KÜLTÜR SAHASINDA İki Siyasi Tezat Eğitim Öğretmek ve Eğitmek ()Zretmek ve eğitmek, yani talim ve erbiye etmek mastarlarından gelen Ogretım ve Eğitim" bizde tam. mâna- siyle tatbik edılebılıyor mu? Yahut, daha doğrusu, bizde öğretim ve eği- timde ne dereceye kadar muvaffak 0- lunmuştur? Talebe mefhumu, yani yetışmekte olan bir insan duşunulurken 'öğretim ve eğitimi katıyen birbirinden ayrı mü talâa etmemek gerekir. Çünkü talebe ogrenmege muhtaç olduğu kadar eği- tilmeğe de muhtaçtır. Öğrenen, fakat eğitilmeyen talebe yetişmemiş sayılır. Öğrenmeden eğitilmenin de imkânı yoktur. Mekteplerimizde — pekâlâ iyi — bir öğretim sistemi vardır. Ders kitapları ve mevzuları, bugünün metodları ve göre hazırlanmıştır. Sırf hitap eden kalın kıtapların yerini, artık, lbe muhakemesini de 1şlet n kıtaplar almıştır Bunların hemen hepsinde talebeyi düşündüren, mukayeseler yaptıran bir takım sual ve problemler mevcuttur Bunların hepsi iyi. Fakat bizde öğ- retim sistemi yanında sağlam esasları havi ve onunla muvazi gidebilecek bir eğitim sistemi var mıdır? Maalesef yok tu r. Bugün talebeler gereken şekilde eğitilmemektedirler. Bunu millini her zaman görebiliriz. E vvelâ "eğitilmiş üzerinde duralım: Eğitilmiş insan, kendinde bilgi şu- uru yerleşmiş kimse demektir. Onun öğrendiklerine göre hareket — etmesi ve bunların dışına katiyen çıkmaması ıcap eder. Eğer bir üniversite talebesi, sinemada seyrettiği bır filmin aşk sah- nesi karşısında, heyecana kapılarak 1s- lık çalarsa egıtılmı sayılabılır mi? Böyle bir hareket terbiye zaafım ifa- de etmez Bununla, bütün üniversite talebe- insan" mefhumu lerimiz — böyledir demek istemiyoruz. Lâkin bu gibi hareketler az görülen şeylerden değildir. Belki Avrupanın medeni dediğimiz insanları arasında da böylelerine rastlamak mümkündür. Fakat bütün fertleri, hakikaten eği- tim görmüş bir memlekette böyle bir şey olamaz. Bunun gibi birkaç misal daha verilebilir. Öğretime muvazi bir eğitim siste- mi tatbik edildiği gün, ogrendıgıne şuur kesbetmiş insanların çoğalacağın- dan şüphe edilemez. Cemıyetın 1stedıgı ideal insan da budur Eğitim sistemimizin aksak olan ta. raflarım düzeltmek, talebeye — sadece öğretmek değil, öğrendiklerini benim- setmek lâzımdır—C.Y. AKİS. 5 HAZİRAN 1954 üyük Millet Meclısınde biri uzun B yıllardan beri sürüp gelen, diğeri ancak sekiz yıllık bır maziye daya. ki âdet var ki, bunlar hem bırıbırlerıne hem her biri ayrıca si- yasi ve esasi hukuka aykırı olduğu halde muhafaza edilmektedir. toplanma salonunun tam alnında Da. vüdi bir nidanın gözlere hitap eden bir rakibi gibi iri harflerle tertiplen- miş daimi bir ihtar lâvhası vardır: Hâkimiyet Milletindir. Hâkimiyete kayıtsız şartsız sahip olan milletin seçilmiş hakiki vekıllerının kollektıf varlığını - damı altına alan Büyük Millet Meclisi binası bu yüksek hâ- kimiyetin vekâlet yolu ıle tecelli et- tigi makamdır. Bunun içindir ki di- ğer devlet daireleri arasında üstün- de milli bayrağın her gün dalgalan- dığı tek yapı Türkiye Büyük Millet Meclisi binası dır. Milli bayrak orada her gün dalgalanır ama daimi olarak değil, çunku arada görünmez olduğu da vakid Bilmem dikkat ettiniz mi? Meclısm faal olduğu zamanlarda bazan dama bir hademe çıkar, milli bayrağı indirir, yerine başka bir timsal çeker: bu, cumhur reis inin for- sudur ünkü rada cumhurrei- bin; asına gırmıştır Reısın bınada kaldığı müddetçe Millet lisi müzakereleri milli bayrak