ASKERLİK SAHASINDA Zihniyet inkılâbı lâzım Atom Topu Medeniyetin insanlığa yeni hediyesi Silâhlar Atom topçusu A tom bombaları ve onu takip eden hidrojen bombalan stratejik silâh- lardır. : Bunlar, bü_yı;ik stratejik_ he. nılırlar. Atom silâhının taktik sahada da kullanılması üzerinde atomla meş- gul bütün milletlerde teknisiyenler ça- lışmaktadırlar. Taktik silâh olarak kullanılması üzerinde ilk buluş, atom topçusudur. Atom mermilerini atacak olan ilk top Amerikalılar tafafından daha 1950 de meydana getirilmişti, Tecrübeler muvaffak olmuş ve anca 1952 de resmen açıklanmıştır. Amerika ordularında — kullanılması için çalışmalar ilerlemiş ve hayli stok da yapılmıştır. toplar Avrupa dal Amerikan ordularına da sevkedilmiş- tir. Atom topları, kara ordularına tak- tik sahada büyük bir ateş kudreti saglamaktadır Bu toplar her türlü ha- va şartları altında ve gece dahi gayet büyük bir isabet sıhhati ile ateş yap- maktadırlar. Bunların menzili mü (32 km.) dir. Lastik tekerlekler üze- rinde hareket eder, saatte sürati 55 kilometredir. 85 ton ağırlığındadırlar. Arazide hareket kabiliyeti vardır. Büyük manevralarda bu topçu kulla nılmakta ve taktik hareket ve kullanış esasları tesbit edilmektedir. 24 B u memlekette 200 senedenberi zih niyet inkılâbına doğru bir gidiş vardır. Batılılaşma dediğimiz bu umu mi hareket, garbın yaşayış, çahşma ve devlet idaresindeki muvaffak muş düşünce ve metodlarını ve tatbik etmek, — memleketimizde batı medenıyetıne uygun gelenekler ve esaslar kurmak hedefine yönel- miştir. 1950 de memleketimizde de- mokratik bir idare rejimi kurulma- sıyle bu hareket büyük bir merhale- e daha varmıştır A skerlik sahasında batılılaşma ha- reketi umumi batılılaşma hareke- tinin en başında gelir. Burada da, di- ğer sahalarda olduğu gibi eskınm a. sırlar boyunca kokleşmış, betonlaş- mış zihniyetlerini, metod ve şekille- rini değiştirmekte sayısız zorluklara uğradık ve hattâ zaman zaman İ gittik. Engellerle karşılaştıkça onları devirmek ve yıkmak değil, yanların— dan geçmeyi tercih ettik. Bütün mâ- niler eski zihniyette toplanıyordu Bunun değiştirilmesi için yapılan mücadeleler çok uzun sürüyor ve en a 5 almak o H zde hizmet etmiş bütün Almanların hâtıralarında bizim eski kafamızla nasıl ümitsizce mücadele ettiklerinden bahısler vardır. Memle- ketimizde hizmet etmiş diğer yaban- cıların, Ingıhz Fransız ve Amerika- lıların da bu kabıl hıslerını izhar et- niyeti değiştirmekte ihmal ve muvaf- fakıyesızlık gösterdik ve bu sebeple— dir man zaman topum fegımız degıştı talim metodlarımız n Oormamız ve elbisemiz değişti, fa- zihniyetimizdeki degışıkhkler zayıf kaldı. Hiçbir zaman yeni zihni- yete dayanan bir temel atamadık ve daima eski üzerine bina etme, ça- lıştık İkinci dünya harbi başladıgı zamanki acıklı bir binanın nasıl tehlikeli bir şey ol- duğunu bize gösteren son misaller- den birisidir. Z ıhnıyet ınkılabının bu kadar uuvaffakiyetli oluşu— nun sebeplerı nelerdır" Acaba bı— zim 1ntıbak kabiliyetimizden de şüp- he edelim? — Elbette — çokTürk mütefekkiri bu mühim mevzu üstün- de fikir yormuştur. Bizim her türlü tekâmüle büyük bir istidadımız oldu ğundan şüphe edemeyiz. Birçok saha larda ileri batı müesseselerine yakın bir tekâmül seviyesine varmış olma- mız bunun en bariz delilidir. Askeri sahada zihniyet değiştirmemizin ya- vaş olması buradaki muhafazakârlık durumumuz temelsiz - Seyfi Kurtbek kuvvetinin büyük — oluşandandır. Garplılar, papaslarla askerlerin en muhafazakâr — olduğun söylerler. Papaslara hak Verelım çünkü din- lerde reformları ancak peygamberler yapabilirler. Sosyete, kendini enpoze edecek bir peygamber veya fevkalâ- de bir din adamı zuhur etmedikçe inandıklarında ve din tatbikatında, muhitin ve hayat şartlarının bütün değişmelerine rağmen sebat eder. Ne politik kuvvetler, ne cebir ve tazyik bu muhafazakarlıgı değiştiremez. Fa- kat askerlerin muhafazakârlığını boz mak ve yeniliği kabul ettirmek o ka- dar zor değildir Muvaffakıyeth reformların iki sırrı dır: 1. Mesul adamların yenılık lüzu- muna inanmış, bütün ruhiyle kavramış, ve gerçekleştırmege az- metmiş O 2. Zıhnıyet mkılubının yalnız ka- faların içini değiştirmeğe çalışmakla olamıyacağmın anlaşılmış olması. İzah edelim: Yeniliğin lüzumuna inanmak: Es- kinin, gelenek haline gelmiş düşün- ce ve metodların artık zararlı oldu- ğuna, yeninin de memleket selâmeti için mutlaka lâzım olduğuna kanaat getirmiş olmaktır. Yeniliğin kavranması : Neyin, ni- çin alınacağını, — nasıl — alınacağım mesul adamların bizzat kavramış olması demektir. Bir yabancı müte- hassıs getirip bir eskinin düzeltilme- sine memur etmekle reform yapılmış olmaz. Yabancı gider ve her' şe eskiye, geriye doner Bütün tarıhımız bu hususta misallerle doludur zideki birçok yenilik teşebbuslerı tutmamış ise veya deforme olmuşsa bunları alanların da, aldıranların da kavramamış olduklarına delâlet e- der G erçekleştirme azmi: Zihniyetler- de ve tatbikatta inkılâbı tam olarak ikmal edinceye kadar plânlı, azimli, sabırlı ve devamlı olarak çalışma kudretinin gösterilmes Y alnız kafaların içini değiştirmeğe çalışmanın da kâfi olmadığını iki asırlık ıslahat tarihimiz göstermek- tedir. Bu kifayetsizliğin — tek çaresi cezri ve kati hareket etmektir. İçi degışmeyen kafaların kendilerini ya- ni sahiplerini toptan değiştirmektir. Nesıller degıştırılmedıkçe kafa içleri- nin, yani hâkim olan zıhnıyetın de- mesi Zzor ve ağır oluyor. Bu yavaş- lık uzadıkça yeni nesrller de eskiye intibak ediyor, eskileşiyor. İşte bizde zihniyet inkılâbının çok yavaş cereyan etmesi Ve kısır oluşu- nun asıl sebebi de budu ç AKİS.5HAZİRAN 1954