— Çok mu hastaydım dadı? — Aman, hiç açma Çiğdem. Bir bu- çuk ay bize neler çektirdin? Dil, ağız vermeden yattın. — Ateşli miydim çok? m3 — Ateşte sözmü? her gün 39,5, — Sayıklamışımdır öyleyse, — Belki Çiğdem. Fakat biz birşe- yin farkında değildik. Ancak seni ban- yodan yatağa, yataktan banyoya taşı- dık, durduk. — Babam üzüldü mü? — Üzülmek te söz mü? Bitti, tüken- di zavallı, Erkek ağlayışı pek acı oluyor Çiğ- dem. Baban çocuk gibi sesle ağladıkça yüreğim delik deşik oluyordu. Babam kapıdan göründü. Gözlerinde öyle yumuşak bir renk, öyle yalvaran birşey var ki.. Hastalığımın bütün huy- suzlukları, titizlikleri bu bakışlar kar- şısında eriyor. We Gözlerim örtülü.. Birçok şey düşü- nüyorum. Bülent, çok geride kalmış bir hatıra gibi içime eski acıyı düşürmü- yor. İçimde halâ yanıklığını duyduğum bir yara var. Bu muhakkak. Fakat ner- den geldiği belli olmıyan bir dayanık, bir bekleyiş te var. Onu, sik sık rüyam- da bn bşk Hep ellerini uzatıyor, yaly “ Saadetin en birinci dileğimdir ! ,, diyor. Ona koşacağım zaman aramıza, kü- çük bir kız çocuğu giriyor. Olduğum yerde kalarak sızlanmağa başlıyorum. Uyandığım zaman kirpiklerimde tit- reyen yaşları buluyorum. Yine onu görüp te rüya olduğunu anladığım bir dakika idi. Gözlerimi aç- maktan korkuyordum. Çünkü bu rüya- nın yürüyüp gitmesini ruhum hasretle istiyordu. Babam yavaş yav “Nermin, çocuk safiklaığanı hiç bil- memeli, ağzını sıkı tut!,, dedi. man içimden fena bir acı ses çıktı... Mutlak Bülendi sayıkladım. Ba- bam herşeyi öğrendi. Gözlerimi açtı- ğım zaman babamın yüzüne bakmaktan çekiniyordum. Demek ki babam herşeyi öğrendi. Onun böyle derin derin dü” şünmesi, iştahtan, uykudan kesilmesi bu yüzden.. Onu avutmak, lâzım: — Baba neistiyorum biliyor musun? — Söyle Çiğdem. — Güzel, şen bir müzik. Sonradur- madan dansetmek. — Sahi — ilme — ediz Si e sütü, yumurtayı biraz daha fazla içmeğe bak. Yemeklerin karşısında yüzünü ekşitme, Genç değil misin? Çabucak kendine geleceksin. zaman müzik, dans, herşey senin için... Yalancı elmaslar nasıl suya soku- lunca kendini ortaya vurursa, iğreti neşeler de öy Maske insanın yüzünden çabuk dü- güyor. ona şen görünmek me Masanın üstünde annemin albümü duruyor. Nermin yastıkları arkama yerleştir- dikten sonra acı bir zevkle yaprakları karıştırmağa ka Bu albümde annemin romanı var yaprakta; iri ME göğsü baş- tanbaşa nişanlarla dolu, sırmalı elbise- lerinin dik yakasından yükselen başı görünen yaşlı bir paşa. öyle hâkim görünüyor ki.. Karşısında küçük, güzel, sonderece gü- zel bir kadın. Kıvrım kıvrım saçları başının üstünde toplanmış; gözleri, du- dakları, bütün ruhu gülüyor. Kulakla- rında ince bir zincir ucunda sallanan iri taşlı küpeler, parmaklarında, bilek. lerinde, göğsünde elmas dolu Marmarada bir motör kazasına uğrıyarak daha genç ve güzel bir çağ- da iken ölen büyük annemle, büyük babam. Onlara bakarken gözlerimde renk renk ışıklarla aydınlanan avizeli salon- lar, yumuşak tüylü halılarla kaplı mer- diyenlerde uzun ipek eteklerini sürüyen genç kızlar canlanıyor. Çevirdiğim bir: | çok yaprakta büyük annemin değişik pozlarda resimleri var: Şık yastıklarla süslü, geniş bir sedir. üstünde vücudunun ince çizgileri ipek elbisesinden beliren bir genç kadın, u- zanmış yatıyor. Başucunda kocaman tüy yelpazeyi sallıyan genç bir halayık. Ye re çömelmiş gülünç birşey anlattığı yü- zünün çizgilerinde okunan bir zenci kız duruyor. Bu resim bir masal gibi kafamda derinleşiyor, güzelleşiyor, genişliyor. Yaprakları çeviriyorum. En sevdi. ğim bir poz daha.. Geniş, mermer bir havuz, etrafını mühteşem bir tavus kuyruğu kuşatmış. Kanatları renkli çinilerle işlenmiş, ku- gun ağzından köpür köpür akan su ha: vuza dökülüyor. Suların köpüklendiği yerde başbaşa vermiş iki mermer kuğu. Saçları omuzlarından sel gibi inen genç kadın, tavusun boynuna başını dayamış, kuğulara bakıyor. Gözlerimi güzel kadının omuzların- dan, saçlarından, pek biçimli dudakla" rının arasında pırıldıyan düzgün dişle- rinden ayıramıyorum, Bü annem ne zarif kadınmış!.. Bu resimden sonraki yapraklarda annemin birçok küçüklük resimleri sıralanmış. Sonra iki kalın saç örgüsünü başında saran biçimli bir genç kız: Bu, annemin babamla tanıştığı günlere ras- iyor sanıyorum. Arkada babamla bir arada alınmış birkaç kır düşmüş geniş alınlı erkeğin yanında