ecbiii lar.» Dalg » sıkıntıları 1 sözlerine rini ne ç le, Misafir, a vaktile gelip giderse, kapıcının ne deme- pe hakkı olabilir? Vakitli vakitsiz gelen misafirin de bize lüzumu yok. Mendil kadar bahçede yetiştirilecek çiçekten, fi- dandan ne olur? imi ee e bahçe safası mı çiçek sellim mu? Bezi sevdiğin çiçeği alır, vazolara koyar, tün odaları süslersin; insan, misk gibi kokular içinde oturur, gözü gönlü de açılır. Bahçe üstündeki mutfağı hiç anla- miyorum Mutfağın içi, yazın toz topri ak, kışın da çamurla dolar. Sonra, mutfakta birşey unutacak olsan, haydi merdiven çık. Kolaylığı bu mu? Odunu çekilerle kömürü tonlarla mı alıyoruz? kömürlüğe ne lüzum var? Gardirop, ko- modin ei yük, di püskü dolap aranır imi? P kırık döküğü tavan ara- sında ne diye saklıyacağız? Tepemizde mikrop yuvası kurmak için mi? İki kat imip çıkmak, bir hareket mi sayılır? Bu , yarı kötürümlüktür.. Apartmanda sı- iliniz, mecburen sokağa cıkarsın. Fem vücut hareket eder, hem de temiz hava alırsın. Apartmanı (şaşırıp “yanlış kapı anlar var da, aradığı evi bulamayıp in mahalledeki evlerin kapılarını çalan bi saşkınlar yok mu? Mahalle hayatı da, müşterek hayattır. kl komşu hastalansa, biz, düğün mü yapacağız ? Ya- nımızdaki evde ölü olsa, biz. ei gra- mofon mu çalacağız? Sizin alıştığınız eski usul evlerle yeni apartmanlar, kıyas edil- meğe bile benzemez Nihayet bir gün, | Remideye evap yetiştirmekten yoruldu ve karısına: Biz, babasi, o, dedi. Apartman yaptırırız. karar verilince, ortaya ye- i Apartmanı kaç katlı yapacaklardı ? Alınacak ikramiye üç bin liraya yakındı. Şirket sandığında da iki bin Jira toplanmıştı, daki yanan vin arsası büyüktü. ana caddeye yakın olduğu için, para ediyordu; bir kıs- mm. satabilirlerdi. Remidenin babası, bir iki ahbap mi- marla Mn Kn danıştı; ellerine , beşer odalı, iki kat bir apartman emdi Evde oturacak, asıl misafir sayılırız. Apartmana m endişeler girdi. Beklenen gün geldi, ikramiye alındı, ve Remidenin babası, elinde plânlarla, bir av kadar mimarlardan kalfalara, kalfalar- dan taşçılara, tuğlacılara, demircilere koştu. Plân tesbit edilince, son kararı da ver- Evin üst katında oturacaklar, alt katını kiraya vereceklerdi, Remide evlenin- ce, kiracı çıkarılacak ve kocasıyle Remide, alt katta oturacaktı. Yeni apartman, Remidenin yalnız ha- yalini değil, rüyalarını da doldurmağa baş- lamıştı. Remidenin, ta küçüklüğünden be- ri, doktorlara karşı zafı vardı; bir doktorla evlenmek istiyordu. Doktorla evlenirse, İarında görmeğe b »ktorun ismimi bir türlü okuy Se Re lüdaki evin kapısına, pırıl pırıl bir tabelâ kona- caktı Remide, rüyalarında göl dığı bu tabelâdaki doktorun türlü okuyamıyordu. eğe baş ismini bir Apariman yapılıp bitmişti; eskileri sa tarak veni eşyalar alıp, yeni evlerine yer- leştiler. Remide, sabahları evden çıkarken aksamları dönünce, kapının, yanındaki en- siz duvara, tabelânın, kendince tasarladığı yele yon kâh gülümsüyor, kâh içi- iyordu. Aparlmat yapılmadan, yapılırken, ve yapıldıkları sonra, e arkadaki takılıyorlar; yolda, tramva eğendik- leri Yeni güzel kübik ileri apar pi dı: — Bu, sira evler, kaynatamındır. Bu, benim görümcemin evidir. — Eltimin ri ını, işte bu ! Hepsi de “kısmet bekliyen,, bu gen b A şakalar eğlendiriyor, iğ Yapıldı sonra, şakaların şekli değişmişti : Artık, şerefe bir çay isteriz, Kuru kuruya böl olmaz; danslı davet olmalı. Bu şakalar devam ederken, Remide, bir gün, dayanamadı, kalbinin sırrını açtı. O vakit arkadaşları, onun sa bayi nuna satıldılar, öptüler, el çirpt Artık, bunun ii Si abelâ takılınca, büyük ziyafet is- feriz. — Ama, tabelâyı takmak uzamasın. Fakat günler geçiyor, tabelâ takılamı- yordu. aye sık soruyorlardı: ı bekliyecek miyiz ? Di in ne insafsız döklormuş bu! Hepimizi bekletiyor. Neredeyse, çıkıp gö- rünse artık — Remide, kocan, seni çok betiziyor, Bak, şimdiden üzüp bekletiyor, — Sahi, bu ne kadar naz Haftalar haftaları, aylar ayları kovala- mış, tabelâ takılamamıştı. Remidenin ar- kadaşları, ısrardan vazgeçmiyorlardı : â, me zaman asılacak ? ne kadar taridiğim varsa, hepsinin kulaklarını büktüm, Evlenmek ni- yvetinde olan genç, bekâr doktorların ağız: larını arayacaklar. Muhakkak genç mi olacak ? zi — Kiz, ihtiyarı ne yapsın ?# , sa, daha Orta yaşlı olursa, kenditiğt apari- manı olur, Remidenin apartmanını da be- yenmez, yn Yeni apartmanın. kapısına â takılmaz m üzeteğe Evet; yi e Şu ağ Tin ai ısınma, YE rli, alışalın Vine haftalar A le ii ko- valıyor; tabelâ, bir türlü takılamıyordu. ir gün geldi, şaka eden arkadaşlar, hücuma geçiverdiler : — Remide, anlaşıldı, ediyorsun ! jenç kız, şaşırarak kekeledi : Ne mızikçiliğiı? Evet, mızıkçılık. ediyor, ziyafetten kaçarsa? dgüne kadar, hiç sesini çıkarmadan gülmeye dinleyen Remide, bu hücün m sen, mızıkçılık bu it karşısında, ağlar gibi boynunu büktü : e e kaçmıyorum. Apartman hazır.. Tabelânın yeri hazır... Ama, ne yapayım, vallahi kabahat bende değil !