«4 YARININ, ©) BÜYÜKLERİ | SULAMA | Bakçıvan Hasan kötü bir a- dam değildir. Fakat çok huy- suzdur. Bahçede bir çocuk gör- dü mü aklı başından gider. Bu hınzırlar, bahçeyi altüst edecek- ler, şunlarım kulaklarını çeke- Der. Küçük Jale, bahçede ma- sumane oynuyordu. Bahçıvanın bu homurdanmasıma canı sıkıl- dı. Fakat ses çıkarmadı. Öç al- mayı düşündü. Gözüne, bahçe- nin sulama borusu ilişti. BDir deeski demir çember gör- | Hü. Allına şu— muziplik —geldi—; Boruya eski demir çemberi ger- gin çaktı. Bu neye yarar diye- ceksiniz? Resme iyi bakınız, bahçıvan borunun bir tahta al - tında kırıldığımı gördü. Boruyu şiddetle kendisine doğru çekti Bu çekilişle gergin demir çem ber yuvarlak şeklini aldı. Boru- yu bu harekette beraberce sü- rükledi. Ve bahçıvan borunun karşısında mükemmel bir duş | YUMURTA Dostum, çok yediğim için şiş- manladığımı zannetme. Tam ter sine, Ben, kanaatliyim. Çok ya- şamak ve sağlığı korumak için bulunmuş olan biricik çare az yemektir. Her gün sabah kah- Spor Ve Polis Asri polis her şeyden evvel, bütün sporları mükemmel bil - melidir. Polisler şahsı müdafaa- nın en evrimli bir şekli olan bok- su ve jimnastiği pratik yapmış olmalıdırlar, Hele jüi - jitsü bi len polis, en inatçı katil ve hır- sızları kolaylıkla amana getirir. ? Tabiidir ki, polis, iyi nişancı ol- mak gerektir. Tabanca kadar tü | feği de iyi kullanmalıdır. İyi bir yüzücü, sağlam bir şoför olma- sı da lâzımdır. Birçok şehirler - de polisler, telsizle mücehhez o- tomobillerde mütemadiyen orta lığı devrederler. Polis direktör lüğü ile sıkı temas telsiz vasıta sile muhafaza ederler. Amerika- da, Mişigan gölü kışın buzlarla örtülür. Yelkenli kızaklarla ge - zilir. Orada, bu yelkenli kızak- ları idare eden birçok polis me- muruna rastlarsınız. Yatçılıkta da Amerika polis- leri çok ustadır. , e« Şako kavgası bitti Gazetelerde okudunuz mu, Paraguay ile Bolivie arasında bir kaç yıldır süren çarpışma sonuna vardı. Vuruşmanın se « bebi: iki ülkeyi ayıran ve bir çöl bölgesi olan Şakoda hudüut- ların çizilmesi. Geçen yüz yılım baştııa kadar buraya bakan yoktu. Çünkü kumsal ve kısır araziden iba - retti. Ancak son zamanlarda Şako için çarpışmakta idi... Güney Amerikanın şu dev - letleri işe karıştılar: Arjantin, Bresil, Uruguay, Şili, Peru ve Birleşik Amerika devletleri, Buenos - Aires'de imzalanan bir protokil ile Bolivie ve Pa - rcıguıy. muhasemeyi kestiler. meği taahhüt — Saki işini de-yukarki Nükümetlerin ha - kemliğine havale ettiler. Iue herkesin sevineceği ha - yırlı bır ha ııe O OGYUNLAR. Kurulma kâadından canl ıl Çok basit olan bu tecrübeyi y pmuk için şöylece hareket e- diniz. Muvaffak olursanız, her - kes şaşa kalır. İyi cins bir kurutma kâadı ü- Zerine elinizi, parmaklar iyice a- Çık olarak koyunuz, Bir kurşun kalemle, parmakların ve elin et- rafını çiziniz. Bunu açıkça kesi niz. Parmakları falanjlarından bükünüz. Yani parmakları üç ve baş parmağı iki defa kıvırınız. Bu kâad eli az suyu olan ıslak bir tabağa koyunuz. Elin yavaş Ça açıldığını görürsünüz. Gö- renler, bunu şaşarak seyreder - ler. Kâaddan canlı bir el! ne şa- şılacak şey. valtısı için, bana, tek bir alâkok yumurta yeter. Masaya bakınız, şu