakat ik- tidarda bulunanların bunu temin i- çin Devlete ait bazı kuvvetleri kul- lanmaları asla caiz olamaz ugün Türkiyede basın — bil- hassa gazetelerin çoğu — 1960.1952 senelerinin aksine Demokrat Partiyi tutuyor. 1952 den bu yana Demokrat iktidarın icraatında böyle bir dö şü haklı gösterecek fevkaladehk yoktur. 1950 de nasıl başlanılmışsa, oyle devam edılmekledır Hattâ re- tenkid edilecek ve tenkid edilmesi lâzım pek çok şey olmuştur. 1954 seçimlerinin he- men arefesinde ve hemen akabinde alınan kararlar — karşısında basının reaksiyonu pek sudan — geçmiştir. Fakat 1952 den bu yana değişen bir iktidarın basına Denilebilir ki — Ağaoğlu sonra sarfedilen sözler bu dönüşün en güzel ifadesidir. Demokrat Partiyi tutan gazetele- rin ve gazetecilerin bir takım nimet- lerden faydalandıkları inkâr oluna— maz. Buna mukabil bazan — sayılar pek az bulunan — hakiki tarafsızla— rın ve daima muhaliflerin müşkül- lerle karşı kargıya bıra ynı derecede hakikattir. misal yeter: Radyolarda tamamiyle karakuşi bir hükümle Dünya gazete- sine ait reklâmlar okunmamakladır Radyo <«sebep mecbur değilim» diyor. ve bir demokrasi için yüz karası zihniyettir. Böyle bir söz sarfeden adamı, kulağın dan tutup çıvılemek lazımdır Demokrasi, elinde kuv vet tutanların «sebep göstermeye» mecbur oldukları rejimin adıdır. akınız muhalifleri, — tarafsız AKİS'le bile bazı kimselerin maktan hususi bir zevk rını, küçük tiklerini, maya çalıştıklarını liz. Kanunların da, bütün kanunlar gibi hâkim olan zihniyete göre tef- sire müsait bulunduğu aşikârdır. İşte Türkiyede, basın hürriyeti- nin bulutları bunlardır ve bütün te- mennimiz o kara bulutların ortadan kalkmasıdır. Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: