1 an ar işüncele- le evinin zelmesini in içinde £ anneyi iyor mir © bana rken ge- valar yü- irünmedi. nede bir ve sada- mez; Ar- ızlayarak çektiğini an güzel- 1 ib Balırllay'- ituran bu et edişle veelerine undadır Amerikan ç nasıl o vlenmesi: ir, kendisine yarak çe , nasıl o Tavsiye ip yazar isine ne u yazma tarak hül- Mikado, ocuğu gö- nesile be- i yapıyor. ın bir ka iberleri? Pinkertonun bir Amerikalı kadınla ev- lendiğini yine sö yliyem Şarples çıkınca Sli Göoro ile be- raber içeri girer natcılığı bırakın, der, bu şekilde doğan li Amerikada ne denir biliyor musunuz ? Goro da söze karışir : — Hem sizin hem de çocuğunuzun iyi bakılmağa ihtiyacınız var. Yamadoro sizi çok mesut edecek. Şo -Şo -San o kadar hiddetlenir ki, e- linde bir silâh olsa Goro'yi öldürecektir. Adamı evinden kovar. am o sirada bir top sesi işitilir; Bir harp gemisi limana girmektedir. Şo -Şo-San sevincinden, heyecandan şaşkına döner. sakalarin yuva kurma mevsi- ap geldi, Suzuki, gördün mü, nasıl sö- zünü tuttu, Çabuk, dür ünü ver, elimi tut tlremesin de geminin ismini okuyayım. İşte, ta ni Linkoln! Evet, Pinker- tonun gemis Küçük kadın artık neş'e içindedir. Ki- raz kşe güllerinin bütün çiçeklerini toplatır, onun geleceği odayı süsler, yerlere bile çiçek petalları serpilir. Kendisi de, gelin geldiği günkü beyaz el- bisesini giyer. Saçlarından, nefesinden, bütün evden taze çiçek kokuları taşmak- ağaçlarının, mene tadır, Artık hava kararmak üzeredir. Renkli fenerler birer birer yanar. Pencerenin 1s- toru üş yerinden aralanmıştır :İBiri, Şo-Şo San'ın siz durarak e kadar üçüncüsü ise yere çok kta babasının yolunu o aralıktan gözle- yecek. Hava artık iyice kararmıştır. Sokak yavaş yavaş tenhalaşır, Gece ilerler, Şo- Şo -San ayaktadır, hiç kımıldamaz... Hiz- metçi ve çocuk oldukları yere yıkılarak uyuyakalmışlardır. Nibayet fenerler birer birer söner, kurşuni, gamlı bir ışık içeri sizar, Mirilti halinde, uzak bir gemici tür- küsü duyulur: Tayfalar sabahı selâmlıya- rak işe başlsmaktadırlar. Sabah ışığı odayı aydınlalınca, Suzu- ki uyanır, yatıp biraz dinlenmesi için ha- nımına yalvarır, Şo - Şo- San yerde uyuyan bu çocuğu yatağına yatırır. Kendi yatmaz. Biraz sonra, Pinkerlon, arkadaşı kon- solos ile birlikte gelir. Suzuki, haniımi- mü bütün gün nasıl hazırlıklar yaptığını, ve gece sabaha kadar ayakta beklediğini anlatır Amerikalı zevcesi de bahçede olan Pinkerton ilk defa olarak nedamet duyar, Küçük Japon kadınının sitemli, yaşlı gör- eri ve bir zamanlar mesul ve şen günler geçirdiği yuvasının bu durgun halinden müleessir olarak Okonsolosa para birakir ve kaçar. Bu ha- tıra artık onu ebediyen lazip edecektir. Amerikalı kadın, içeri gire- rek Şo-Şo San ile karşılaşır. Japon kadını, hakikatı derhal kavrar. Çocuğu isteyen Ame- — Evet, der, babası onu daha iyi yetiştirir, yarım saat sonra gelip alsın. Şimdi hazır- larım Amerikalı kadın gider ve Pinkertona çocuğu alabilecek- lerini söyler. Konsolos şasar. Daha bir gün evvel çocu- gunu mâbudu gibi seven bir kadın nasıl oluyor da şimdi onu yabancı bir kadına veriyor? Şo -Şo- San, Buda mâbedin- dedir. Dua ettikten sonra bir siyah tül ve kabzasında şu söz- ler yazılı olan bir hançer alır. « Şerelle yaşamak imkânı kalmadığı zaman şerefle ölmek Eve döner, Çocuğunu ku- caklar, öper, ve ni iskem- lenin üzerine oturtarak — Şimdi, der. Seninle bir oyun oynıyacağız amma sen gözlerini bağlatacaksın ve aç demeden hiç açmıyacaksın. ğun gözlerini siyah bir tülle bağ- lar, eline de bir küçük Amerikan bayrağı verir. Hançeri alarak paravananın arkasına gider, hançeri tam kalbinin üstüne saplar Amerikalı zevcesi ile fa bahçede olan. Pinkerlon, ilk delta nedamet duya, ve çocuğunun ayaklarının dibinde ölür. Pinkerton dehşetle haykırarak, odadan içeri girer ve Madam Batırflayın ölüsünün üstüne kapanır. Şarples, gözleri hâlâ bağlı olan ve e- lindeki Amerikan bayrağını bırakmayan çocuğu kucaklıyarak dışarı çıkarken per- de kapanir. İd Hançeri alarak “parava- nanır. arkasına der, Hançeri tam Kalbini üstüne: saplar ve çocü- Bunun ayaklarımın diz binde “ölür,