yumurta!.. Mübalâğam yok!. Çiçekler de mavi ve kırmızı pamuktandır, renkleri yeşildir. VA N VAPUR TARİFELERİ |, KÖPRÜ - HAYDARPAŞA - KADIKÖY 15 Mayıs 035 tarihinden itibaren (Her gün) H rıvı- Kadıköyü. dan K. neVarış 646 — 653 718 — T23 —— 750 158 —— 758 — 758 520 840 -— 358 858 928 1008 1040 1123 1213 1250 1328 1423 14 53 1533 1613 1640 1718 1748 1815 1853 Köprüden Kalkış 630 X 700 X 730 D 135 X 735 XE 800 B20 xX 830 D 840 E 840 D 905 Toros 945 X Adaza 1020 n00 x 11$0 X 1230 -- 115 X 1338 M00X Ankara mübtelit14 18 16 30 448 1510 X 1$$0 X 1608 1625 1645 X 1700 1725 Adapazarı 11501 1830 îıııın sür'at 900 o2 1003 nıs 1208 1025 2008 2058 21 35 2254 2410 A, İşaretli selerin treni Cuma, pazartesi isler. leri işler. B. İşaretli seferin treni perşembe ve pa.: gar günleri işler. x il]ıguıll #elerlerin Banliyö — trenlerile | vardır. KADIKÖY - HAYDARPAŞA » KÖPRÜ 15 Mayıs 935 taribinden itibaren (Her gün) Kadıkö. H. Paşa- yünden K. dan K. 6535 X 738 Köprüye Varış a 88 Bos XD 810 X Sovcuuunuuu BEUYELLUR! BEZ x 1 1240 Atıkara muhtelit 1315 X 13 13ss X 815 XB C. İşaretli veferlerin treni 1 Hasirandan 31 Ririnci Tesrime kadar İşler. D. İşaretli selerler cuma günleri yapılmaz E İşaretli seferler cuma günleri yapılır. Sisli tipili ve şiddetli fırtmalı bavalarda vanurlar bulundukları mahallerden hareket etmiyecekler barınmak mümkün olau- yan İskeleleri tutmıyacak, yahut daha ev- Vel terkedebileceklerdir. (Okuduklarımız, Duyduklarımız , Bir Markiye Yüzbin Dolara Mal Olan Arabacı Kızı Briğhton kasabası Londraya yakın plâjların en meşhurudur. Yerli olarak burada oturanların adedi büyük bir yekün tutmaz. Fakat yazları deniz mevsimin- de Brighton'da bilhassa hafta sonlarında yer bulmak bir şans işidir. Dorothy Haseley, babasının ekmek arabasına binmeği öğ- rendiği gündenberi bütün Brigh- ton'lular tarafından İngiltere- nin en sevimli kızı diye anılma- ga başlanmıştı. Yavrucak haki- katen çok tatlı ve sevimli idi. Ekmek dağıtan babası da bu biricik kız evlâttan haklı olarak çok gururlanıyordu. Hattâ ana- sının protestolarına rağmen onu büyüyünce bir dansöz yapmak emelinde olduğunu da gizleye- mezdi. Dolly hakikaten dansöz oluyor Bir gün dilber Dolly eve koe- şa koşa gelerek anasına Brigh- on'un; Theatre Royal adlı kü- çük tiyatrosundan balerin kız aradıklarını haber verdi ve ken- disinin de müracaat -edeceğini söyledi. Sahne adı olarak ken - disine Dolly Tester ismini ala- rak birkaç saat sonra tekrar eve döndüğü v "it haftada on şilin mukabili angaje edildiğini se- vincinden ağlaya ağlaya anla- tıyordu. Birkaç zamanlar Brighton ti- yatrosunda sahne hayatına alı- şan Doliy, gitgide daha güze leşiyor, san'at hakkında iyi fi- | kirler hâsıl ediyondu. Bir sene kadar biyle devam ettikten sonra ertesi yız, Londradan sayfiyey> gelenler arasında Londra'nın Gaiety tiyatrosunun Usahibi, küçük kasabada Dolly- | yi sahrede gördüğü vakit kıza meftun oldu. Hem çok güzel, hem çok müstait or yedi yaşla- rındaki Dolly'yi alarak anasının gözya ” rı, babasının de- rin memnun., >ti arasında Lon- dra'ya götürdü. 