kıvılcımdır. rel bilgidir. larımızın af . getirmekle nen anlari, CUN eski dediklerimizden dudak bükmeleri üze hakkımız olan takdiri elde et- ş bulunururuz. — Birşey nazarı dikkatimi celbetti azizim Sabih Alaçam. Şairlerden balı- sederken yalnız Tevfik Fikretin ve Ab- dulhak Hâmidin isimlerini verdin.. Tan- edebiyatı devrinden bugüne ka- dar gelen söhretlerde ii Da hiç kim- seyi hatırlamıyor mus caba? — Hafızam hiç ait ğağtldir. Fakat ne yapayım ki işaret ettiğiniz zaman içinde, vasatın üstünde kalan Fikretle Hâmidden başka kimseyi göremiyorum. Yoksa şu veya bu isimlerden bah- setmek pek âlâ mümkündür. Ancak, arkadaş hatırı için kendime başkalarını güldürmeye niyetim yok. Eski bir tabirle “âdatı beldeye, uyamıyo- rum. Çünkü, Babıâlide modadır: röper- taj, mülâkat, anket oldu mu; hemen ER medhü sena havası başlar.Çok ederim bu sualde ısrar edip: «Vay! behi medhetmem Sal diye şair nat daşlarla aramı bozm . Sabih Alaçamın. bu mevzu üzerinde — Hafızam hiç zayıf değildir. Fakat ne yapayım ki s... işte o zaman hem şimdilik boşu boşu- na gürültüsünü yaptığımız yenilik iddi- : ; asında hak kazanmış oluruz, hem de hem şair vehem de nasir olmak itiba- rile, nesir veyâ nazmı mı tercih ettiğini.. yy rını nasıl v gibi şerait ai da ye iğını ? sordum Ri ülümsi- yerek şu cevabı verdi: ye otur senin “refikatini yeğenin yazarim, Müsli ikdimin e il | , bir ruh kirizidir. Bu hastalığı, bazan gi- derilmez bir ihtiyaç halinde hissederim, Bu ihitiyaca ibülâç demek daha d ğ rudur. Vezin , kafiye ve mısraların için- de kanad çırpan şiirin geniş mefhumu, bütün konsiyanımı istilâ eder. Fi u büc ri maddi bi tembelleşirim. Yahut asabi asabi dola- şırım. O zaman yeğenim Muâlla imdadıma yetişir, beni söylerim o yazar; yazar am ma kirin hazin elimden çekmediği yok: tur. ü çok zaman, ağzımdan çık mayan kelimeleri de söylediğimi tie ve ek: eden eksik yazıyorsun?.. der, gonuza erim Ne ise, Muâlla B biraya kolay oluyor; ve eliyle rağmen hem be- «hem de çikolatanın hatırı i için, Ez rar E kalemi eline alıyor. YAMAN BiR MUSiKİIMERAKLISI