KÜLTÜR Amerikada Ön planda hayran bakan Üniversite Yeni bir kahraman emokrat Parti iktidarı Maarif Ve- Dkılı Celal Yardımcı vasıtasıyla de- mokrasimize yeni bir kahraman he- diye etmiş bu]unuyor. Öyle bir kah- raman ki muhalif, muvafık bütün ga- zeteler geçen hafta hep ondan bah- settiler. Zafer'de Mümtaz Faik Fenik, Halkçı'da Nihat Erim ve Hüseyin Ca- hit ona ait — başmakaleler yazdılar. Fıkra —muharrirleri, — karikatüristler de üstadlardan geri kalmadı Bülent Nuri Esen ismini bir anda bütün Tür- kiye, — Türkiye okur yazarları — duydu Bülent Nuri Esen, Ankara Üniver- sitesinin Hukuk Porfesörlerinden bi- ridir. Gençtir, kabiliyetlidir, kuvvetli bir kültüre sahiptir. Lise tahsilini Ga- latasarayda yapmış — Nihat Erim'in oradan çok yakın arkadaşıdır — hu- kuk fakültesinde okumuş, doktorasını Paris'te vermiştir. Dönüşünde üniver- sitede merhaleleri çabuk katetmiş, kendisine parlak bir isim yapmıştır. Tabit, üniversite muhiti içinde parlak bir isim. o zamanlar bütün gazeteler kendisinden bahsetmezlerdi. Buna rağmen Bülent Nuri Esen'in kendisinden —bahsettirmeyi — sevdiğini arkadaşları gayet iyi bilirler. Böyle fırsatları da asla kaçırmamıştır. Ba- zen ufak hadiseler yaratmış, bazen daha büyüklerine karışmıştır. Mesela Devleti, Danıştay'da dava etmiştir. O zamanlar iddiası şuydu: — Türkiye üniversite Celal — Yardımcı - değildir. Cumhuriyeti laik bir devlettir, resmi mekteplerde din dersleri okutturamaz. Danıştay'da müdafaasını yapmış, — fa- kat kaybetmişti. Cumhuriyet —Halk Partisinin — mallarının alınması sıra- sında da sesini en kuvvetle ve cesa- retle yükselten ukuk profesörü ol- muş, karara itiraz etmiş, kanunun hukuka aykırı bulunduğunu ileri sür- müştü. Siyasal Bilgiler Fakültesinde hoca olduğundan bazı aktüel mesele- leri — tıpkı ya üniversitelerde yapıldığı gibi — kürsüde bahis — mev- zusu etmiş, talebesıyle tartışmıştır tartışmalar sırasında oktai na- zarı ön plana almıştır. Eğer Prof. Bülent Nuri Esen'in ha- reket tarzı hakkında bir fikir vermek icap ederse denilebilir ki Avrupai bir zihniyetle — davranmıştır. makbul tarafları da vardır, olmıyan tarafları da... yan tarafları reklama, gürültü yaratmak — sevdasına, yon merakına lüzumundan fazla yer ayrılmış bulunulmasıdır. Avrupa'da da, — bizde de — birçok profesör ay- nı dertle maluldur Makbul tarafı ise liberal zihniyet, medeni cesaret — ve ruhun şark köleliğinden azade olması- dır. İlmi cephesi hakkında ise hukum verecek merci ne biziz, n isim etrafında sansas- natod Maari Vekaleti Bülent Nuri Esen'i porfesörlük — vazifesinden — bir hükümle ayırmadan evvel, kanunun tarif ettiği şekilde Senatonun fikrini sormuştur. Senato böyle bir karar için miştir. Fakat kanun Maarif Vekili o- lan zata — ki bu ma, mes şim- diki vekil gibi maarifle uzaktan, ya- kından hiçbir ilgisi olmıyan baylar getirilebilir — Senatoya rağme bi profesörü işinden etmek salahiyetni tanımıştır Celal Yardımcı, Bülent Nuri Esen hakkında bu selahiyetini kullanmış ve profesör kürsüsünden indirilmiştir. u sırada Maarif Vekili Nebrasca'. da üniversite görüyor, Prof. — Bülent Nuri Esen ise U. N. E. S. C. O. tara- gitmesi de bir mesele olmuştur. meziyetleri kadar bu meziyetleri gös- termek için başardığı kombinezonlar sayesinde U. N E. S. C. O. delege olarak Bülent Nuri'nin gelmesinde 1s- rar etmiştir. Fakat sayın — profesöre geçen sene yapılan bir davet sırasında hükümet tarafından döviz verilmediği cihetle bu sefer — beynelmilel teşkilat döviz miştir. Bunun nam ve hesabına ifti- har verecek şey olmadığını belırtmek lazımdır U. N. E. S. C. n ha- reketi Türkiye'de ilim adandan taz- yik altındadır, müşküllerle karşı kar- şıya bırakılıyorlar en Bay Yardımcı'nın kardeşi) pekala döviz temin olunmuştur. Bu hadiseler cereyan ederken de Bülent Nuri Esen beyanat — vererek, eğer kendisi profe- sörlük vazifesinden — ayrılırsa — söyliye- cek çok şeyi bulunduğunu bildiriyor- du. Damlalar bardağı taşırmış ve pro- fesörün vazifesine son verilmiştir. di ne oldu? Şimdi Bülent Esen bir kahraman oldu. Dönüşün- de hiç şüphesiz o da harekete cek, mücadelesini yapacak, belki da- va açacak, herhalde memlekette, hassa münevverler — arasında Demok- rat Parti Aaleyhinde yeni bir cereyan yaratılmış olacaktır. Buna ne Jlüzum vardı? Üstelik alınan karar karşışında üniversite muhitlerinden de hiçbir re- aksiyon gelmemektedir. fikir İstiklali ve üniversite muhtariyeti ba- kımından insana acı verdiğini, bir ta- kım değerli kimselerin kanaatlerinin — doğru veya iğri, orası mühim ğil — kanaatlerinin müdafaasını maktan korktuklarını masına lüzum görmüş olsaydı, yoktu. Fakat şimdi, senatonun sayın üyeleri bir garip vaziyete düşmüş AKİS. 4 EYLÜL 1954