200 bin ingiliz borç Londra'da bir gece tiyatro- nun kapısı önünde talih onu genç bir çocukla kazaen çar- pıştırdı. İkisi de bundan müte- essir oldulur. Ç :kü genç Dol- 1y'nin ayağına basmış, Dolly de buna mukabil ona öyle tahkir. amiz gözlerle bak ıştı ki, za- valir oğlan pardon bile diyeme- | mişti. Maamalih bu sırada ora- da bulunan Doliy'yi tanıyan bir delikanlı, biraz çakır keyif ol- duğu için Dolly'nin ayağına ba- san genci kolu-lan tutarak onun huzuruna getirdi: “Miss Dolly, müsaade ederse- niz size İngilterenin en zengin markilerinden dostum Alisbüry- yi takdim edeyim” diyerek işi her iki taraf için de tatlrya bağ- lamıştı. Marki bu akşam için Dolly'den 2" talep ederken baş- ka bir akşam da onu tiyatrodan FAYDALI BilGiLER KU | 21451 Radyo örkestrası 28: - Duyumlar. BUGUNKU o ©i PROGRAM| 1*30: Dans İstanbul 1830: Almanca derx. 19: Dans musikisi Çolik), 1930: Balalayka orkestrası, Koro 20: Haberler, 21.10: — Konlerans.. 20.30: Stüdyo orkestrası refakatiyle Münir Na- rettin — Bayan Tüzün. Tütkçe sözlü eserler. 21: Radyo caz ve orkestrası. 21.30: Son haberler - Borsalar. — 21.40: Mandolinata orkestrası, Gavin kardeşler. 22.20; Plik neşriyatı, Bükreş 13-15: Plâk ve duyumlar. 18; Plâk. 10: Duyamlar. 19.15: Plâk. 20: Sözler. 20.20: Plâk. 20.S0; Sözler. 21: Konleranı. 21.-1$: Radyo senfonik orkestrası. 22: — Sözler. 22.15: Konserin süreği. 2245: Duyumlar. 23.05: Kahve koönserini röle. 23.1$: Ya- dillerle duyumlar. Budapeşte 19.50: Plâk, 20.50: Skeç. 22.1$: Duyum- lar. 22.35: Opera orkçatrası. 23.10: Söz- ler. 23.50: Almanca siyasal sözler. 24.10: Çingene Moskova 18.30: Konser, 22; Almanca yayım. 2X05 Framsuca, 2405: Felemenkçe yayım, Roma 19.45: Sözler - Plâk - Sözler. 21.50: İs- teği . (Cempari). - 23: Kuartet könseri Du- Prag 20.10: Plük, 20.186: — Duyumlar.,2026: Plâk, 20.40: Popüler slav ları, 21401 h""..ı .Y:yım. uDDı 22.30: Ope- ya mük 23.15: Duyumlar. - Plâk, 2345 İngilizce duyumlar. 20'30: Piyano konseri. 20.50: Sözler. 21: Zâraat, 21.10: İrlanda müslği. 21.45: Du- yumlar, 21.55: Sözler. 22: “Verbam No- bile,, adlı bir perdelik opera. 23.40: Spor duyumları. 23.40: Serenad müziği. Breslau 2: Duyümlar. 2110: Ulusal yayım. Hımburg 20: Liszt'ia piyano müziği, 21: Duyum- | dar, 2115: Ulusal yayma. 2145: Şen ha- ı valar. 23.2$: Müzikli program arası. 24: Halk havaları. Münih 20.1$: Ulusal yayım. 2145: Senfonik radyo oörkestrası. 23; lar, ve saire. 23.30: Şarkılar, e SİNEMALAR TIYATROLAR * Türk : Voronzefin esrarı — Teh- likeli yollar. Melek : 30 gün Prenses — Casus kalbi. Yıldız * Gönül tuzağı — Dağların kizi. Elhamra : Gece kuşu — 27 No, lu casus. * * Tan : Kimsetiz. Şık : Maskeli Kadın — Komik- ler haftası, | | İpek : Tangolita — Aşk Hüzün- leri. Alkazar ! Deniz altı ejderi — Vahşiler hücum ediyor. Alemdar : Sürüsüne Bereket — 77 No, lu casus. Milli * Çıldıran dudaklar — Gizli define. Hilâl : Zombi — Tunç vücutlar. Kadıköy Hâle : Gönüller Birle- | şince. Üsküdar Hâle : Aşk fırtmaları. Halide ve Arkadaşları : Şehzade başında Turan tiyatrosunda (Bir şenlik gecesi). NOBETÇI ECZANELER Bu gece nöbetçi eczaneler şunlardır. Sirkecide Beşir Kçmal — Ankara cadde inde Eşref — Beyazıtta Cemil — Küçük- pararda Yorği — Şehzadebaşında Hamdi — Yenikapıda Sarmı — Samatyada Ero- filos — Şeremininde Nazım — Karaglim- Tükte Fuat — Büyükadada Mehmet — Heybelide Tanış — Bakırköyünde Merkez | — Fenerde Hüsamettin — Hasköyde Ye- ni Türkiye — Kasımpaşada Yeni Turan Kadıköyünde Büyük — Yeldeğirmeninde Üçler — Beşiktaşta Recep — Galatada Hidayet — Taksimde Kanzuk — Pangal- tıda Karakin Kürkçiyan — Taksimde Gü- neş — Eyüpte Hikmet ecraneleri, « LIMAN HAREKETLERiİ Dün limanımıza gelem vapurlar : Ban- dırmadan 6,30 da Sadıkzade, Mersinden 9 da Çanakkale, Karadenizden 14.30 da Ka- radeniz, İzmirden 15 te Sakarya, İzmitten 16,15 te Ayten, Mudanyadan 17,30 da Tay- yar. Dün limantmızdan giden vapurlar; Mu- danyaya saat 9 da Asya, Bandırmaya 21 de Gülnlhal, Bugün limanımıza gelecek — vapurlar : Karabigadan 6 da Bandırma, Ayvalıktan 9.30 da Mersin, Bartmdan 13 te Antalya, Mudanyadan 17 de Asya, Bugün limanımırdan gideçek vapu: İzmite 9 da Ayten, Mudanyaya Tayyar, lakenderiyeye 11 de İzntr, Kara- denize M de Cumuriyet, Bandırmaya 21 de Sadıkzade, DAVETLER İ tır. Beşiktaş askerlik şubesinden : 1 — 316 doğutludan. — itiharen Bakaya kalan gayri islâmlarla 324, 325, 326, 327 328, 320 doğumlu gayri islârm erat sevk- edileceklerdir. 2 — Toplanma günü 25-6-035 çünüdür. 9 — Nakdi bedel 24-6-935 akşamına ka- dar kabul edileceği ilân olunur, gibiydi sonra birlikte yemeğe çağırdığı vakit Brighton ekmek arabacı- sının kızı son derece memnuün olmuştu. Cazibesi..: bu zengin markiyi kendine çok çabuk esir edeceğini pek âlâ biliyordu. Maamafih ilk dostluk günle- Ti geçtikten sonra kumaz Dolly zengin markinin çok zengin ol. masına rağmen 200,000 İngiliz lirasr borçlu olduğunu da çok geçmeden öğrenmenin yolunu bulmuştu. Nihayet marki ken- disine izdivaç teklif ettiği za- man Dolly, 100,000 İngiliz lira- lık garanti vermedik,: bunun imkânı olı sadığını söylemiş ve marki çar ve — çar bir kolaymı bulup, büyük annesinden kendi- sine kalacak mirasın bir kısmı- nr Dolly namına kaydettirmiş- tir. Maamafih Dolly kocasının bütün deliliklerine, sarhoşluğu- na rağmen onu sevmemiş de « ğildir. Beraber hayatı çekil- mez bir hale getirdiği zamanlar- da bile kocasına fena muamele etmemiştir. Buna rağmen fazla içki neticesi marki, çırçıplak so- yunarak gece sokakta dolaş- maktan tutun da Hayd-Parkta merkebe binmeğe kadar türlü türlü delilikler yapmış ve niha- yet zav. « Do'ly'yi bir gün fena halde dövmüştür. Senelerce bu hayata taham - mül ettikten sonra Dolly niha- yet dayanamıyarak kocasının kâsanesini terketmiş ve bir ote- le iltica etmiştir. On sene müd- detle ayrı düşen marki ve karı- sı Dolly, kocasının ölümünden bir hafta evvel barışmışlar, fa- kat biçare adam çok fazla içki kullar “ığı için henüz kırk yaşı- na ge' jeden ölüp gitmiştir. Bütün ümitlerin aksine ola - rak ikinci izdivaç neticesinde Dolly son derece mes'ut bir ha- yata kavuşmuştur. Bu selerki kocası Londra'lı bir tüccar ol. duğu için dilber kadını alınca işine büsbütün dört el ile sarıl- muş ve az vakit sonra zengin olarak ona ümidin fevkinde iyi bir hayat yaşatmağa başlamış- Markiden kalan mirası da ko- cazıın sem in. ilâve eden Doll- Lond-i'nın en zengin kadınları ile aşık atacak kadar Tüks bir hayata kavuşmuş ve sonuna kadar mes'ut yaşamıştır.