talyaya hususi muhabirler gönderece- ği de ogrenılmış Aydınlar için konf anbul ünivı ıtesı yuksek tahsil yapımı veya lıse tahsili görmüş yahut da kendi kendini yetiştirmiş olan ay- dınlara, 1954 5 ders yılında, altı konferans tertıp etmıştır Bunlardan üçü Kasım ve Aralık 1954 ve Ocak 1955 aylarında, diğer üçü de Nisan ve Mayıs 1955 aylarında Fen Fakültesi Konferans salonunda verile- cektir. Her konferansı başka başka fa- kültelerin hocaları verecekler Popüler mevzulara tahsis edılecek olan bu konferanslar herkesin ardaya- bilecegı bir dille hazırlanacagından bü r alâka göreceği ümit edilmek- tedir. « stanbul Edebiyat Fakültesi, 54 ders yılında; sefeye Ş ürk — edebiyatının şaheserlerı halk psikolojisi gibi mevzularda, seri halin- de gece dersleri tertiplemişti. rübe mahiyetinde olan bu gece ders— leri, halkımızın büyük bir raği mazhar olmuştur. Üniversite 1dar Edebiyat Fakültesi hocalarının feragatı sayesinde olan bu gece kurslarını bu ders sene- sınde bütün fakültelere teşmıl etmış— Gece kursları için fakülteler şim- dıden hazırlıklara başlamışlardır. Her fakülte, kendi sahasına giren en az üç mevzu üzerine seri halinde dersler ter- tıpleyecektır Bu dersler, ılgıh fakülte- lerin dershanelerinde verilecektir Türk üniversitelerinin mühim bir nak— 1953 — atile yakın aylarda Türkiye maarif idarelerine, okullara ve üniversite- lerimize, — yabancı — memleketlerden broşürler, — ilânlar, prospektüsler ya- gar. Dünyanın her yerinden, akla gel- meyen şehirlerinden, üniversiteler ve yüksek okullar, yabancı öğrenciler i ıçın tertipledikleri yaz kurslarına Öğrenci davet ederler. Bu sayede hem memle- ketlerine döviz sağlarlar, hem de yurt- larının ve unıversıtelerının propagan- dasını yapmış Fakat ne çare kı bız henüz bir yola girmiş degılız boyle ehemmiyetli bir propaganda ve kültür faaliyetinden kendimizi —mahrum etmişiz. Halbuki Amerika'da ve İngilterede Türkiye i- çin büyük alâ kalar uyanmıştır. Bu a- lâkadan faydalanmak mümkündür. Bu sayede Türkçemizi yabancılara ogret— mek ve memleketimizi tanıtmak imkâ nı elde etmiş oluruz. K ademe terfileri ihdası ve umumi- yetle kademe ve derece aylıkları- nın yukseltılmesı çok iyi şeylerdir urlarımız bu ıslahatı dört gozle beklemektedırler Fakat halen mevzuatımızda bulunduğu halde pek mahdut hallerde tatbik olunan nakdi mükâfat usulünü, daha şümullü bir şekle sokmak, yalniz fedakârlığa va- ran hallerde değil, gayret gösteren veya devamlı çalışkanlıkla tanınan AKİS, 7 AĞUSTOS 1954 HAVACILIK DÜNYASINDA Hava Kurumu İnönü kampının hatırlattıkları 925 de Donanma Cemiyeti lâğvedil- di, Türk Hava Kurumu kuruldu Kurum, Donanma Cemiyetinin bir de- vamı idi. 1935 de Atatürk, Hava Ku- nun bünyesinde yeni bir faalıyet sahası buldu ve gösterdi: Tük 1935, on dokuz sene ger ımızd dır Atatürk'i un emri ve gösterdiği hedef i- se, önümüzdedir; fakat yıkık ve tamam lanamamış bir halde. Ataturk Turkku u'nun kurulmasını, "kanatların" is- tikbalde göklere hâkim olacağını, anla- ği için ıstemışı Hâdiseler, Ata- türk'ü haklı çıkarı tatürk, o tahmlerde 'Türk lerinin havaları da fethedecegını ılan ederken, Almanya Hitler rejimi ile dunyaya karşı hazırlık devresine gir- misti, İngiltere ve diğer Avrupa dev- letlerı sulha inanmışlardı! Amerika, Avrupa işlerinden, hadıselerinden u- zakta idi. Avrupanın ortasında Hitler, bir harbin ilk tohumlarını ekerken, hazırlanırken, Atatürk durumu gör- muş, anlamış ve söylemişti: — Turk gençleri goklerı de fethe- decektir... Göklerin fethedilmesi için çalışmak lâzımdı. Her zaman bir orduyu hazır durumda — hele sulha inanıldığı bir evirde — elde tutmak imkânsızdı. Hitler, aldatıcı bir silâhlanma devresi- ne girmişti. Yakın bir harbın ıstıkbalı göklerde idi, Alman gençliği hava bine hazırlanıyordu Korkunç hava harplerinin pilotları, spor adı altında —dünyaya karşı—, planör kurslarında hazırlanıyor, oklere alıştırılıyordu. Pilot yetiştirmenin ilk tohumları genç ruhlara bu şekilde serpiliyordu. — Ata- türk, bunu tü, —Türkkuşunu kurdurmuş, planör çalışmalarında ile- ri olan memleketlerden mütehassıslar getirtmiş, planör kurslarının yapılabi- leceği araziyi tespit, ettirmişti: Eskişe- hir civarında İnönü ilcisi toprakları. Atatürk, sivil havacılığın İstikbali- ne inanmıştı. Gençlerin, planör ile ha- valara hâkim olmalarını, hiç değilse bu zevki tatmalarını ilerisi için istemişti. Faaliyete, O'nun direktifi ile kısa za- manda geçildi, ilk kurslara iştirak e- denler çadırlara yerleştirildiler; teo- memurlara para mükâfatı verilmeli- dir. Halbuki yeni tasarı ile mevcu hüküm bile kaldırılacakmış. Dogru su, isabetli bir hareket olm; Bir müddettenberi Türk memur statüsündeki tahditler arttırılmakta- dır. Binaenaleyh — memurlarımızın mükâfat beklemeğe, hiç değilse mali hallerinin ıslahını istemeğe hakları yardır, sanırız. rübeler muvaffak olmuştu. Tesislerin yapılmasına geçildi. Atatürk, 1ler1y1 gören Atatürk, öl- dü. Turkkuş e gayesi, kanadı kırık hale gelmıştı Şark muhayyelesi işledi, Türk Hava Kurumunu asıl gayesınden çok uzaklara sürükledi. Bütün parça- ları hariçten getirilmek şartıyle — bu uçakları harice de satmağa kalktık — senede bir uçak imal edebılen fabrika- lar tesis edıldı — şimdi traktör fabri- kası emrindedir — dokuz milyon lıralık gelırı sarfedildi, fakat n olan, pek çoktu: Dunya 1statıst1kler1ne memle- ketimizin adı, senede bir adet uçak i- mal eder, dıye geçti. Sivil havacılığını teşviki, Atatürk ile ebediyete intikal etti. genç- lıgı havacılığa teşvik ediyoru — Gençler, paraşüt kulemızın O- narımı bitti, atlayınız, atlatın Gazetelerde çıkan ; kuru- mun, koyun po stlarınızı ve fıtrelerınızı bize verın şeklındekı ilânları ile ilgisi yoktur, Kur n senelik ra- peronda "faalıyet adı altında okuna- caktır. Kokk B unları anlatan zatin — İnönü, yük- anör kampındayız — gozlerı dolu ıdı Bütün imkânları elinde tu- tan, tesisleri en modern şekilde hazır- lanmış olan bir faaliyet sahası — âtıl durumda idi. Ve anlattılar: 'ndeki yüksek planör kampı beş gün çalışma 0 de ilk bilgileri verir. Kamp, her şeyi tiva etmektedir. Öğrencilerin barın- masına, okumasını temin eden tesisler mükemmeldir. Uçakların inmesi için büyük bir alan vardır, — modern yüz- me havuzu tesislere dahıldır — bu yer- de binlerce gencin yetiştirilmesi kabil- dir. Ayni zat, eliyle bu kocaman tesis- lerı genış bolgeyı göster Bu sene kırk beş ogrencımız var, dedi." in adedinin yanında kırk beşin söylenmesi, zayıf ve aha bir sesle olu- Ordu. YoT T H Kurumu, "kendi yağı ile kavru- ordu" — idarecilerinin tâbiri — senelık geliri — fitreler, koyun postla- rı v.s hariç — iki bu çuk üç milyon . Kavrulan yağın ücreti pek az degıldı “Kurumun parası vardı Bu noktaya geldiniz mi, hep birden ayağa kalkıyor, hattâ meselenın öne- mini belirtmek, kuvvetlendirmek için kuçuk bir yumruk da masaya vurulu- "Bu kâfi degıldır hükümet yardım elini uzatmalıdır.