Meğer, Genç Sair ve Yazıcı Sabi Alaçam, Bir Âlem abih Alaçamı bulmak kolay olma- dı, eğer görüştüğüm şahıs onun ye- rine başka birisi olsaydı, bu konuşmadan çoktan vazgeçerdim. Çünkü : (Engin kıyılar) şairini ele geçirmek için İstan- bulu dört dönmek lâzım. Babıâliyi geçerken müsterihane: “ken- disini belediyede görürüm!,, diyordum Vakta ki kalem odasından içeriye gi- ripte, Sabih Alaçam'ın:sandalyasını da muntazır görünce: “akılsız başın zah- metini ayak çeker!,, diye düşündüm. Ge- ri dönüp onun bulunabilmesi muhtemel ne kadar mecmua ve gazete idareha- nesi varsa hepsini dört döndüm, niha- yet tüneldeki Alman kütüphanesinde “ Hayne ,nin (Buch der Lieder) ni 'al- mak için çekişe çekişe pazarlık eder- ken buldum, Rahat bir nefes aldım * .". ünküler:,“bu gün kü genç nesil yy bizi tatmin edecek ne bir şair, de bir edip yoktur!,, diyorlar. Siz ne e Fikirdebini NE — Ben, yaşım itibarile, ak sakaldan yok sakale gelmiş bir insan, değilim. nun için sualinize vereceğim cevapta belki bitaraf değil, bir taraf görüne- bilirim i Sussam bunu ikrar telâkkı ederler. Her ikisinidereddetmek için şunu söy- lemek isterim ki, ne bugünün yetişen istidadlarını inkâr ve nede dünün kıy- metlerini red doğrudur. Meselâ: Bir Halit Ziya, bir Tevfik Fikret, bir Cenap Şehabiddin, bir Süley- man Nazif edebiyatımızın merhalelerin- den silinemiyeceği gibi; bizi ve bizden sonra gelenleri de ihmal etmemek, üzerle” tinde durmak lâzımdır. Yalnız bu nok- tada şu ciheti unutmamak gerektir ki: biz henuz, bütün inkişaf devirlerini ge» çirerek edebi bir kemalin olgun mey- valarını vermiş değiliz. Bu itibarla bir- çok genç arkadaşlarım ile onların üstat: ları arasında geçen bu vadideki mü- nakaşaları lüzumsuz ve faidesiz bulmak- tayım. Bana kalırsa eski-yeni boşbo- gazlığımı “bir kenara atıp, bizden sonra tendiğimiz liyakatı göstermiş oluruz. — Dünküler içinde, bugünkü nesli tatmin etmiş veya eden liyakatleri süy- ler misin — Sualinizin cevabını tamamen ba- na göre bir hüküm olmak, ve hiçbir zümre veya şahsın tercümanı bulunma: mak şartiyle verebilirim. Romanda Halit Ziya ön plânda ge n bir teknisyendir.. Hüseyin Rahm inkârı mümkün olmıyan bir matür. — Ben, yaşım itibarile, ak sakaldan yok sakala 1 bir insan değilim Fakat, kendisinden bahsederken hiç te eski addetmiyerek anlatabileceğim Ya- kup Kadri, bence şudur: Bütün eserle tinde, muvaffakiyet derecesi ne olursa olsun; onun romanlarında esrarıengiz bir hava içinde ifade edilen bütün bir cemiyetin mânâ ve ıstırapları o kadar doğru, o kadar anlayışlı ve o kadar san'atkâranedir ki, Yakubu beğenme- mek ve unutmak imkânsızdır. — Fikrinizi bir misal ile tevsik et- mez misiniz — Misale hacet yok dostum. Yakup Kadrinin bütün eserlerinin bende bırak- tığı intiba budur. Açıkcası yazılarının hepsi serapa Yakup Kadridir. Hikâyede tek bir isim: verebilirim size: “Ömer Seyfeddin». Hattâ, Bay Ali Canip; Ömer Seyfaddintik vefakâr İmiş). bir arkadaşı olmak ve onun hakkında! kitap yazmış bulunmak sıfatıyla, edebi." yat tarihimizde yer alacak adamdır. Şii lâzım. Fakat, sizliğe yer vermediğim için Tevfik Fik- retten bahsedeceğim. İşte bu kadar... Mamafih yukarıdaki isimleri; suali nizde mündemiç bulunan (Bugünkü nesli tatmin) kazıyesine bir cevap teşkil et. mek üzere söylemedim. Bence haddiza- tinde edebiyat dün ve bugün ile muka! yese ve münakaşa olunmamalıdır. ' Evvelce gelmiş bulununlar, yetişecek* ler için bir bilgi menbaı, bir tekâmül vasıtası rolü oynarlar. Vasıta yaye ola! maz; Yakup Kadriye belki hayraniye- tim olabilir, Fakat, bu onunla iktifa et, | mek demek değildir. Hele bizler için, kültürüne yarmak kat'i ludur. Bu noktada ben tamamen üstad M. Turhan Tan'ın fikrindeyim. O'da, bir mecmuaya verdiği mülâkatında “Doğu ve Batı kültürleri tamamen hezmedik dikten sonra san'at'kârlık iddiası serde: dilebileceğini we bu sermayeleri iktisap etmiş bir baştan çıkan eserin bir kıymet, bir eseri san'at olabileceği, noktâi nazarını müdafaa ediyordu ki; bence üstat tamamen haklıdır. Talân bir ümittir, bir kıyılcımdır. Bu kıvılcımı körükleyen yel bilgidir. Bana kalırsa bazı arkadaşlarımızın af fedilmez hataları buradadır: Dört kelimeyi bir araya getirmekle san'at eserleri vücüde getirilmiş olmaz. Bu hususta istidadın rolü yanında ilim de, at başı denecek derecede beraber gitmelidir. Dünya nimetlerinin en bü. yüğü: olgun bir kafaya sahip bulunmak tır. Biz edebiyat müntesipleri, ne z# manki bu hakileatı tamamen anlarız * Yazan: Miyazi Acun suret te lüzum: ©