mıyaca ksi Dn. snden bek. enim ip» yük olacak.. nmanızı İs” Or VE OVgs toz bulutu kadar açılı" ıklıklarına: gibi düşü Jalar, birer er, Keybus: ediyorüm!. iniz, siz de erkekli bü: gökyüzüne am almağa afifçe hay» gibi parlır li. İran or Bidehşan övasında yalıyor ve küçük kafileler de dağlara doğru alabildiğine kaçıyordu. Kanlı ve müthiş boğuşmadan sonra İs- kitlerin boruları ve küsleri zafer gürül. tülerini çıkarmağa, bütün sesile haykırmağa başladı Tr neşe içinde Döğüs müthiş olmuş ve İran ordusu birkaç saatin içinde mağlüp edilmişti. Kraliçe Tomiris bir tepe üzerinde İran» ların bozgununu zevkle, tikten sonra nihayet atını ovaya doğru sürdü ve bağırmağa başladı: hazla seyrets — Keyhüsrev kaçtı mı?, Keyhüsrev kaçtı mir. Bir asker Kraliçenin ayaklarını okşı- yarak : — Güzel Kraliçem, Keyhusrev'in ova» da ölü, veyabut yaralı yattığını sanıyo rum? i — Nereden biliyorsun? Çabuk söyle. — Ben döğüşürken düşman asker. leri bir aralık: “Hükümdar vuruldu, bükümdar vwuruldul, diye haykırıyor. lardı. Kraliçe tiz bir çığlıkla : — Heyyy, askerler!.. herkes Keybus- ?. Bulup getirene diye bağırdı. rew'in cesedini arasın on bin altın vereceğim!.. Kraliçe sabırsızlanıyor ve ovaya ya” yılan askerinin hareketlerini bir bir ta- kip ediyordu. Ah, Keyhusrevi elde ede» bilse, hele onu sağ olarak ele geeçire- bilse... — Askerler, İskitler!. Arayınız, İran hükümdarını arayınız!. Kaçan İranlıları B, takibe devam ediyorlar mı — Bütün suvariler onların peşinde Kraliçeml.. Oyvadan tepelere doğru boğucu bir kan kokusu ve acı iniltiler yükseliyor. du. Kraliçe Tomiris beyaz atı üzerinde sabırsızlanarak bir düzüye sallanıyor ve: — Ah Keyhüsrev, senin başını öz. Senin başını özledim!.. diye mirıldanıyordu. Yüzünde eski güzelliği kalmamış ve acı, vahşi çizgiler belir. mişti. Mütemadiyen dişlerini sıkıyordu. ledimil. Birdenbire, ovada gezinen askerler- den biri, boğuk bir çığlık kopardı. Beş on asker o tarafa doğru koştular, Ka» labalık çalkandı ve asker, sırtına attığı bir cesedi koşarak getirdi ve Kraliçenin önüne bıraktı : — İşte Keyhusrevl. diye bağırdı. Kraliçe dikkatle baktı : Ta kendisi.. Sık siyah sakallı, sarı yüzlü bir insan.. Başında altın bir miğfer ve vücudunda çelik zırh vardı. Fakat bu çelik zırhın ömuzü parçalanmış, göğsüne bir ok sap- lanmıştı. Gözleri donuk, soğuk ve sabit e bakıyordu. Keyhusrev öl. e hazdan, zevkden, hırsından parlıyan gözlerini Keyhusrevin üzerin- de gezdirerek. vahşi vabşi güldü: Keyhusrev| Sen si Krallar Kra- İı, yeryüzünün biricik sahibi zannettinl. Sınırsız ölklernl, a vazlıklarınla, İşte, özlediğim baş, bu Insanın başı İdi. ö ı kopaü Finli. saray ve bendeğinınla kendini bir ilâh yerine kn Gafil ve mağrur ol. dunl.. ç düşünmedin ki etrafını sas ran ikbal il kaynağı gibi kavşağı da adem derizidir. düşünmedin ki bir gün, bir İs» kit Kraliçesi ordusuyle gelip senin pas yitahtını kuşatır; seni de, saltanatını da serengün ederi. Keyhusrev!.. Sen, Hazreti Süleymanın Seba likesi Belkis Sline yaptığı EÇ hatırlamadın m i «Mülkü dünya el kalmaz sonu berbad olur; « Ey muhibbi!,. Söyle farzel kim «Süleyman» olmuşuz?!» Sen kendini ebedi.. darat ve ibtişas mını sönmez, kuvvet ve kudretine pas yan olmaz mı sandın ey fani? (Gurur ve azemet bulutları etrafını öyle sarmışlar ki.. hakikatın güneşini görmene engel olmuşlar!.. Neşvei tac ve taht ile öyle bedmest olmuşsun ki, ka. pılarına dayanan intikam ve adalet or. dularını gözlerin görmez.. kulakların duymaz olmuşl.. Kraliçe Tomiris inti. kamının, Keyhüsrev gazebinden daha müthiş olacağı hiç hatırına bile gelme. di değil mi?., Ey gaddar hükümdar! sen benim oğs luraun ve ordumun canına kıydın, Fas kat ben senden daha müthiş intikam aldım!. Ahi... Durdu. Başını etrafında toplanan askerine çevir — İşte, özlediğim baş, bu insanın başı idi. O başı koparınl., Bir asker kılıcını çekti ve iğilerek bir saniyede Keyhusrevin başını vücu- dundan ayırdı, miğferinden tutarak kal- dırdı, Kraliçenin gözü önüne tuttu. Kraliçe dişlerini sıkarak : — Bir tulum getirin, bir tulum.. İçini ağzına kadar düşman kanı doldurup getirin.. Çabuk Çok çabuk. Faydi!. diye bağırdı. Sesi vahşi ve hırçındı. Askerler ders hal bir tulum bularak içini, İvan asker lerinden akıttıkları kanla doldurarak getirdiler. Kraliçe : — Bu başı o tulumun içine atınl, dedi. Keyhusrevin başını elinde tutan as- ker, bu kral başını tulumun içine attı. Baş bir âönda kana bulandı ve birkaç defa batıp çıktıktan sonra durdu. Kra: liçe atından aşağı indi, tuluma yaklaştı. Başını Keyhusrevin kan içinde duran başına yaklaştırdı. Dişlerini sıkarak vah» şi, hayvani bir sesle: — Haydi, şimdi kana doyl. diye homurdandı.