LA riçteki, ya- rinin dere- rinden vaz- ulunduğum sistemiyle, line üymu nmaktadır. yet kendi “ıslahhane rde iyi bir rdemin iş tanesinde eliadanın çamlıkları arasın- da kurulan kamip!. Yaz günlerinin tatlı seması altın- da, tam bir sayfiye ve eğlence hayatı geçirmek... bugün hâlâ Yurdda bulunan, yen Yur- du bitiren çocukların henüz “Sokak çocuğul,, damgasını taşıdıkları zaman alınmış resimleri var. Diğerinde de Kurtarma Yurduna, oranın hayatına ait resimler mevcut. Bu iki ve biribi- rine yabancı âlemin objektifle tesbit edilmiş jestleri üzerinde durmak ge- rekli. Bunlardan bazılarını okuyucula- rımız bu sayfalarda görüyorlar... Meselâ esrarkeşlerin, kumarbazların, katillerin yatağıdır. Birçok çocuklar, buradan toplattırılmıştır. Her türlü mesaviyi ço- Bu fark gözle görülür, elle tutulur de- necek kadar bariz bir hakikattır. Albümleri karıştırırken birşey daha nazarı dikkatime çarptı: Heybeliadanın çamlıkları arasına kurulan kamp. Yaz günlerinin tatlı seması altında, tam bir sayfiye ve eğlence hayatı geçirmek; hepmizin imreneceği bir nokta. Yine yurd direktörü Kâzım Zafir Yener- demin verdiği izahata nazaran, 15 tem- muzda başlıyan kamp eylülün sonuna kadar devam ediyormuş. Senenin her mevsiminde, hayatını kazanmak için, geceli gündüzlü çalışmak mecburiye- tünde kalan; hattâ bazan pazar günleri bile vazife alan bir insan sıfatıyle, yurd çocuklarına gıbta ett Sayfiye hayatı ve Ali mefhu- munun fedaisi ile olacak, yurdu gez- 15 Temmuzda başlı- yan bu kamp,Eylülün sonuna kadar devam ediyor. Senenin her mevsiminde, hayatını kazanmak için, geceli gündüzlü çalışma mecburiyetinde kalan mek arzusunu izhar ettim. Aşağı indik. Yurdun ve ne, yatakhane, hamam — ine tahsis edilen ve yayi kısma önlüğü, çoc balü gibi amel Ayın katta yemek salonu ve'soğuk su my leri var. Fakat, dikkat ettim, küvetler. kırık, ların altlarındaki az tamir ediliyorlar. Yurd direl İeb bir esbabı mucibe serdett: hususta şöyle gtik. Mutfaktan gelen iştaha ve kokuları i işine, re beyaz ıkanma yer — Çocuk haddızatinde ei ek Fakat bizimkiler iki ii fazlasıyle kırıp döküc ekhanede enteresan e Salk aya şahit oldum. Direktörün gözlerine, bir yerde kalmış ufacık bir ek mek parçası ilişti. Bu hal, onun için büyük bir hâdise mahiyetini iktisap etmişti: “Ne için tam ini atlup olduğu veçhle temizlik ve intizama riayet olun: Nİ ia Nihayet mesele anlaşıldı. Henüz yemek- hane silinmemiş. O zaman hayret ettim ve kendi okul hayatımı hatırladım. Biz, hiçbir zaman “leyli talebe,lik hayatımızda bu kadar temiz bir halde yemekhaneyi terke z ezdik. a kata çıktığımız zaman, banyo ve hamam da ii gördüm. Buraları için, Bay Kâzım Zafir Ye- erdem : — Bizim lâboratuvarımız! tabirini kullanıyor. Bu sn neden ileri gel diğini sordum. işte cevabı : Mücadelemizin en büyüğün lik ile yapıyoruz. Her sabahı kalkarken nazarı dikkati celb edecek kadar faz- ladır. Fakat buna katlanmak mecburi- yetindeyiz. Kışın bile, her gün duş ya- pan çocuklarımız vardır. n için çocukların bünyelerinin müsait ol ması lâzımdır. Aksi takdirde'soğuk su rr, ve iralniz sıcak sü — Çocukların temizlik ve terbis üzerinde o durul- masını istediği bir noktaya temas e- — Bizim çocuklarımız yurdun -atöl- yelerinde çalışıp bir sanat elde etmek için geşirdikleri çıraklık zamanların: da, ;sadece teknik bilgilerini tenmiy& ir saadet sem &tmiş olmazlar. Aynı zamanda piyasa ile temas halindedirler. Çünkü atölyele- rimizi doğudan m doğruya biz işletmeyiz. Hâriçteki iş sahiplerine veririz. Çocuk” örü bu lar bu suretle, bilfiil iş hayatına atıldık- ları zaman, çok kolay muvaffak olurlar. 9 müsluk-