altın da değil, cumhurreisinin forsu altın- da cereyan eder. Eski şef sistemi devrinden kalmış olan bu âdet ile toplanma salonundaki ihtar lâvhası- nın ruhunu telıf etmege imkân yok- tur. Çünkü âdet siyasi ve esasi hukuk ruhuna aykırıdır Milli bay rak, Meclis binası üzerinde daima dalgalanmak cumhurreisi Merlise ge lince onun forsu bayraktan küçük ki tada olmak şartiyle ayrıca çekilme- lidir. Nasıl ki cumhurreisi askeri ve- ya sivil bir Türk gemisine — bindiği zaman Türk bayrağı daima çekildiği yerde kalır, cumhurreisi forsu gran- di direğine veya onun yerini tutan direğe çekilir. İkinci tezat: neticeleri bugüne ka- dar nizah kalan 1946 seçimleri so- nunda toplanan Mecliste o zamanki çokluğun seçtiği cumhurreisine karşı bir protesto gösterişi olarak Demok- rat Partili milletvekilleri cumhurrei- sinin Millet Meclisi salonuna ilk giri- Prehistorik devre ait bir şehir keşfedildi. Yeni Delhi — Afganistanda araştır- malar yapan bir Fransız arkeoloji he- yeti, Kandaha civarında, otuz metre kumun altında 4500 senelik bir şehir bulmuştur. Kum tabakası kaldırıldık- tan sonra şehrin bozulmamış evleri, Avni Başman sinde ayağa kalkmamışlardı Bu h reket doğru mu idi nlış mı ıdı" Münakaşası artık luzumsuz ve fay- dasızdır. Dürüst olduğunu ıddıa et- meğe asla imkân olmayan o zaman- ki seçimlerin neticesi ve seçım sıra- sında memleketin her bucağında hü- küm süren kasıp avurucu fırtına havası düşünülürse bu fevri hareket şimdi ısabetlı görülmese bile mazur sayılal akat mılletın seçilmiş vekilleri ta- Frafından dört sene için ülke da- ilinde ve hariçte Türk devletinin yegâne temsilcisi olarak seçilen bir devlet reisine bu sıfatla Meclis salo- nuna ilk gırışınde ayaga kalkmamayı aimi bir âdet rak muhafaza 'et- mekte - hiç bir ısabet olmadıgı gibi. bunun siyasi, hukuki, örfi ve içti- mai hiçbir faydası da yoktur. ayni Meclis içinde bir partiye men- sup azanın cumhurreisini oturduğu yerde alkışla öteki parti mensup- larının ayağa kalkarak alkışsız selâm lamaları Meclisin iç manzarası bakı- mından da güzel bir lâvha teşkil et- miyor. Bir kaç ay evvel Türkiye Cumhurreisini Amerikan Kongresın— de gerek temsilcisi azalar, gerek se- natörler — ecnebi olmakla beraber bir devlet reisi olduğu için — ayakta selâmlamışlardır. Türkiye Büyük Mil let Meclisi âzalarının veya bunların kanuni çokluğunun Türk Devletinin reisliğine lâyık gorerek seçtiği Zati ayni çokluğun ayağa kalkmadan kar şılamasında milli nezakete — olduğu kadar siyasi ve hukuki prensiplere de uygunluğu daima meşkük kalacak bir aykırılık vardır. Bunun, bu yazı- nın ilk kısmında münakaşa edılen bayrak ve fors değiştirme âdeti ile ne kadar bariz bir tezat teşkil ettiği- ni söylemek bile fazladır. ski şeflik devrinde çıkarılan bay- rak nizamnamesinin bir maddesi- ne istinat eden bayrak indirme âde- tinin kaldırılması hakkında — geçen yıllarda Başvekâlete bir takrir ve- rilmişti. Bu tezatların bir an önce izalesi hiç zor ve külfetli bir iş de— ğildir. Ehemmiyeti az gibi görünen, fakat hakikatte mânası büyük olan bu aykırılıkların artık ortadan kalk- ması temenni edilmeğe değer sanıyo- Tum. çömlekçi dükkânları ve bu dükkânlar daki bronz heykelleri meydana çıkmış tır. Yüksek bir medeniyetin mevcut ol duğu bu şehirde, Isadan önce iki bin veyahut da ikibin altıyüz yıllarına ait bulunduğu anlaşılmıştır. Keşif arkeoloji aleminde büyük bir lâ andır şehir hakkında 1lm1 tetkıklere başlanılmıştır 23